İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nda meydana gelen 6 yaşındaki kız çocuğunun istismar edilmesi olayında baba Yusuf Ziya Gümüşel ile Kadir İstekli’nin iki tez tutuklamalarının talep edildiği ancak mahkemenin bu talebi reddettiği ortaya çıktı.
Tarikatta çocuk istismarı olayında yeni bilgiler ortaya çıkmaya devam ediyor. Daha önce istismar edilen çocuk H.K.G. ve onunla evlendirilen tarikat müridi Kadir İstekli’nin telefon konuşmaları ortaya çıkmış, konuşmalarda Kadir İstekli’nin 6 yaşındaki H.K.G. ile ilişkiye girdiği doğrulanmıştı.
AKP’nin yakın ilişkide olduğu İsmailağa Cemaati’nden insanlar ise olayın, “dine saldırı” olduğunun propagandasını yapmış ve Yusuf Ziya Gümüşel’in “kıymetli bir alim” olduğunu iddia etmişlerdi.
Independent Türkçe’den Cihat Arpacık’ın haberine göre, H.K.G.’nin, 30 Kasım 2020’de İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak yaşadıklarını anlattığı ve elindeki ses kayıtlarını adli makamlara verdiği, savcılığın Yusuf Ziya Gümüşel ve Kadir İstekli’nin iki kez tutuklamasını talep ettiği ancak mahkeme tarafından bu talebin reddedildiği belirtildi.
Habere göre H.K.G.’nin 30 Kasım 2020’de İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı şikayetin ardından başlatılan soruşturmada savcı, baba Yusuf Ziya Gümüşel ve 6 yaşındaki H.K.G. ile “evlenen” Kadir İstekli’yi tutuklama istemiyle sulh ceza hakimine sevk etti.
Ancak mahkeme talebi reddetti ve 2 zanlı hakkında adli kontrol uygulanmasına hükmetti.
Savcılık bu duruma itiraz etse de hakimin kararı değişmedi.
Savcı, olayı yakın çevresine anlattı
Soruşturma 2 yıl sonra, Cumhuriyet Savcısı Ercan Ateş’in iddianameyi tamamlamasıyla davaya dönüştü.
İddianameyi yazan savcının, yakın çevresine dosyada neden tutuklu sanığın olmadığını şöyle anlattığı öğrenildi:
“Bu iki yıllık bir dosya ama bana yeni devredilmişti. Soruşturmaya bakan ilk savcı arkadaş, hem baba Y.Z.G hem de K.İ’yi tutuklamaya sevk etmiş ama talep sulh ceza hakimi tarafından reddedilmiş. Ret kararına itiraz etmiş ama o da reddedilmiş. Ben dosyayı görünce iyi bir şekilde iddianame yazmaya öncelik verip dava açtım. Davaya bakacak ağır ceza mahkemesinin iddianameyi kabul ettikten sonra tensip ile tutuklama kararı vereceğini tahmin ediyordum ama bu şekilde takdir etmişler.”
