Koronavirüs için daha önce açıklanan tedbir paketinden emekçilerin ve yoksulların payına bir şey düşmemişti. Zorluk içinde kalanlar belki bir düzenleme haberi duymak için dünkü kabine toplantısı sonrası Erdoğan’ın açıklamalarını bekledi. Erdoğan ise yapa yapa bir bağış kampanyası “milli dayanışma kampanyası” çağrısı yaptı.
Devletin kendi tedbirlerini, vatandaşların da kendi tedbirlerini alması gerekiyormuş! Ayrıca vatandaş kendi tedbirini kendisi alırken, devletin de tedbir alması için bağışta bulunacak! Bu işin sonunda bir “korona fonu” dahi çıkabilir!
“Bu ne para aşkı imiş” ki, hazine tam takır.
İhtiyat akçeleri boşaltılmış, işsizlik fonu boşaltılmış, deprem fonu boşaltılmış. Halka verilecek tek bir kaynak kalmamış.
Gazeteci Murat Yetkin, haklı olarak soruyor yazısında “Peki toplanacak bu bağışların sağ kalan işçilere, küçük işletmelere değil de uçulmayan havalimanlarının, geçilmeyen köprülerin kullanılmayan otoyolların müteahhitlerine dolar cinsinden Hazine borcu olarak ödenmeyeceğinin bir garantisi var mı?” (31 Mart 2020, Yetkin Report)
“İtibarda tasarruf olmaz”ın sembolü Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın Sayıştay tarafından açıklanan 2018 yılı giderleri şöyle: Başlangıç ödeneği 845 milyon lira olan Cumhurbaşkanlığı, yıl içinde 1 milyar 648 milyon 678 bin lira bütçe kullandı. Aylık harcamasının 137 milyon, günlük 4.5 milyon lirayı aştığı ortaya çıktı. (25 Eylül 2019, Gazete Duvar)
Oysa ki Erdoğan ve AKP iktidarı döneminde kamu birikiminden çalınan paralar yerine konsa, koronavirüs salgını ile mücadelede halkın ihtiyacı olan kaynak halolur.
