Yeni yılın ilk haftanın özeti ile sizlerleyiz. Emekten yana güçlerin dayanışmasının büyüdüğü bir sene olması dileğiyle haftanın özetine ülkemizden haberler ile başlıyoruz.
Yeni yılın gelmesiyle beraber herkesin merakla beklediği zamlar açıklandı. Vergi, harç ve cezalara yüzde 43,93 zam yapılırken bunun yanı sıra akaryakıt, alkol ve tütün ürünlerindeki Özel Tüketim Vergisi (ÖTV)’ne yüzde 13 zam yapıldı. Tüm bunların ödemesini yapacak olan emekçiler ise geçtiğimiz hafta açıklanan asgari ücret zammı ile sefalete mahkum bırakıldı. Patronlar, tam da asgari ücrete yüzde 30’dan fazla zam yapılmasını istemiyordu. Masadan patronlar mutlu ayrılırken emekçilerin altından kalkamayacakları zamlarla boğuşmaya bırakıldığı yavaş yavaş görülmeye başlanıyor. Yerli ve millici olmakla övünen hükümet asgari ücreti uluslararası sermayenin istekleri doğrultusunda düşük tutuyor. Ayrıca ülke kaynaklarının sarf edilmesi konusunda Suriye’deki HTŞ ve ÖSO çetecilerinin ve parazit Diyanet’in de önceliği var.
Yeni yıl kutlamaları peşinden gerici saldırıları da getirdi. Batılı güçlerin önünde kırk takla atan ve Esat’ı devirmek için İsrail ve ABD ile işbirliği yapan AKP iktidarI laiklik karşıtı politikalarına her gün yenisini eklerken, ülkemizde yüz yılı aşkın süredir kutlanan yılbaşı etkinlikleri “Hristiyan geleneği” gerekçesiyle yasaklanmaya çalışılıyor. İktidarın laikliğe saldıran söylemlerinden gericiler güç alıyor ve yurttaşlara saldırı girişimlerinde bulunuyor. Şimdi bazı saldırılardan bahsedeceğiz.
İstanbul Çekmeköy’de Kurtuluş Kilisesi’ne bir kişi araçtan kurşun yağdırdı. Saldırgan yayınladığı videoda “Müslüman gençlerimizin beyinlerini yıkamanıza müsaade etmeyeceğiz.” diyor. Gerici saldırılardan bir diğeri Sakarya’da Noel Baba kostümlü gence 5 kişinin saldırmasıydı. Saldırı sonrası Noel baba kostümlü genç öldürüldü. Eskişehir’in Odunpazarı Belediyesi’nin Yılbaşı pazarına saldırı düzenleyen Burak Özger, Atatürk heykeline “Burası şeriat ülkesi. Bu putların hepsini yıkacağız” diyerek saldırdı. Saldırganın gerici yapılanma olan Osmanlı Ocakları’nın Eskişehir il başkanı Esat Demirtaş ile fotoğrafları ortaya çıktı. Esat Demirtaş’ın kendi sosyal medyasından yaptığı paylaşımlarda Cumhuriyet değerlerine küfrettiği görülüyor. Ülkedeki laiklik yanlısı kitleleri hedef alan bu şahıs ve kurumlar iktidarın gerici politikalarından beslenmektedir. Önümüzdeki süreçte laiklikten yana kesimler bir araya gelmediği sürece bu saldırılar daha da yoğunlaşacaktır.
İktidar, Filistin’in yanında olduğunu göstermeye çalışırken gerçekler hiç de öyle durmuyor. Gazetecilerin açıkladıkları verilere göre günde ortalama 8 yük gemisi Türkiye limanlarından İsrail’e doğru yola çıkıyor. Bu gerçeklerin üstü böyle mitingler ile örtülmek istense de yoksulluk ve sefaletle boğuşup yaşamakta gittikçe zorlanan halk göstermelik mitingleri çok önemsemiyor. İstanbul Galata Köprüsü’nde gerici vakıf TÜGVA’nın başını çektiği “Milli İrade Platformu” tarafından düzenlenen ve Filistin’deki soykırıma karşı destek amaçlı düzenlendiği iddia edilen mitingte İsrail’e silah taşıyan kargo şirketlerinin protesto edilmesine izin verilmedi. İsrail’in uluslararası nakliye şirketi ZİM ve Danimarka nakliye şirketi Maersk’in Türkiye karasularından defolmasını çağrısı yapan pankartın alana sokulması engellendi ve pankartı taşıyan üç genç gözaltına alındı. Yılbaşı kutlamasına karşı olmak başka emperyalistlerle ve Siyonistlerle işbirliği başka değil mi (!)
İktidarın Öcalan ile başlattığı yeni “çözüm sürecinde” yeni gelişmeler görülüyor. DEM Parti Van milletvekili Pervin Buldan ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüştü. Yapılan açıklamada, Öcalan şu mesajı iletti: “Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluk olduğu kadar tüm halklar için de kader belirleyici bir önem ve aciliyet kazanmıştır.” Görüşmeler devam ederken yerine kayyum atanarak belediye başkanlığı elinden alınan Ahmet Türk ve DEM Parti heyeti, önce Numan Kurtulmuş ile sonrasında ise Devlet Bahçeli ile görüşme aldı. Devlet Bahçeli, DEM Partili heyeti kapıda karşıladı. İki tarafın da görüşmelerden mutlu ayrıldığı görülüyor. Erdoğan esas olarak kendi iktidarını korumak amaçlı yeni çözüm sürecini başlatmıştı. Erdoğan Öcalan vasıtasıyla Kürt hareketini kontrolü altında tutmaya çalışıyor. Bahçeli ise Erdoğan’ın her dönem kritik dönemeçlerinde yardımına koşmuştur. ABD’nin hakemliğinde ve AKP-MHP’nin parçası olduğu bir barış süreci söyleminden halklar için adil ve onurlu barış sonucu çıkması mümkün değildir. Türklerin ve Kürtlerin barış özlemi ancak emperyalistleri ve yerli egemen güçleri karşımıza alıp kendi inisiyatiflerimizi birleştirerek gerçekleştirilebilir.
Buradan işçi, öğrenci eylemlerine ve mücadele haberlerine geçiyoruz. Sefalete mahkum bırakılan işçilerin hayatları gittikçe zorlaşıyor. Yeni yıla zam haberleriyle uyanan işçiler için bu sene çetin geçecek görünüyor. Direnişteki işçilerin haberleri ile başlıyoruz:
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne (İZBB) ait tuvalet ve bebek bakım merkezlerinin temizliğini yapan Eseray Temizlik şirketine bağlı taşeron işçilerin sözleşmeleri sona erdi. Taşeron şirkette sosyal haklarından mahrum bırakılan işçiler, tekrardan ihalenin aynı şirkete verilmesine tepki göstererek iş bıraktı. İşçiler, güvenceli çalışma hakkı ve ücretlerde artış talebi ile çıktıkları grevin 4’üncü gününde.
Petrol-İş Aliağa Şubesi’nin örgütlü olduğu Temel Conta fabrikasında işverenin sendika düşmanı tutumuna karşı greve çıkan işçiler grevin 25. gününde Bornova Işıkkent’te bulunan fabrika önünde basin açıklaması gerçekleştirdi. Grev devam ederken işverenin makineleri fabrikadan çıkarma girişminde bulunduğu aktarıldı. İşçiler, grev kırıcılığına karşı haklı direnişlerine kararlı bir şekilde devam edeceklerini belirtiyor.
Tek Gıda-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atılan ve gaspedilen hakları için mücadele eden Polonez işçileri 169 gündür direnişi sürdürüyor. Çalışma Bakanlığı ile Tek Gıda İş arasında geçen görüşme sonuçsuz kaldı. Sendika temsilcisi, taleplerde ısrarcı olduklarını ve buna karşılık Polonez temsilcilerinin bir hafta süre istediğini belirtti. Yeni toplantı tarihini 6 Ocak olarak belirlediklerini söyledi.
Sarıyer Belediyesi’nde çalışırken haklarına sahip çıkan Yıldız Şen ve Ramazan Gökalp Özen kod 26 ile tazminat hakları gaspedilerek işten atılmıştı. İşten atılan emekçilerin direnişi devam ediyor. Sarıyer Belediyesi önünde düzenledikleri basın açıklaması ile yaşadıkları haksızlıkları dile getiren işçilere Şişli Belediyesi işçileri de eyleme katılarak destek verdi.
Tekirdağ Belediyesi’nde çalışan 30’a yakın işçi işten çıkartıldı. İşten çıkartmalar devam ettiği için çalışan işçiler tedirgin olduklarını dile getirdiler. Belediye işçileri emek gaspına karşı belediye binası önünde basin açıklaması yapacaklarını açıkladı.
Özetimize gençlik haberleri ile devam edelim. 2024’ü geride bırakırken 2008’deki Dökme Kurşun saldırısının yıl dönümünde Filistin Eylem Komitesi’nin çağrısıyla Üsküdar’da yapılan eylemde gençlik diğer eylemlerde olduğu gibi en önde yer aldı.
İzmir’de 2 Aralık’ta tutuklanan dört kişi için basın açıklaması düzenlendi. İzmir’deki gençlik örgütleri de basın açıklamasına katıldı. Tutuklanmalara tepki olarak bir süredir eylemler düzenlenirken son eylemde okunan basın açıklamasında, iktidarın mücadele edenlere yönelik baskısının gittikçe arttığı dile getirildi.
Yılın ilk günlerindeyse bir genç daha iş cinayetine kurban gittiğini öğrendik. 22 yaşında Trendyol’da motokurye olarak çalışan Mahmut Çoban Konya’da sipariş teslimi yaparken otomobil çarpması sonucu hayatını kaybetti.
Son olarak genç kadınların her gün öldürüldüğü bu düzende 3 ay önce Van Gölü’nde cansız bedeni bulunan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in babası, adliye önünde aylardır etkin soruşturma yapılmamasına isyan etti. İntihar süsü verilen kadınların ölümlerinin araştılması, üstünün kapatılmaması talep ediliyor.
Şimdi de geride bıraktığımız haftada yaşanan hak ve özgürlükler için yapılan eylemleri aktarıyoruz: Türkiye toplumu, kendisine yaşatılan mağduriyetlere karşı direnmeye devam ediyor. Cumartesi Anneleri “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” talebiyle yaptıkları eylemlerinin 1031. haftasını gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, 44 yıl önce Kars’ta gözaltında kaybedilen Mahmut Kaya’nın durumu soruldu.
Bu hafta hasta tutsakların sesini yükseltmek için eylemlere de devam edildi. İstanbul, İzmir ve Ankara’da yapılan eylemlerde Besna Erol, Kemal Ertürk ve Fevzi Arslan’ın tahliyesi talep edildi.
Alevi Bektaşi İnanç Derneği’nin çağrısıyla Maraş katliamı ve Suriye’de HTŞ tarafından Alevilerin katledilmesi İzmir Buca’da protesto edildi. Basın açıklamasına çeşitli dernekler ve devrimci gruplar destek sundu.
Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla 28 Aralık 2011’de gerçekleşen Roboski katliamı ve 19-26 Aralık Maraş katliamı protesto edildi. Yapılan basın açıklamasına çeşitli partiler, devrimci gruplar ve dernekler destek sundu.
Emek ve Demokrasi Platformu Antakya’da “Emperyalizm yenilecek Suriye halklarının ortak mücadelesi kazanacak” şiarıyla Suriye’de katledilen halklar için basın açıklaması düzenledi.
Şimdi dış haberlere bakacağız. Suriye ile başlıyoruz. Colani’nin yeni AKP iktidarı kazıklanıyor mu, soruları uyandırdı. Colani hükümetinde AKP iktidarının yönettiği askeri ve siyasal güçlere yer verilmedi. Şam’da yönetimi ele geçiren cihatçı örgüt Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) lideri Colani, Muhtar Turki kod adlı Ömer Çiftçi’yi yeni Suriye Ordusu’na “Tuğgeneral” olarak atadı. Ataması yapıldıktan sonra Ömer Çiftçi’nin İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan Terör Arananlar listesinden hemen çıkarıldığı görüldü. Suriye’de cihatçı çetelerin oluşturduğu yeni ordunun komuta kademesine Suriyeli olmayan yabancı savaşçılar getirildi. İçlerinde dünyanın her yerinden getirilmiş cihatçı çete üyeleri bulunan yeni Suriye ordusu, Batılı emperyalist güçlerin de yardımıyla cihatçılar, muhalif olarak gösterilerek temize çıkarılıyor. Colani çete hükumetinin ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye değil Suudi Arabistan’a yapacağı açıklandı.
Suriye tarafında bir diğer önemli gelişme ise Heyet Tahrir el Şam (HTŞ)’ın lideri Colani’nin Kürt güçleri ve Hristiyan din adamlarıyla görüşmesiydi. Suriye Demokratik Güçleri lideri Mazlum Abdi, SDG’nin yeni Suriye ordusuna entegre olmaya hazır olduğunu ve Suriye’nin bölünmesini istemediklerini dile getirdi. SDG kontrolündeki tüm bölgelerde Suriye bayrağının göndere çekileceğini bildirildi. SDG sözcülerinin bugüne kadar işgalci ABD ile birlikte yağmaladıkları Suriye petrolünü dinci rejimle paylaşmaya hazır olduklarını açıklamaları da çok dikkat çekiciydi. Kürt güçleri ve tüm silahlı grupların, Savunma Bakanlığı adı altında yeni Suriye ordusunda toplanacağı belirtiliyor.
İsrail ordusu, Gazze’deki soykırım saldırılarına devam ediyor. Abluka altındaki Gazze’de saldırılarını yılbaşı gecesi de devam eden İsrail, 20’den fazla Filistin’liyi öldürdü. Gazze’deki Sağlık Bakanlığı’ndan bugün yapılan açıklamaya göre 7 Ekim 2023’ten beri İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki saldırılarında en az 45 bin 553 Filistinli hayatını kaybetti, 108 bin 379 Filistinli yaralandı. Uluslararası hukuka aykırı davranarak sivil yaşam alanlarını ve hastahaneleri kasten bombalayan İsrail, Gazze’nin kuzeyindeki sağlık sistemini yok etti. Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı açıklamada “Gazze’deki hastaneler bir kez daha savaş alanına döndü ve sağlık sistemi ciddi bir tehdit altında” dedi ve savaşan güçler arasında ateşkeş çağrısı yaptı. Diğer yandan Hamas’ın da bir ölçüde toparlanıp İsrail’e karşı bazı eylemler yaptığı görüldü. Yemen’de ABD, İsrail, İngiltere ve Suudi Arabistan’ın saldırıları karşısında imha edilmesi beklenen Husiler İsrail’e karşı eylemlerine çok büyük zorluklara rağmen devam ediyorlar.
Rusya Ukrayna’da küçük küçük de olsa sürekli ilerlerken Ukrayna’da kamuoyunun hatta bir kısım yetkililerin Kırım’ı tekrar almak ve NATO’ya girmek iddialarını belirgin şekilde yumuşattıkları ve Rusya ile barış yapmaktan yana değiştikleri gözlendi. Suriye’de Esat iktidarının yıkılmasıyla üslerini kaybetmek tehlikesiyle yüz yüze gelen Rusya’nın Tartus’taki donanma üssü ve Lazkiye’nin 20 kilometre güneybatısındaki Hmeymim hava üssünü koruyabilme olanaklarının arttığı gözlendi.
Rusya-Ukrayna cephesinde önemli bir gelişme Rusya’nın Ukrayna üzerinden çeşitli Avrupa ülkelerine yaptığı doğalgaz ihracatı Ukrayna’nın Rusya ile devam eden askeri çatışma nedeni ile yenilemediği için durdu. Başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleri ABD baskısı nedeniyle Rusya’dan aldıkları ucuz enerjiden mahrum kalmıştı. Almanya ve AB ülkeleri, Rus gazını dolaylı yoldan ve yüksek fiyatlarla satın almak zorunda kalmıştı. Şimdi Trump AB ülkelerinin doğal gazı ABD’den pahalı fiyatlarla daha çok almasını dayatacağını açıklarken ekonomik çöküş içindeki Almanya’nın Kuzey Boru hattını tekrar hizmete açması yolundaki baskılar da artıyor. Sevim Dağdelen adlı Türk kökenli milletvekili de bu yönde açıklama yaptı. Rus enerji sevkiyatının kesilmesi Moldova’yı, Slovakya’yı ve Moldova’da Rusya yanlısı Trans Dinyester bölgesini de etkilemektedir. Bu durumda Rusya’yı Odesa üzerinden o bölgeye askeri saldırı yapmaya zorluyor.
IŞİD, ABD emperyalizmi için kullanışlı malzeme olmaya devam ediyor. ABD’nin New Orleans kentinin en kalabalık caddelerinden Bourbon’da 42 yaşındaki ABD vatandaşı Şemseddin Cabbar adlı bir kişi yeni yılı kutlayan kalabalığın arasına aracıyla daldı. Saldırıda en az 15 kişi hayatını kaybederken 40’a yakın insan yaralandı. FBI tarafından yapılan açıklamada saldırganın daha önce ABD ordusunda görev yaptığı söylendi. Saldırganın aracında IŞİD bayrağı ve el yapımı patlayıcılar ve silah bulundu. ABD’nin Irak ve Suriye’de kalmasını savunan güçlerin hazırladığı istihbarat raporları IŞİD tehlikesinde çok önemli artış olduğunu ifade ediyor. IŞİD bilindiği gibi ABD’nin Irak’a saldırısı sonrasında ortaya çıktı ve ABD tarafından özellikle Suriye’de Kürtleri kendi inisiyatifine almak amacıyla kullanıldı. İsrail ve SDG, ABD’nin Suriye’den çıkmayıp varlığını artırarak İsrail ve SDG’ye yardım etmesini istiyor.
AKP iktidarı Suriye’de Fatih pozları takınır ve “yeni çözüm süreciyle” Türkiye sınırlarını genişletme hayalleri kurarken Colani’nin AKP iktidarını ne zaman satacağı, ABD ve İsrail’in Colani’yi ne zaman çöpe atacağı merak ediliyor. Türkiye’de şovenistler, hükümetin Kürt ulusal hareketiyle “yeni çözüm süreci”ni istismar ederken Türkiye solunun bu konuda ortak tutumu önem kazanıyor. Bir kısım Türkiye solundan arkadaşlar eğer doğrudan ABD ve İsrail’in yedeği durumuna düşmek istemiyorlarsa Kürt ulusal hareketi hakkındaki önyargılarını gözden geçirmelidirler. AKP iktidarı işçinin, emeklinin, öğrencinin ihtiyaçlarından kesip kaynakları Colani’ye ve diğer canilere gönderirken Suriye’deki gelişmelerin bir iç savaşla sonuçlanması ihtimali günden güne artmaktadır. Suriye’de dincilerin iktidara gelmesinden sonra Aleviler ve laiklikten yana güçlerin Türkiye’deki endişeleri de artıyor. Böyle kritik dönemler ve yaşamsal ihtiyaçlar emekten, adaletten ve özgürlükten yana yurtsever insanları bir araya getirir. Türkiye solu ülkemizdeki en sağlıklı güçtür.