Nijer, Sahel’de Batı karşıtı bir darbe yaşayan dördüncü ülke oldu

0
381
aaa

Vijay Pradesh

Çeviren: Mehmet Yücel

26 Temmuz 2023 günü saat 03:00’da başkanlık muhafızları Nijer’in başkenti Niamey’de Devlet Başkanı Mohamed Bazoum’u gözaltına aldı. Tuğgeneral Abdourahmane Tchiani liderliğindeki birlikler ülke sınırlarını kapattı ve sokağa çıkma yasağı ilan etti. Darbe, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu, Afrika Birliği ve Avrupa Birliği tarafından derhal kınandı. Nijer’de askeri üsleri bulunan Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri durumu yakından izlediklerini açıkladılar. Bazoum yanlısı olduğunu iddia eden ordu ile başkanlık muhafızları arasında çıkan bir çatışma başkenti tehdit etse de kısa sürede yatıştı. 27 Temmuz’da ordudan General Abdou Sidikou Issa bir açıklama yaparak “farklı güçler arasında kan gölüne neden olabilecek ölümcül bir çatışmadan kaçınmak” için durumu kabulleneceğini söyledi. Tuğgeneral Tchiani 28 Temmuz’da televizyona çıkarak Ulusal Vatanı Koruma Konseyi’nin (Conseil National pour la Sauvegarde de la Patrie ya da CNSP) yeni başkanı olduğunu açıkladı.

Nijer’deki darbe, Mali (Ağustos 2020 ve Mayıs 2021), Burkina Faso (Ocak 2022 ve Eylül 2022) ve Gine’deki (Eylül 2021) benzer darbeleri takip etmektedir. Bu darbelerin her biri, Fransız ve ABD askerlerinin varlığına ve ülkelerine yaşatılan kalıcı ekonomik krizlere öfkelenen subaylar tarafından yönetildi. Afrika’nın bu bölgesi – Sahel – bir dizi krizle karşı karşıya kaldı: İklim felaketi nedeniyle toprağın kuruması, 2011’de NATO’nun Libya’daki savaşı nedeniyle İslami militanlığın yükselişi, çöl boyunca silah, insan ve uyuşturucu ticareti yapan kaçakçılık ağlarının artması, uranyum ve altın da dahil olmak üzere doğal kaynakların bu zenginlikler için yeterli ödeme yapmayan Batılı şirketler tarafından el konulması ve üslerin inşası ve bu orduların cezasız kalması yoluyla Batılı askeri güçlerin yerleşmesi.

Darbeden iki gün sonra CNSP, CNSP’ye liderlik edecek 10 subayın isimlerini açıkladı. Bu isimler ordudan (General Mohamed Toumba) Hava Kuvvetlerine (Albay Binbaşı Amadou Abouramane) ve ulusal polise (Genel Müdür Yardımcısı Assahaba Ebankawel) kadar tüm silahlı kuvvetlerden geliyor. CNSP’nin en etkili üyelerinden birinin, eski Genelkurmay Başkanı ve Şubat 2010’da Başkan Mamadou Tandja’ya karşı yapılan darbeyi yöneten ve Bazoum’un selefi Mahamadou Issoufou’nun 2011 başkanlık seçimlerini kazanmasına kadar Nijer’i yöneten Demokrasinin Restorasyonu Yüksek Konseyi’nin lideri General Salifou Mody olduğu artık açık. Issoufou’nun görevi sırasında ABD hükümeti Agadez’de dünyanın en büyük insansız hava aracı üssünü inşa etti ve Fransız özel kuvvetleri uranyum madenciliği şirketi Orano (eskiden Areva’nın bir parçasıydı) adına Irlit şehrini garnizon haline getirdi.

General Salifou Mody’nin ordudaki nüfuzu ve uluslararası bağlantıları göz önüne alındığında CNSP’nin etkili bir üyesi olarak algılandığını belirtmek önemlidir. Mody, 28 Şubat 2023 tarihinde Roma’da düzenlenen Afrika Savunma Şefleri Konferansı sırasında ABD Genelkurmay Başkanı General Mark Milley ile bir araya gelerek “terörle mücadele işbirliği ve bölgede şiddet içeren aşırıcılıkla mücadelenin sürdürülmesi de dâhil olmak üzere bölgesel istikrarı” görüştü. Mody 9 Mart’ta Mali’yi ziyaret ederek Albay Assimi Goïta ve Mali ordusu Genelkurmay Başkanı General Oumar Diarra ile Nijer ve Mali arasındaki askeri işbirliğini güçlendirmek üzere bir araya geldi. Birkaç gün sonra 16 Mart’ta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Bazoum ile görüşmek üzere Nijer’i ziyaret etti. Nijer’de pek çok kişinin Mody’nin kenara itilmesi olarak algıladığı bir şekilde, Mody 1 Haziran’da Nijerya’nın Birleşik Arap Emirlikleri Büyükelçisi olarak atandı. Niamey’de Mody’nin, devletin başındaki isim olan Tuğgeneral Tchiani’nin kulağındaki ses olduğu söyleniyor.

Yolsuzluk ve Batı

Nijer’den oldukça bilgili bir kaynak bize ordunun Bazoum’a karşı harekete geçmesinin nedeninin “yolsuzluğa bulaşmış, Fransa’nın bir piyonu olması” olduğunu söylüyor. Nijerliler ondan ve çetesinden bıktı. Kamu fonlarını zimmetine geçiren ve birçoğu yabancı elçiliklere sığınmış olan devrik sistemin üyelerini tutuklama sürecindeler. “Yolsuzluk meselesi, dünyanın en kârlı uranyum yataklarından birine sahip olan Nijer’in yakasını bırakmıyor. Nijer’de söz konusu olan “yolsuzluk” hükümet yetkililerinin küçük rüşvetleri değil, Fransız sömürge yönetimi sırasında geliştirilen ve Nijer’in hammaddeleri ve kalkınması üzerinde egemenlik kurmasını engelleyen bütün bir yapıdır.

“Yolsuzluğun” merkezinde, ülkedeki uranyum endüstrisinin sahibi ve işletmecisi olan Société des mines de l’Aïr (Somaïr) adlı Nijer ve Fransa arasındaki sözde “ortak girişim” yer almaktadır. Somaïr’in yüzde 85’i Fransa Atom Enerjisi Komisyonu ve iki Fransız şirketine aitken, sadece yüzde 15’inin Nijer hükümetine ait olması dikkat çekicidir. Nijer dünyadaki uranyumun yüzde 5’inden fazlasını üretiyor, ancak uranyumu çok yüksek kalitede. Nijer’in ihracat gelirlerinin yarısı uranyum, petrol ve altın satışlarından elde ediliyor. Fransa’daki her üç ampulden biri Nijer’den gelen uranyumla çalışıyor, aynı zamanda Afrika ülkesinin nüfusunun yüzde 42’si yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Nijer halkı onlarca yıldır zenginliklerinin ellerinden kayıp gitmesine seyirci kaldı. Hükümetin zayıflığının bir göstergesi olarak Nijer, geçtiğimiz on yıl boyunca çok uluslu şirketler tarafından Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıklarının Çözümü Merkezi ve Uluslararası Ticaret Odası nezdinde açılan sadece 10 tahkim davasında 906 milyon dolardan fazla para kaybetti.

Fransa 2002 yılında Avro sistemine geçtiğinde frangı kullanmayı bıraktı. Ancak on dört eski Fransız sömürgesi, Fransa’ya büyük avantajlar sağlayan Communauté Financiére Africaine’i (CFA) kullanmaya devam etti (bu ülkelerin rezervlerinin yüzde 50’si Fransız Hazinesi’nde tutulmak zorunda ve Fransa’nın CFA’da yaptığı devalüasyonlar -1994’te olduğu gibi- onu kullanan ülkeler üzerinde yıkıcı etkilere sahip). 2015 yılında Çad Devlet Başkanı Idriss Déby Itno, CFA’nın “Afrika ekonomilerini aşağı çektiğini” ve “Afrika’nın gelişmesini engelleyen bu kordonu kesmenin zamanının geldiğini” söyledi. Sahel’de artık sadece Burkina Faso ve Mali’de olduğu gibi Fransız birliklerinin çekilmesi değil, aynı zamanda Fransızların bölgedeki ekonomik hakimiyetinin de kırılması konuşuluyor.

Yeni Bağlantısızlık

Temmuz ayında düzenlenen 2023 Rusya-Afrika Zirvesi’nde Burkina Faso Devlet Başkanı İbrahim Traoré, ülkesinin suikasta kurban giden sosyalist lideri Thomas Sankara’nın üniformasını andıran kırmızı bir bere taktı. Traoré, Sahel’deki askeri darbelerin kınanmasına ve bir Afrika Birliği heyetinin kısa bir süre önce ülkesine yaptığı ziyarete sert tepki gösterdi. “İsyan etmeyen bir köle merhameti hak etmez” dedi.

“Afrika Birliği, Batı’nın kendi kukla rejimlerine karşı savaşmaya karar veren Afrikalıları kınamaktan vazgeçmelidir.”

Şubat ayında Burkina Faso, Mali ve Gine hükümetlerinin de katıldığı bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Gündemde bu devletlerden oluşan yeni bir federasyonun kurulması var. Nijer’in de bu görüşmelere davet edilmesi muhtemeldir.

Kaynak: Makale 3 Ağustos’ta Monthly Review Online‘da yayınlandı.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.