Haftanın Özeti: AKP’nin depremi fırsata çevirmesine seyirci mi kalacağız?

0
440

6 Şubat’ta merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 ili etkileyen deprem sonrasında yaşanan gelişmeler geride bıraktığımız haftada ülkemizdeki nerdeyse tek gündem maddesi oldu.

Onbinlerce insanımız sermayenin kar hırsının kurbanı oldu. Binlerce insanın evi mezara döndü. İlk yıkımın ardından hayatta kalan ve kurtarılmayı bekleyen binlerce kişi ise beton altında donarak öldü. Biz bu satırları yazarken resmî rakamlara göre yaşamını yitirenlerin sayısı 38 bini, yaralıların sayısı 100 bini çoktan aşmıştı. Gerçek sayının açıklanandan çok daha fazla olduğu iddia ediliyor. Milyonlarca yurttaş depremin yarattığı yıkımın ardından evsiz, aşsız, işsiz kaldı. Enkazlardan sağ kurtulan vatandaşlar da kolera, uyuz, ishal gibi bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmek zorunda.

AKP iktidarı, uzmanların tüm uyarılarına rağmen bir an önce enkazları kaldırıp, delilleri karartarak olası suçlamalardan kurtulmayı hedeflerken, bir yandan da bölgeyi ranta açmak istiyor. Yıkıntıların altında cansız bedenler olduğu bilinirken enkaz kaldırmaya başlayan iktidarın Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, afet toplantısı sonrası yaptığı açıklamada depremin etkilediği şehirlerde ay sonuna kadar inşaat faaliyetlerinin başlayacağını duyurdu. “Cumhuriyet tarihinin en büyük afet konutu seferberliği”ni başlatacaklarını belirten Kurum, projenin 1 yıl içinde tamamlanacağını açıkladı.

Afet yönetimini koordine edemeyen, kurtarma ve yardım ekiplerini geç gönderen iktidar “kader”e sığınıp sorumluluğu kendi üstünden atarak birkaç müteahhite yıkmaya çalışıyor. Yıkılan ve ağır hasarlı binalara ilişkin açıklama yapan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ 54 kişinin tutuklandığını, sorumlulara ilişkin soruşturmaların “eksiksiz” sürdüğünü açıkladı. Yıkılan binalarda “suçlu” olarak gösterilen birkaç müteahhit ve mühendis dışındaki sorumlulara ilişkin bir açıklama ise henüz gelmedi. Oysa 1955-2002 yılları arasında imar affı 47 yılda 8 kez gündeme gelmişken, AKP’nin 20 yıllık iktidarında planlanan 9. imar affının deprem olmasa bu günlerde meclise gelmesi bekleniyordu.

Günlerdir devletin eksikliği, AKP’nin ihmalleri, sermayenin aç gözlülüğü konuşulmasın diye AKP’liler ve yandaşları sürekli halka tehditler savuruyor. Depremin hemen ardından Erdoğan’ın “Günü geldiğinde tuttuğumuz defteri açacağız, savcılarımız sosyal kaos çıkarmaya çalışanlara gerekli işlemleri yapıyor” tehdidinin ardından, memleketi Osmaniye dahil hiçbir bölgeye gitmeyen ve ortada görünmediği için eleştirilen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de günler sonra çıkıp tehdit ve hakaretlerini sıraladı. Şarkıcı Haluk Levent’in kurucusu olduğu ve depremin ilk gününden beri topladığı yardımlarla öne çıktığı için AKP’nin kayyum atama ihtimali konuşulan AHBAP derneğini hedef alan Bahçeli, AHBAP ve benzeri yardım kuruluşlarının devleti aciz gösterdiğini iddia ederek deprem bölgesinde devletin yetersiz kaldığını söyleyenlere de hakaret etti. “‘Deprem bölgesinde her şey var, sadece devlet yok’ diyen kanı bozuklara söylüyorum, devlet baktığınız her yerde tüm heybetiyle hakimdir. Kimse kusura bakmasın, ‘devlet yok’ diyen karakter yoksulları, iç işgal cephesinde konuşlanmış işbirlikçi sefillerdir. Bunlar baksa da göremez, görse de itiraf edemez.” ifadelerini kullanan Bahçeli’nin ardından İçişleri Bakanı Soylu da isim vermeden AHBAP’ı tehdit etti. Deprem yardımlarının AFAD eliyle toplanacağını belirten Soylu, “Bu konuda devletle eş koşmaya çalışan varsa gereği yerine getirilecektir” diyerek kayyum iddialarını güçlendirdi.

Depremin ilk gününden beri yurttaşlarla dayanışma için kampanya yapan çok sayıda kurum ve STK günlerdir baskı ve engellerle karşı karşıya. İstanbul’da Şahkulu Sultan Vakfı’nın Pendik’te bulunan cemevinin yardım tırına sokak ortasında silahla ateş açılması sebebiyle vakıf çalışanı bir kişinin yaralandığı açıklandı. Depremin merkez üssü Maraş’ın Pazarcık ilçesindeki Hasankoca Cemevi’nde HDP ve yerel derneklerin halka birlikte oluşturduğu Kriz Koordinasyon Merkezi’ne kayyum atandı. Yardımın yalnızca AFAD tarafından dağıtılacağı bildirilen Koordinasyon Merkezi’ndeki yardım malzemelerine kaymakam ve jandarma eliyle el konuldu. Konuya ilişkin açıklama yapan Alevi kurumları, “Hükümete ve devlete, enerjisini ve gücünü, insani yardımların dağıtılmasını engellemede değil, halkımızın en acil sorunlarının çözümü için kullanmasını öneriyoruz.” çağrısında bulundu. Osmaniye’de de deprem dayanışma merkezine düzenlenen polis baskınıyla Türkiye Komünist Partisi üyesi 10 kişi “yardımları çaldığı” iddiasıyla gözaltına alındı. Tepkiler sonrası gözaltına alınanlar savcılığa bile çıkarılmadan serbest bırakıldı. Bir başka gözaltı haberi de Hatay’dan geldi. Günlerdir Hatay’da arama kurtarma çalışmalarına katılan Yunanistanlı komünistlerin de gözaltına alındığı belirtildi. “Halkı yalnızca halk kurtarır” diyerek arama kurtarma çalışmalarına katılan T-34 İşçi Takımı üyesi 3 Yunan komünistin, haklarında “ihbar olduğu” iddiasıyla Adana Göç İdaresi’ne götürüldüğü ve burada tutulduğu açıklandı.

Halkın depremin ilk gününden bu yana örmeye çalıştığı dayanışma kampanyaları sürekli bastırılmaya çalışılırken, 15 Şubat akşamı ulusal radyo ve televizyon kanallarının büyük kısmında yapılan ortak yayınla AFAD ve Kızılay için “Tek Yürek” adıyla bağış kampanyası düzenlendi. Sözde bağış kampanyasıyla, sermayedarların halktan çaldıklarını halka büyük bir şovla sunmasına, AKP’nin elinde bulunan kurumlar aracılılığıyla parayı devletin bir cebinden alıp diğerine koymasına tanık olduk. Bağışların büyük çoğunluğu aralarında Merkez Bankası’nın da olduğu çok sayıda devlet kurum ve kuruluşlarından yapıldı. Ayrıca muhalefetin “beşli çete” olarak adlandırdığı ve AKP’nin ihya ettiği şirketler tarafından da vergiden düşüleceği bilinen bağışlar yapıldı. AKP’ye yakınlığı ve millete ettiği küfürle tanınan Mehmet Cengiz ve yöneticisi olduğu Cengiz Holding de bağış yapan kurumlar arasındaydı. Son 10 yılda 30’dan fazla vergi indirimi yapılan Cengiz Holding’e bağış kampanyasından saatler sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan bir kararname ile yine teşvik verildi. Kararnameye göre holdinge ait Eti Alüminyum A.Ş tarafından Konya’da yapılacak yatırım projesinin yüzde 100 vergi indirimi ve yüzde 85 yatırıma katkı oranı olmak üzere gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, KDV iadesi, vergi indirimi, azami tutar sınırı olmaksızın 10 yıl sigorta primi desteği, azami 75 milyon TL nitelikli personel desteği ve 200 milyon lirayı aşmayacak enerji desteği gibi teşviklerden yararlanacağı bildirildi.

Liyakatsız kişilerce doldurulan devlet kadrolarının koordinasyonsuzluğu, büyük yıkımın ardından saatler, hatta günler geçmesine rağmen kurtarma ekiplerinin yetersiz kalması, takviye ekiplerin gönderilememesi halkta büyük tepki yarattı. Enkazlardan sağ kurtulanlar yıkıntıların arasında yakınlarının çıkarılmasını beklerken kendilerine yönelen bir yetkili veya basın mensubu gördüklerinde iktidara yönelik öfkelerini dile getirdi. İki şehirde bakanlara yönelik protesto gerçekleşti. Halk öfkesini iktidara yöneltmişken Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ gibi isimler, deprem bölgelerinde yaşanan yağma ve hırsızlık vakalarını bahane ederek halkın haklı öfkesini başka bir yöne kanalize etti. Çok sayıda linç girişimi ve işkence görüntüsü ortaya çıktı, işkence meşrulaştırılmaya çalışıldı. Yağmacı oldukları iddiasıyla birçok şehirde çok sayıda kişinin siviller ve kolluk güçleri tarafından linç edildiği görüntüler sosyal medyada paylaşıldı. Son olarak Hatay’da yağmacı olduğu iddiasıyla gözaltına alınan Ahmet Güreşçi isimli gencin, jandarma karakolunda gördüğü işkence sonucu yaşamını yitirdiği yapılan ön otopsi raporuyla kesinleşti.

Faşistlerin “Türkün Türk’ten başka dostu yoktur” algısını yayma çabalarına rağmen ambargo altındaki Küba ve onlarca ülkeden arama kurtarma ve yardım ekipleri deprem bölgesine geldi. Çalışmak için günlerce bekletilen ekiplerin bir kısmı daha çalışmalar bitmeden asayiş sorunları ve koordinasyonsuzluk sebebiyle geri döndü. Kurtarma çalışmalarına son veren İspanyol ekip ayrıldıklarını duyururken daha cenazeler çıkmadan enkaz kaldırmaya başlayan iktidarı eleştirerek, “Türk hükümeti zaman kazanmak için iş makinaları kullanmaya başladı. Bu birçok insanı öldürür. Biz bunun bir parçası olmayacağız, dönüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Halk acılarını sarmaya çalışırken, AKP belki de sonunu getirecek olan halkın öfkesini sönümlendirmek için seçimi erteleme telaşına kapılmış durumda. AKP’nin seçimleri ertelemek için YSK’ya başvuracağı iddiaları konuşulurken AKP kurucularından Bülent Arınç, devlet bürokrasisinin yurttaşların yaralarına merhem olmaya odaklanması için seçimlerin ertelenmesi çağrısında bulundu. Arınç’ın seçim çıkışının AKP’nin ortamı yoklama adımı olduğu düşünülürken, muhalefet partilerinden Arınç’ın açıklamalarına tepki geldi. Anayasa’nın 78. maddesine vurgu yapan muhalefet ise ancak bir savaş durumunda ve meclisin kararıyla seçimlerin ertelenebileceğini, YSK’nın da seçim tarihini geri bırakma yetkisinin olmadığını belirtiyor. Seçimlerin ertelenmesi kararının anayasal ve hukuki olarak uygunsuzluğu anayasayı yok sayan ve hukuku ayaklar altına alan AKP için bağlayıcı olmadığı gibi, seçimlerin ertelenmemesi halinde deprem sonrası ilan edilen OHAL’i uzatmak ve OHAL koşulları altında seçimlere gitme ihtimali de AKP için ikinci bir seçenek olarak gündeme gelebilir.

Deprem birçok kesimin gerçek yüzünü ortaya çıkardı. Bir yanda halkın öfkesini fırsat bilerek, göçmenler üzerinden linç ve işkenceyi meşrulaştırmaya çalışan ırkçılar, enkaz altında kurtarılmayı bekleyen binler varken kuran kursuna ait kasayı kurtarma telaşına düşen dinciler, onbinlerin betona gömüldüğü günlerde Miami’den eğlence fotoğrafı paylaşan sermaye sahipleri; diğer yanda inşaat işçisinden doktoruna, maden işçisinden öğrencisine yoksul halkın yanında olan, deprem bölgelerine koşan, toplumsal dayanışma için güçlerini seferber eden ilerici, aydın, yurtsever kesimler ve sosyalistler…. Yaşanan deprem felaketi sonrası halka dayanışmanın gücünü gösteren sosyalistler ve ilerici güçler ortak bir dayanışma örmeli ve bu dayanışmayı kalıcı hale getirmenin olanaklarını bulmalıdır. Çünkü depremin yaraları ancak kolektif dayanışmayla sarılabilir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.