30 Haziran 2024’den beri Toplu İş Sözleşmeleri’nin (TİS) imzalanmasını bekleyen Ataşehir Belediyesi işçileri, üyesi oldukları DİSK/Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 3 Nolu Şube yönetimininin işveren karşısında mücadeleden uzak bir yol izlediğini ve sendikanın kendilerini önceki dönem yaptıkları gibi kötü bir sözleşmeyle karşı karşıya bırakabileceğini belirtiyor.
Ücretlerine insanca düzeyde zam yapılmasını bekleyen işçiler açlığa ve kötü çalıma koşullarına mahkum olmadan yaşamak istiyor.
Belediyenin farklı birimlerinde çalışan işçilerle toplu sözleşme görüşmelerini, yaşadıkları sorunları ve üyesi oldukları Genel-İş sendikası hakkında konuştuk.
Güvenlik işçisi: Ben Ataşehir Belediyesi’nde özel güvenlik görevlisi olarak çalışıyorum. Şu an toplu sözleşme görüşmeleri yapılıyor fakat sendika yetkilisi arkadaşlardan hiç memnun değilim. Bizlerin beklentilerini göz önünde bulundurmuyorlar. İşverenle danışıklı dövüş yapılıyor. Süslü sözlerle bizi oyalıyorlar. Önceki sözleşmede olduğu gibi bu sözleşmemiz de oldu bittiye gelecek gibi görünüyor. Özellikle şube başkanının tutumu net değil. Şube başkanı ve ekibi kendi menfaatlerini düşünmekten öteye gitmiyor. Aldığımız ücretler asgari ücret seviyesinde ve sendika yetkilisi arkadaşlar birimleri dolaşırken bize sorunlarımızı sorduklarında bunları bir bir anlattık fakat hep konuştuğumuzla kaldık. Herhangi bir adım atılmadı. Ücret skalası diye bir garabet oluşturdular. Bu sözleşme de öncekini daha fazla aşacak şekilde yapıldı. Ücret skalası adil olursa olabilir fakat orada da bir adaletsizlik söz konusu. Çalışanlar arasında huzursuzluk yaratıyor. Skala için özel bir çalışma yapılması gerekiyor.
Zabıta işçisi: 15 yıldır Ataşehir Belediyesi’nde Destek Hizmetleri adı altında Zabıta Müdürlüğü’nde görev yapmaktayım. Sendikacıların toplu sözleşme döneminde geçmiş süreçler de dahil olmak üzere belediye yönetimi karşısında yeterince dik durmadıklarını düşünüyorum. Şu an eski toplu sözleşme kapsam süresinin üzerinden 3 ay gibi büyük bir zaman geçmiş ve henüz sıradan maddeler dışında özellikle ekonomisel anlamda hiçbir adım atılmadı. Özellikle ülkemizde ekonominin her geçen gün daha kötüye gittiği şu zamanlarda temsilcilerimizin yönetim karşısında gerekli hassasiyeti göstererek işçinin temel haklarıyla ilgili henüz bir adım atmaması çok üzücü. İşçiler adına çok zor bi durum yaşanıyor. Bu durumlardan bir an evvel çıkılması ve işçi arkadaşlarımızın yararına olacak şekilde sözleşme maddelerine imza atılması en büyük temennimizdir.
Bir önceki sözleşmemizdeki ekonomik maddelerin yine aradan 2 ay gibi uzun bir süre geçtikten sonra bir gece yarısı ansızın oldu bittiye getirilircesine ve yönetimden yana tavır alınarak imzalanması işçiler adına çok kötü bir sorundu. Biz işçiler olarak sendikaya gerekli desteği verdiğimizi; grev ise grev, iş bırakma ise iş bırakmak gibi bir tutumdayken temsilcilerimiz işçileri örgütlenme aşamasına getirmişken sözleşmemizin yönetimin istediği şekilde ve gece yarısı ansızın imzalanması sendikaya olan güvenimizi sarsmıştır. Şu an sendikacıların işçilerle gerekli bilgileri paylaşmadığı kanısındayım. Sadece yaptıkları şu tarihte şu zamanda toplantı var, demeleri ve toplantı maddelerinin tekrar ertelendiğini soylemeleri oluyor. İşçiyi oyaladıklarını düşünüyorum.
Böyle bir yaklaşım tam olarak işveren tarafının ekmeğine yağ sürmek anlamına geliyor. İşveren tarafından 3 ay gibi bir sürede henüz önümüze teklif dahi getirilmemiş olması bizleri düşündürmektedir. Umarım sürekli ertelenen maddelerin bir gece yarısı ansızın işçilerin aleyhine ve iş verenin yararına olacak şekilde imzalanmaz. Bizler bir arada hep birlikte güçlüyüz. Sendikacı arkadaşlarımızın işçilere karşı daha şeffaf olmaları ve hep birlikte bir bütün olarak hareket etmeleri gerekiyor. Bilinçli örgütlenme karşısında hiçbir gücün duramayacağına inanıyorum.
Eğitimci: Ben Ataşehir Belediyesi’nde bir eğitimciyim. Sendikanın toplu iş görüşmeleri uzun sürüyor. Eylül sonu yaklaştığı halde henüz ücretler konusu görüşülmedi. Ne zaman güncel maaşlarımızı alacağımız muamma. Gereken şekilde ek protokol de yapılamadığı için kaybımız çok fazla. Sendika ile görüşebiliyoruz, isteklerimizi ve düşüncelerimizi iletiyoruz ama bu istekleriniz ne kadar gerçekleşir süreç sonunda görüp yaşayacağız. Önceki sözleşmemiz çok oldu bittiye getirildi. Açıkçası bir gecede bitirileceğini düşünemedik. İşçilere sözleşmelerine sahip çıkılması konusunda çağrı tam yapılmadı. Bu tecrübe kafamıza acaba bu yılki süreç nasıl sonuçlanır, işçi lehine sonuçlanır mı gibi soruları getiriyor.
Zabıta işçisi: Ben Zabıta biriminde çalışıyorum. Sendika belediye ile yapılan görüşmeleri ve gelişmeleri bize sağlıklı şekilde aktarmıyor ve işveren karşısında kararlılıkla durmuyorlar. Haklarımız savunulmuyor, gereken duruş sergilemiyor. Sendika şeffaf bilgi paylaşımı yapmıyor ve işveren karşısında kararlıca durmuyorlar. Sorularımıza ise herhangi bir çözüm üretmiyorlar. Bir önceki sözleşmemizin gece yarısı imzalandığını öğrendiğimizde çok demoralize olduk. Bizlere ve emeğinize gereken değer yıllardır verilmedi. Bulunmuş olduğumuz ekonomik sıkıntıda insanca yaşamamızı sağlayacak ihtiyaçlarımız hiç bir zaman giderilmedi. Belediyemiz çalışan personeline karşı dürüst davranmıyor ve samimi değiller açıkçası. Sendikacısı da işvereni de kendi çıkarlarını düşünüyorlar. Bizler hep ikinci planda oluyoruz. Bu durum işçilerin hem çalışma performansını hem de tüm yaşamını çok etkiliyor.