Barış Bozer
Biraz farklı düşünelim:
Siz hiç bugünki kasar basının insaları panikletecek kadar ileri bir düzeyde herhangi bir konunun üzerine durduğunu gördünüz mü?
Siz hiç ülkelerin başındaki devlet adamlarının vatandaşları bu denli korkutacak demeçler verdiğini, bildiriler yayınladıklarını gördünüz mü?
Tabii ki görmedik!
Çünkü ne basın (burjuva) ne de devletlerin başındaki insanlar, insanların paniklemesini ve bunun sonucunda piyasa düzeninin bu panikleme sonucunda kötü şekilde etkilenmesini hiç istemezler. İnsanlar değil, ekonomi onların ilk önceliğidir.
Peki ne oldu da şimdi böyle bir ilgi gelişti? İnsan merak ediyor. Bu durum, “Sosyal Darwinistlerin” tezlerini hatırlatıyor…
Bu konuyu biraz açalım: Bilindiği üzere Darwin’in kuzeni 1900’lerin başında Amerikan Rockefeller Vakfı’nın desteğiyle, “Doğada sadece güçlüler ayakta kalır; zayıflar, hastalar, yaşlılar ayıklanır” tezini savunur. İleri sürülen bu tez ilk zamanlar çeşitli çevrelerce tepkiyle karşılanır. Konu bir süreliğine kapanır.
Daha sonra bu tezlerin Naziler yani Faşizm ile tekrar kabul göreceğini biliyoruz.
Peki bu durumun koronavirüs ile alakası?
Avrupa’da nüfusun büyük çoğunluğunun yaşlı, bakıma ve rehabilitasyona muhtaç olduğu biliniyor. Krizin bu denli geliştiği koşullarda bu insanların devlete ve egemen sermayedarlara yarattığı külfeti düşünelim… Acaba egemenler tam da “Sosyal Darwinist” bir biçimde, sermayeleri için yararsız olanı gözden çıkarıp, kendilerine kar elde ettirecek olan “genç ve sağlıklı” olanları seçiyor olmasın!
Dünyada güç dengeleri değişti. Taşlar yerinden oynadı. Ekonomik kriz malum, dünyanın dört bir yanında kendisini hissettiriyor. Ne dersiniz, bu tezler şimdi yeniden birileri tarafından kabul görüyor olabilir mi?
Unutmayalım, Naziler kendi kendilerinden Nazi olmadı. O gün onları var eden egemen güçler, bugün Dünyayı yönetmeye devem ediyor ve onlar için tek önemli şey “daha fazla kazanmak.”
Onlar Asyalı, Avrupalı, Amerikalı diye bakmazlar. Ustanın dediği gibi onlar, “sana, bana, yaşayan hayata düşman.”
