30 Mart Türkiye Devrimci Hareketi’nin önderlerinin Tokat’ın Niksar ilçesinin Kızıldere köyünde katledildiği gündür.
Kızıldere eylemi Deniz Gezmiş’lerin idamlarını durdurmak için THKP-C ve THKO militanlarının gerçekleştirmiş olduğu eylemdir. Mahir Çayan ve Cihan Alptekin de dahil olmak üzere on devrimci hem yoldaşlarını sahiplenmeye çalışmış hem de emperyalizme ve faşizme karşı seslerini daha da yükseltme çabasında olmuşlardır bu eylem ile. Kızıldere, Mahir’lerin ve Cihan’ların canına mal olmuş olsa da gerilerinde büyük bir gelenek yaratmıştır.
Kızıldere cesaretin sembolüdür. Eylem kararlılığı, tavizsizliği ile düşmanla uzlaşmayan Mahir’ler, bu yönüyle çok ciddi bir örnek oluşturabilmişlerdir.
Kızıldere dostluğun ve yoldaşlığın sembolüdür. Arkadaşları uğruna ölebilmeyi; ne pahasına olursa olsun yoldaşlık ilişkilerine sahip çıkabilmeyi bir kez daha göstermişlerdir onlar.
Kızıldere dayanışmanın sembolüdür. Eylem, iki farklı örgütün ortak kararı ile alınmış ve omuz omuza sonuna kadar kararlılıkla gidilmiştir. Bu yönüyle Kızıldere Türkiye’de solda birliğin en önemli örneğidir.
Geldiğimiz noktada ne yazık ki Mahir’lere, Cihan’lara yaraşır bir solu henüz yaratabilmiş değiliz. Bu yönüyle Kızıldere’den öğreneceğimiz çok şey olduğu kesin.
Kızıldere, Türkiye solu açısından yalnızca anılacak bir gün değil, bununla birlikte bir pusula olmalıdır. Onlara yaraşır bir Türkiye’nin yolu, Kızıldere çizgisinin doğru şekilde çözümlenmesinden geçmektedir.
Hareketimiz tüm eksiklerine ve yetersizliklerine rağmen, yaratılmış bu direnişçi gelenekten sapmamıştır ve sapmayacaktır. Kızıldere kahramanlarının devrimci kararlılığına, birlikçiliğine ve dayanışmacılığına yaraşır bir devrimci hareketi ne yazık ki henüz yaratamadık ama Mahirlerin-Cihanların yolundan ayrılmadık ve ayrılmayacağız.
Kızıldere devrimci kararlılığın, dayanışmanın ve yoldaşlık ilişkilerinin manifestosudur.
Yaşasın Türkiye Devrimci Hareketi!
Yolumuz Kızıldere’de düşenlerin yoludur!
Odak Dergisi
