Cezaevlerindeki Durum ve Devrimci Tutsakların Talepleri ​

0
3872

Dergimiz yazarlarından ve Kırıkkale F Tipi Hapishanesi’nde yıllardır tutsak edilen Murat Karayel, son dönemde Covid-19 virüs salgınının cezaevlerine etkisi ve iktidarın bu süreçteki tutumu üzerine görüşlerini ve devrimci tutsakların taleplerini dergimize göndermiş olduğu bir mektupla paylaştı. Aşağıda arkadaşımızın mektubunu sizlerle paylaşıyoruz:

  • Cezaevi, hastalık başladığında bu hastalığın çok hızlı yayılacağı bir yer. Buna rağmen yeterli koruma olanağından yoksunuz. 25 Mart Çarşamba günü burada bir adli mahkum öldü. Ölüm sebebine ilişkin çelişkili şeyler söyleniyor. Covid-19’dan olmasa bile, sürecin gereği olan şeffaklık gösterilmiyor; bu bizi kaygılandırıyor.
  • Alınan önlemler kolaycılık ve fırsatçılık kokuyor. Sohbet, spor, atölye, ziyaret haklarımız kullandırılmıyor. Hastane sevklerimiz durduruldu. Başka cezaevlerine sevk başvuruları kabul edilmiyor. Avukat görüşlerimiz sınırlandırılıyor ve bu sınırlandırma savunma hakkını ihlal edecek şekillerde yaptırılıyor. Gazeteler bir gün gecikmeli veriliyor. Posta ile gelen dergilerin dağıtımı durdu. Mektup dağıtımı yapılıyor mu belli değil, alabildiğine düzensiz. 
  • “Önlem olarak” temel haklarımız kullandırılmazken; dışarıyla sürekli bağlantılı olan personel ile zorunluluk ötesi temaslarımız sürüyor. Anlık ve baskıcı nitelikte aramalarla olağan riskler artırılıyor. Geçen hafta yapılan baskınlarda, bazı hücrelerdeki çekpas, fırça, bulaşık eldiveni gibi temizlik malzemelerine, hatta yemek tencerelerine el kondu. Aramalarda temizlik araçlarına el konmasının, eşyaların elden geçirilmesinin böyle bir dönemde makul bir yanı yok. 
  • İaşe zinciri ve kantin malzemeleri temininde denetimsizlik, salgının cezaevine ulaşması riskini büyütüyor. 
  • Bakanlık açıklamasının aksine hapishanelerde dezenfektan dağıtıldığı filan yok. Litresi 65 liraya cilt dezenfektanı satılacağı ama içeriye verilmeyeceği ilan edildi. Sadece giriş çıkışta kullanılmak üzere koridorlarda duracakmış. Üstelik verdiğimiz sipariş hala getirilmedi. Şimdiye kadar yaptıkları, kişi başıan birkaç sabun dağıtmaktan ibaret. Kısacası günlük hücre yaşamımızda etkili önlem alma olanağından yoksunuz. Tutsaklar ve personel tedbirsizliğe mahkum. 
  • Salgın bahanesiyle haklarımızın gasp edilmesine karşı ve etkili önlemlerin alınması için gösterilen çabaların birleştirilmesi, en azından eş güdümlü yürütülmesi önemli. Devrimci güçler bu konudaki meşru talepleri dile getirirken, daha geri taleplerle şekillenen demokratik platformlar karşısında sekt durumuna düşmekten kaçınabilmeli. Asgari talepleri en geniş bileşenle beraber sahiplenip, köklü çözüm önerilerini o zeminde gündemleştirmek hedeflenmeli. 

Kapsayıcı olanlarından başlayarak taleplerimizi şöyle sıralayabiliriz: 

1- Salgın önlemleri belirlenirken tutsak haklarına saygı gösterilmeli. Uzayan tam tecritin idarelerin keyfi yasaklarını, baskılarını cesaretlendireceği akılda tutulmalı. Şimdiden bunun örneklerini görüyoruz. Süreğenleşen tam tecrit ve baskının şimdiden öngörülemeyecek direniş biçimlerine neden olabileceği akılda tutulmalıdır. 

2- Düzenli şekilde ücretsiz temizlik malzemesi, dezenfektan sağlanmalı; bu malzemeler günlük yaşamda kullanılabilmesi için hücrelerde bulundurulabilmeli.

3- Hastalık başladığında yayılması bu koşullarda engellenemeyeceğinden; tüm personele, iaşe zincirinde yer alanlara, tutsaklara şimdiden test yapılmalı. Ve tutsaklarla temas halinde olanların dışarıyla temasları zorunluluklar dışında kesilmeli.

4- Açık, kapalı görüş haklarımız yerine, haftalık sadece 10 dakikalık telefon imkanı tanınması fırsatçılıktır. Bakanlığın haftada yarım saat görüntülü iletişim vaadi istismardır. Bu görüşmeyi yapabilecek kişilerin cezaevi idareleri tarafından belirlenmesinin önünü açmak devrimci tutsakları bundan mahrum etmektir. Görüş koşulları oluşana kadar, görüşe eşit süreyle (haftada 1 saat) görüntülü iletişim hakkı tutuklu-hükümlülerin tümüne koşulsuz tanınmalıdır. Ziyarete gelen herkesle bu görüşme yapılabilmelidir. Salgının kısa sürede önüne geçilemeyeceği gözetilerek, kişisel bilgisayar edinerek kontrollü internet iletişimi kurabilmemizin altyapısı hazırlanmalıdır.

5- Hasta tutsakların bu koşullarda hastaneye götürülmeleri de, götürülmemeleri de hayati risk yarattığından, ev hapsine alınmalarının önü açılmalıdır.

6- Tutuklular denetimli serbestlik, ev hapsi gibi seçeneklerle; yargılanmaları sürmek üzere salıverilmeli. Yargılanmalarının makul sürede tamamlanamayacağı şimdiden bellidir. 

7- Gündemde olan infaz düzenlemesinde ayrımcılık yapılmamalıdır. Tutuklu-hükümlülerin hepsinin risk altında olduğunun kabulüyle düzenleme genelleştirilmelidir. 

8- İnfaz yasasında değişiklikle disiplin cezaları kapsamının genişletileceği, gazete ve dergilere erişimin engelleneceği gazeterlere haber oldu. Salgın hastalığın gündemi doldurmasından yararlanarak baskıyı artırma yöneliminden vazgeçilmelidir. 

9- DGM’lerin, düzen hukukunun genel kabullerine göre bile adil yardılama yapmadığı, AİHM kararları ile sabittir. Hizbullahçılar bu gerekçeyle zaten bırakılmışken, devrimci tutsakların yeniden yargılanma talepleri karşılık bulmamıştır. 

İnfaz düzenlemesi gündeme gelmişken haksızlığın asgari telafisi için DGM dosyalarına yeniden yargılama yolu yasa ile açılmalıdır. DGM hükümlülerinin en az 18 yıldır cezaevinde olduklarından hareketle yeniden yargılanmaları ev hapsiyle sürdürülmelidir.

10- TMK’da yapılacak diğer düzenlemelere (terör tanımının değiştirilmesi gibi) ek olarak, özel infaz hükümleri kaldırılmalıdır. Tüm hükümlüler için eşit infaz uygulanmalı; TMK kapsamındaki suçlamalara özgü olan disiplin cezaları bahanesiyle infaz yakma uygulaması sona erdirilmelidir. 

29.03.2020

Kırıkkale Hacılar F Tipi Hapishane

Murat Karayel

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.