İsveç’te Seçimler ve Yeni Hükümet

0
1814

İSVEÇ-ODAK

26099926
Hürriyet’e Göre İsveç Dertsizler Ülkesi. En Büyük Dert Sarhoş Geyikler

İsveç, bilmeyenler için dertsizler ülkesidir. İsveç burjuvazisi bu görünümü vermeye bilinçli olarak da çalışır.
Hürriyet gazetesi muhabiri bu görünüme katkı olsun diye bir haber yayınlanmış. Habere göre İsveç’te en büyük dert geyiklerin düşen elmaları yiyip sarhoş olmaları ve kazalara yol açmalarıymış (Hurriyet web, 26 Eylül 2014, http://www.hurriyet.com.tr/avrupa/27279057.asp.).
Oysa bir sınıflı toplum olan ve sermaye egemenliğinin hüküm sürdüğü İsveç’te geyik derdi dışında dertler de var. İşsizlik, ayrımcılık, uyuşturucu kullanımı, çetecilik gibi dertler bunlar arasında bulunuyor.
Eylül ayında İsveç’te parlamento seçimleri ve yerel seçimler yapıldı. Bu seçimlerde İsveç demokratları (Sverigedemokraterna) adlı ırkçı parti oylarını bir önceki seçimlere göre iki katından daha fazlasına çıkardı (2010 seçimlerinde yüzde 5,7 iken 2014’te yüzde 12, 86). Sosyal demokratlar 4 yıl önceki seçimlere göre çok az ilerleyerek yüzde 30,66’dan yüzde 31,01’e çıktılar. Kolasiyon partilerinin hepsi de oy kaybetti. En büyük oyu ise iktidardaki sağcı koalisyonun liderliğini yapan moderatlar kaybetti: Yüzde 6, 74.
Hükümet, seçimlerden en büyük oyu almış olan Sosyal demokratların öncülüğünde Yeşiller partisiyle koalisyon kurarak parlamentodan güvenoyu almayı başardı. Partinin başkanı Stefan Löfven başbakan oldu. Hükümet bir azınlık hükümetidir.
İçinde Türkiye kökenli iki bakan var. Biri eskiden eğitim bakanlığı yapmış olana sosyal demokratlardan İbrahim Baylam (şimdi Enerji Bakanı) ötekisi ise Yeşiller partisinin as elemanlarından biri olmuş Mehmet Kaplan (Konut ve Şehircilik Bakanı). Mehmet Kaplan dincilikten gelme biri. Özgürlükçü geçinen İsveç Yeşiler Partisi, dincilerin oylarını almak için M Kaplan’ı bağrına bastı. İbrahim Baylam ise Süryani kökenli bir liberal. Eğitim bakanlığı yaptığı dönemde eğitime büyük darbe vurmuştu.
Irkçı partinin sağladığı seçim başarısının arkasında son yıllarda artan işsizlik ve yabancı düşmanlığı var. Tam bu ortamda İsveç’e bir göçmen akışı oldu. Göçmenlerin bir kısmı savaş dolayısıyla Ortadoğu’dan geliyor. Sebebi, Ortadoğu’yu karıştıran ABD ve onun peşindeki Batılı koalisyondur. Göçmen akışının çok önemli bir nedeni ise İsveç kapitalizminin işgücü ihtiyacıdır. İsveç kapitalizmi hem çalışabilir nüfusa ihtiyaç duyuyor hem de mevcut işçileri daha uysal hale getirmek için yedek sanayi ordusunun sayısını artırıyor. Irkçı parti işte toplumda oluşan ırkçı tepkilerden dolayı oylarını artırıyor.
Başbakan Löfven yetiştirme yurdunda büyümüş bir yetim. Eski bir metal işçisidir. Ancak sosyal kökeni onun emekçileri gözeteceği anlamında gelmez.
Moderat parti döneminde yapılan özelleştirmeler tepki yaratan boyutlara olaştı. Örneğin Stokholm’da Serafen adlı bir sağlık merkezi 700 bin krona özelleştirilmişti. Satın alan şahıs orayı kısa zamanda 28 kat karla 20 milyon krona satmıştı (Expressen, 10 sep 2014, http://www.expressen.se/debatt/filippa-reinfeldt-vill-nu-privatisera-allt-som-gar/). Sosyal demokratların özelleştirmelere karşı net bir tutumları yok.
Sosyal demokratlar şimdilerde programlarına Filistin devletini tanımayı koydular. Bu sayede İsveç’te sayıları hızla artan Müslüman kökenli nüfustan destek almayı amaçlıyor olmalıdırlar. Fakat işsizlik ve gelir dağılımı sorununu çözemedikleri sürece ırkçılığın ve huzursuzlukların artmasına engel olamayacaklar.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.