Eğitim ve Dayanışma Hareketi’nin Demokrasi Okulu Buluşmaları kapsamında bir süredir İstanbul’da gerçekleştirdiği etkinliklerin sonuncusu ‘Nasıl Bir Kentte Yaşamk İstiyoruz?’ başlığı altında 14 Temmuz Pazar günü gerçekleştirildi.
Kadıköy Arka Bahçe Kafe’de herkese açık şekilde yapılan etkinliğe konu hakkında küçük bir sunum ile başlandı. Kentlerde yaşanan sorunlar ve son süreçte yoğunlaşan yerel seçim gündemi üzerinden bir değerlendirme yapan sunucu arkadaş toplantıya çeşitli sorular hazırlayarak gelmişti. Aşağıda toplantı için sunucu arkadaşın hazırladığı sunumun ve soruların kısa bir özetini paylaşıyoruz:
“Ülkemizdeki yerel yönetim tartışmaları bir süredir daha fazla önem kazandı. Muhalif kesimlerin AKP’nin kaybetmesi amacıyla kendi aralarında oluşturdukları anlaşmalı ve doğal ittifakın, büyükşehir seçimlerinde etkili olması, belediye seçimlerini hem ciddi derecede önemli hale getirdi hem de yerel yönetim anlayışın sorgulanmasını ve tartışılmasını sağladı. İstanbul’da israfa, ranta, yağma ve adamcılığa karşı şeffaflık ve dürüstlük vurgusu öne çıkarıldı. Alternatif bir yerel yönetim ahlakından bahsedildi ve bu insanların ilgisini çekti.
İstanbul seçimlerinden önce Dersim Ovacık’taki yerel yönetim örneği ise ilerici ve sosyalist hareketlerin yerel yönetimlere hem ilgisini arttırdı hem de alternatif bir belediyecilik anlayışının ortaya çıkabileceğini gösterdi. İnsanların Akp karşısında başarılı olabilecek bir dayanağa ihtiyaç duyması ona karşı gelişen her çabayı öne çıkardı. Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı bir umut olarak görülmüştü. Adalet Yürüyüşü de ciddi bir moral verdi ve umut verici bir hava estirdi. Birçok konuda Akp’nin kaybetme durumu önemsendiği için muhalifler arasındaki ayrılık noktaları geri planda kaldı ve muhalifleri Akp’yi geriletecek çizgide birleştirdi. Ekrem İmamoğlu’nun kararlı duruş sergilemesi ona duyulan güveni ve sempatiyi arttırdı ve Akp’yi geriletme umudunu büyüterek insanlarda her şeyin daha güzel olacağı inancını yeşertti. Bu seçimlerle birlikte Büyükşehirlerde Akp’nin hakimiyeti belli oranda kırıldı. İstanbul seçimlerinde özellikle şeffaflık, insana yakışır bir yerel yönetim anlayışı, kişilere, vakıflara, cemaatlere değil halka hizmet vurgusu yapılarak her şeyin eskisine göre çok güzel olacağı belirtildi.
İstanbul’da halkta umut yaratan bu değişimin, halkın beklentilerini karşılayan bir yerel yönetim biçiminin gelişmesinde başarı sağlama ihtimalini nasıl görüyorsunuz? Bizler nasıl bir kentte yaşamak istiyoruz? İnsanlar “Her şey çok güzel olacak” sözünü neden önemsiyor olabilir? Alternatif bir yerel yönetim anlayışının gelişecek olmasından mı yoksa Akp’nin geriletilmesi açısından mı? İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde ortaya çıkan güzel havanın hem alternatif bir yerel yönetim anlayışının gelişmesi amacıyla hem de muhalifler arasında oluşan birliğin ilerletilmesi açısından nasıl tartışıp değerlendirilebiliriz? Alternatif yerel yönetim örneği olarak yorumlanan Ovacık Belediyesi tecrübesi neden bu kadar ilgi gördü ve etkili şekilde öne çıktı? Akp’ye muhalif olan çevrelerdeki ve halkta gelişmiş olan birlikte davranma eğilimi uzun vadede nereye varabilir?”
Sunumun arından soruların tartışılmasına geçildi. Bir panel havasından çok dost sohbeti biçiminde ilerleyen Demokrasi Okulu Buluşmaları’nın geleneğine uygun bir şekilde katılımcılar söz alarak sorular ve genel olarak da kent hakkındaki görüşlerini paylaştılar. Yaklaşık 2 saat süren etkinlik Demokrasi Okulu Buluşmaları’nın bir sonraki etkinliğinin konusunun ve başkanının belirlenmesiyle sona erdi. Buna göre, Demokrasi Okulu Buluşmaları’nın 4. etkinliği ‘Nasıl Bir Dayanışma? Nasıl Bir Örgütlenme?’ başlığı altında Ağustos ayında yapılacak. Kesin tarih ise gelecek günlerde duyurulacak.
Odak-İstanbul
