Rus kuvvetleri Donetsk’te ilerlerken, doğu Ukrayna’daki darbe karşıtı isyanın onuncu yıl dönümü…

0
183

Ön not: Ukrayna’nın durumunu ve gençlerin çaresizliğini yansıtan makalenin içinden iki cümleyi önceden paylaşıyorum: 1; ”Askerlik çağına gelmiş Ukraynalı erkeklerin askere alınmamak için başvurduğu en yaygın yöntem, evlerinde ya da harabelerde saklanarak Rus güçlerine teslim olmak için fırsat kollamak”. 2; ”Giderek daha fazla sayıda AFU askeri evlerinden, sokaklardan ya da dükkanlardan zorla askere alındıkça (kaçırıldıkça), Ukrayna birliklerinde ‘refusenik’lerin -savaşa girmeyi reddeden askerler- sayısı artıyor”.

Nisan 2014, o zamanlar hala Ukrayna’nın bir parçası olan Donbass bölgesi halkı için çok önemli bir aydı. O dönemde Kiev’de 20/21 Şubat tarihlerinde bir darbe ile kurulan yeni yönetim bölge halkına karşı askeri saldırılara başlamıştı. Darbe, Ukrayna’nın seçilmiş başkanını ve yasama organını devirdi. Kırım’da, Donbass’ta (Lugansk ve Donetsk) ve Ukrayna’nın doğu ve güneyindeki diğer bölgelerdeki kasaba ve şehirlerde isyana yol açtı.

Darbe Batı yanlısı, Rusya karşıtı bir hükümet kurdu. Yeni rejimin darbeye karşı muhalefeti bastırmaya yönelik polis eylemleri, sonuçları bugün hala hissedilen isyanları daha da derinleştirdi.

10 Nisan 2014 tarihinde Lugansk şehrinde bir grup komünist, Ukrayna’nın ulusal polis teşkilatı olan Ukrayna Güvenlik Servisi’nin (SBU) yerel merkezini ele geçirdi. Ukrayna’nın sarsılan anayasal temelini savundukları ve merkez üssü Kiev’in merkezindeki Maidan Meydanında darbeye karşı çıktıkları için hapse atılan ABD destekli darbe karşıtlarının serbest bırakılmasını talep ettiler.

Darbe hükümetine karşı ayaklanmalar Kırım, Donbass’ın iki bölgesi Lugansk ve Donetsk ve daha az oranda da olsa Odessa ve diğer şehir ve kasabalar da dahil olmak üzere Ukrayna’nın güney ve doğusuna hızla yayıldı.

Nisan 2014 başlarında Lugansk’ta hiç kimse çatışmaların, ABD ve liderliğini yaptığı NATO askeri ittifakının temel siyasi ve askeri desteğiyle Kiev tarafından tam ölçekli bir savaşla sonuçlanabileceğini hayal edemezdi. Ancak yaşanan tam olarak buydu. Kiev’in Donbass’taki darbe karşıtlarını bastırma girişimi kısa sürede Kiev’in sekiz yıllık savaşına dönüştü. Bu savaş 2022’nin başlarında Rusya ile bugünkü büyük çaplı çatışmaya dönüştü.

Ukrayna’nın başka bir yerinde, Kırım halkı 16 Mart’ta darbeci Ukrayna’dan ayrılmak ve Rusya Federasyonu’na katılmak için oy kullanarak savaştan kaçındı. Odessa şehri halkı ise o kadar şanslı değildi. 2 Mayıs’ta kentte darbe karşıtı protestoların yapıldığı bir gün, Ukrayna’nın başka yerlerinden şiddet provokasyonu amacıyla kente gelen sağcı paramiliterlerin, kentin merkezinde bulunan ve protestocuların paramiliter şiddetten kaçarak sığındığı büyük binayı ateşe vermesiyle trajediyle sonuçlandı. 45’ten fazla protestocu hayatını kaybetti.

Demokrasinin ikiyüzlülüğü – bazılarına izin veriliyor, bazılarına verilmiyor

10 Nisan’da Lugansk’ta yüzlerce yerel sakin, yerel Komünist Parti aktivistlerinin çağrısına uydu. SBU binasına saldırmanın ana argümanlarından biri, darbe kışkırtıcılarının 2013 sonu ve 2014 başında Ukrayna’nın batısında, örneğin o dönemde Ukrayna’nın altıncı büyük şehri olan ve yaklaşık 750.000 nüfusa sahip Lviv’deki polis karakollarını (ve silah cephaneliklerini) ele geçirmelerinin örnek teşkil etmesiydi. Lugansk’taki komünistler, darbe karşıtlarının aylar önce darbe yapanlara benzer eylemlerde bulunmaları gerektiğini savundular.

Batılı güçler olayları çok yakından izliyordu. Onlara göre bazı grupların (sağcı paramiliterler) şiddet kullanması ve silah ele geçirmesi haklıyken, diğerlerinin (darbe karşıtı protestocular) eylemleri tamamen ‘yasadışı’ idi. Bu çifte standart politikası, Kiev’in Donbass halkına yönelik şiddetli saldırısı Nisan 2014’te ciddi bir şekilde başladığında tam anlamıyla gözler önüne serildi. Yerel halk, Batılı liderler ve kurumların Ukrayna için ‘eşitlik’ ve ‘demokrasi’ söylemlerinin boş laftan ibaret olduğuna daha da ikna oldu.

Hedef özerklikti; ‘ayrılıkçılık’ suçlamaları sahteydi

Donbass’ta isyan hızla büyürken, darbeyi gerçekleştirmek için ülkenin batısında zaten kurulmuş olan ya da darbenin ardından hızla gelişen aşırı sağcı paramiliter oluşumlar, Kharkiv, Donetsk, Lugansk ve Zaporizhzhya bölgelerinde ve güney ve doğudaki diğer yerlerde gelişen protestoları bastırmak için şiddetli, silahlı eylemler tehdidinde bulundu. Ancak paramiliter güçler sadece kısmen ‘başarılı’ oldu (örneğin bir ay sonra Odessa’da).

Lugansk ve Donetsk şehirlerinde yerel polis darbe karşıtı isyanlara karşı çok az direnç gösterdi ya da hiç göstermedi. Bu durum, Ukrayna’nın batı bölgelerindeki polisin 2013’ün sonlarında yaklaşan darbeye büyük ölçüde seyirci kalmasına paraleldi. Sonuç olarak Lugansk ve Donetsk’teki mevcut polis ve ordu personelinin büyük bir kısmı silahlarını da yanlarına alarak darbe karşıtı protestoların tarafına geçti. Bu Kiev ve Batı için büyük bir darbe oldu. Buna ek olarak, Ukrayna ordusunun askerleri bir bütün olarak darbe karşıtı protestoculara ateş açma emirlerine uyma konusunda isteksiz olduklarını kanıtladılar. Paramiliterler buna kendi askeri taburlarını kurarak karşılık verirken, Kiev’deki darbe rejimi de ordu personelini bir bütün olarak dönüştürmeye girişti. Önümüzdeki yıllarda paramiliter oluşumlar, ordu ve ulusal polisin özerk bileşenleri olarak resmi statü kazanacaktı.

BBC’nin Ukrayna servisi 10 Nisan 2014 tarihinde Lugansk’taki SBU karargahının ele geçirilmesini haberleştirdi,

”Polis devralmaya müdahale etmedi ve meydanda toplanan Rusya yanlısı aktivistlerin alkışları arasında binayı terk etti. Kalabalık ‘Rusya’ ve ‘referandum’ sloganları attı”.

BBC haberi, Lugansk’taki darbe karşıtı protestoların liderlerinden Vyacheslav Petrov’un halka seslendiği yayını aktararak devam etti. “Sizden panik yapmamanızı rica ediyorum. Her şey yoluna girecek. Biz 11 Mayıs’ta gerçekleşecek olan referanduma hazırlanıyoruz. Bunun için herkes düşünmeli ve bir seçim yapmalı.” BBC devam etti,

”Lugnsk’taki darbe karşıtı protestonun talepleri arasında tüm siyasi tutuklular için af, [özerklik konusunda] bir referandum, fiyat ve tarife artışlarının kaldırılması ve Rus diline resmi devlet dili statüsü verilmesi yer alıyordu”.(1)

‘Rus yanlısı’ mı yoksa darbe karşıtı mı?

Donbass’taki darbe karşıtı protestocular bölgenin geleceğine karar vermek için bir referandum istiyordu. Kırım’da meydana gelen olaylardan ilham almışlardı. Orada Kırım Özerk Cumhuriyeti (ARC) hükümeti, Ukraynalı yetkililerin ve paramiliter güçlerin bölgeyi işgal etme ve darbe karşıtlarını bastırma tehditlerine anında karşılık verdi. Moskova’daki Rus liderlerin ve Rusya ile Ukrayna arasında 1997’de imzalanan ‘dostluk anlaşması’ (Wikipedia) ile Kırım’da uzun süredir yerleşik olan Rus silahlı kuvvetlerinin işbirliğiyle, ARC hükümeti 16 Mart 2014’te bölgenin gelecekteki statüsüne ilişkin bir referandum düzenledi. Ezici bir çoğunluk Ukrayna’dan ayrılma ve Rusya Federasyonu’na katılma yönünde oy kullandı. Anketler, yarımadada yaşayan etnik Ukraynalıların bile çoğunluğunun lehte oy kullandığını gösterdi.

Böylece, 1954 yılında Sovyetler Birliği (SSCB) liderleri tarafından Ukrayna’ya ‘bahşedilen’ Kırım’ın, yerel halka hiçbir oy hakkı tanınmadan, Ukrayna’nın popüler olmayan ve anayasaya aykırı yönetimi sona erdi. Kırım, Ukrayna’nın bölgesel, özerk bir yönetime sahip tek bölgesiydi. Bu da 2014 başlarındaki çok güçlü darbe karşıtı hissiyatın, Ukrayna’nın tamamen anayasal bir kuruluşu olan ARC tarafından düzenlenen bir referandum şeklinde acil bir çözüme sahip olduğu anlamına geliyordu.

Ne yazık ki, başta Donbass olmak üzere Ukrayna’nın diğer darbe karşıtı bölgeleri için böyle hızlı ve demokratik bir seçenek mevcut değildi. Çünkü bu bölgelerde, Kiev’deki seçilmiş ve anayasal hükümet devrildikten sonra boşluğu doldurabilecek güçlü yerel veya bölgesel hükümet biçimleri yoktu. Ayrıca darbe karşıtı bölgelerdeki mevcut siyasi partiler, Ukrayna’nın geri kalanında olduğu gibi, büyük ölçüde sadece ekonomik elitleri temsil ediyordu.(2)

‘Ayrılıkçılık’ mı yoksa siyasi özerklik mi?

Batılı hükümetler ve medya, Ukrayna’nın orta ve doğusundaki darbe karşıtı protestolara ‘ayrılıkçı’ gibi sıfatlarla karşılık verdi. Bu tamamen yanlıştı. Lugansk ve Donetsk cumhuriyetleri gerçekten de bugün Rusya Federasyonu’nun birer parçasıdır. Bunun nedeni Ukrayna’nın darbe liderlerinin inatçılığıdır. 2015’in başlarında Donbass’taki askeri yenilgisinin ardından Kiev rejimi 12 Şubat 2015 tarihli ‘Minsk 2’ barış anlaşmasını imzaladı (metin burada). Bu anlaşma Lugansk ve Donetsk için kapsamlı özerklik tedbirleri içeriyordu. BM Güvenlik Konseyi beş gün gibi kısa bir süre sonra anlaşmayı oybirliğiyle onayladı. Ancak daha sonraki olayların da gösterdiği gibi, Kiev ve onun yabancı destekçileri, özellikle de Rusya gibi Minsk 2’yi ‘garantör’ olarak imzalayan Fransa ve Almanya, Rusya’nın aksine bunu hiçbir zaman uygulama niyetinde olmadı. Daha sonra ortaya çıktığı üzere, Kiev ve AB’nin ‘ortak imzacıları’ Minsk 2’yi hiçbir zaman uygulama niyetinde olmadılar; Minsk 2’yi Ukrayna ordusu ve paramiliter güçlerin yeniden toparlanması ve silahlanması için ‘zaman kazanmak’ amacıyla imzaladılar.

Donbass’taki ‘özerklik yanlısı hareketin’, gerçek adını vermek gerekirse, ‘Rus yanlısı’ olduğu iddiası da Ukrayna ve Batı’nın yakıştırmalarından bir diğeriydi. Elbette Donbass’ta yaygın bir Rus yanlısı duygu vardı. Tarihsel olarak bölgenin etnik yapısı her zaman Rus olmuştur. Rusya Federasyonu ve ondan önce de Rusya Sovyet Cumhuriyeti ile her zaman olumlu ekonomik ilişkileri olmuştur. Suç bunun neresindeydi? Ancak Ukrayna ve Batı’nın yöneticileri için bu gerçekten de bir ‘suç’tu çünkü Rusya’yı zayıflatmak ve Donbass’tan ve Ukrayna’nın diğer bölgelerinden tamamen çıkarmak için bir yola girmişlerdi. Ukrayna’nın Rusya ile ekonomik ilişkilerini tamamen koparmasını ve AB ve ABD’ye ekonomik olarak tabi olmasını istiyorlardı.

Chasov Yar Savaşı

On yıl sonra, Lugansk toprakları tamamen Lugansk Halk Cumhuriyeti’nin kontrolü altındadır ve Rusya Federasyonu’nun bir bileşenidir. Donetsk’in yanı başında, Donetsk’in yaklaşık 100 kilometre kuzeyindeki Chasov Yar kasabası ve çevresinde bir savaş yaşanıyor. Bu, birkaç hafta önce Donetsk’in sadece 20 km kuzeyindeki Avdeevka şehrinin Rus güçleri tarafından ele geçirilmesini ve Mayıs 2023’te daha büyük bir şehir olan Artemivsk’in (Ukrayna’da ‘Bakhmut’ olarak adlandırılır, ayrıca Donetsk’in yaklaşık 100 km kuzeyindedir) ele geçirilmesini takip etmektedir.

Rus Silahlı Kuvvetleri tarafından Chasov Yar’da (savaş öncesi nüfus 12.000) kullanılan taktikler Avdeevka (Donetsk’in ancak 20 km kuzeyinde) ve Artemivsk’tekilere benzemektedir. Ukrayna birliklerinin mevzileri, yeraltı tahkimatlarını yok eden ağır hava bombalarıyla vurulur. Saldırı grupları daha sonra şehri üç taraftan kuşatır ve geriye tek bir çıkış yolu bırakır: batıya, Ukrayna’ya doğru çekilmek için.

Ukrayna Silahlı Kuvvetleri 93. Tugayı’nın ‘Kholodnyi Yar’ telgraf kanalı, Chasov Yar’da yaşayan bir sakinin Rusların gelmesini umutla beklediğini söylediği bir video yayınlıyor.

Rusya’yı beklediğini ve orada yaşayan akrabaları olduğunu söylüyor. Kasabadan ayrılamadığını çünkü askerlerimizin Rusların elindeki topraklara geçmek isteyen herkesi vurduğunu söylüyor.

Çasov Yar’ın Rus ordusu tarafından kurtarılması Rus Özel Askeri Operasyonu (SMO) genelinde bir dönüm noktası olabilir. Çatışmanın tamamında öngörülemeyen senaryoların ortaya çıkmasına neden olacağı kesin. Rus askeri muhabir Alexander Sladkov, Rus taarruzunun Chasov Yar’dan düz bir hat üzerinde, 45 kilometre daha doğuda önemli bir demiryolu kavşağı olan ve savaş öncesi nüfusu 160.000 olan Kramatorsk ve yakınındaki Sloviansk gibi büyük sanayi şehirlerine doğru ilerleyeceğini düşünüyor. “Kramatorsk, Donbass’ta özgürleştireceğimiz bir sonraki şehir olacak” diye öngörüyor.

Ukraynalıları NATO için savaşmaya zorlamak

Bu bağlamda, Kiev rejiminin zorunlu askerlik uygulamasını yürütmesi giderek zorlaşıyor. Askerlik çağına gelmiş Ukraynalı erkeklerin askere alınmamak için başvurduğu en yaygın yöntem, evlerinde ya da harabelerde saklanarak Rus güçlerine teslim olmak için fırsat kollamak. Ukrayna’da yayın yapan Strana internet haber sitesi 2 Nisan’da ‘Gece Avcısı’ lakaplı bir AFU subayının Ukrayna ordusunun savaşmak (ve büyük ihtimalle ölmek) istemeyen askerlerine baskı yapmak için kullandığı yaygın yöntemleri anlatan bir raporunu yayınladı. Raporda şöyle yazıyordu,

‘Aksi takdirde siperde yüzükoyun yatıp teslim olmayı bekleyecek olan bir acemiyi savaşmaya nasıl motive edebilirsiniz? Subay şöyle cevap verdi: ‘Bazıları için bir konuşma yeterlidir. Diğerleri içinse bölük subayı tarafından dövülmek ya da askerin kafasına ateş etmek gerekebilir”.

Subay, daha sert etkileme yöntemlerinin de olduğunu belirtti, ancak raporda ayrıntıya girilmedi.

Giderek daha fazla sayıda AFU askeri evlerinden, sokaklardan ya da dükkanlardan zorla askere alındıkça (kaçırıldıkça), Ukrayna birliklerinde ‘refusenik’lerin -savaşa girmeyi reddeden askerler- sayısı artıyor. Refusenikler kural olarak tutuklanıyor ve daha sonra sıkışık, nemli kafeslerde tutuluyor. Ukrayna Telegram kanalı ‘Legitimny’, kaynaklarına göre artan sayıda Ukraynalı askerin savaşmayı reddettiğini çünkü “hiç kimsenin Kiev’deki yönetim ve onun liderleri için savaşmak istemediğini çünkü bu rejimin halkına köle gibi davrandığını” yazıyor.

Nisan ayı başında Alman devlet haber kanalı Deutsche Welle, Çerkassi bölgesindeki (orta Ukrayna) Luzanivka’dan bir video haber yayınladı ve köyde askerlik çağında hiç erkek kalmadığını açıkladı. Köy konseyi başkanı Serhiy Nikolaenko, “Eğer biri ölürse, burada mezarını kazacak kimse kalmadı” diyor. DW, 400 nüfuslu köyden yaklaşık 50 erkeğin askere alındığını bildiriyor.

Strana, Deutsche Welle’nin Valentina köyünden aktardığı haberi paylaşıyor. Köy sakinlerinden biri şöyle diyor: “Küçük köyümüzde şimdiden çok sayıda kayıp ve ölü var. Bir de tüm Ukrayna’yı düşünün!” Köy sakini iki oğlunun da askere alındığını söylüyor.

Tüm bunlara rağmen Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky ve hükümeti, Batı medyasına ve siyasetçilerine AFU tarafından yeni bir ‘karşı saldırı’ başlatılabileceğini ‘satmaya’ devam ediyor. Bu durum, ölüm, yaralanma ya da firar nedeniyle kaybedilen askerlerin yerini dolduracak insan kaynaklarının tükenmek üzere olduğu bir dönemde gerçekleşiyor. “Evet, karşı saldırı için bir planımız var. Kesinlikle kazanacağız; başka alternatifimiz yok. Ancak bunun sözünü veremem ve bir tarih de söyleyemem” diyen Zelensky, 9 Nisan’da Almanya’nın BILD gazetesine verdiği röportajda da bunu vurguladı.

Zelenskiy’nin Halkın Hizmetkarı partisinden eski bir milletvekili olan Oleksandr Dubinsky, Ukrayna ordusu geri çekildiği sürece mali yardım pazarlığı yapmanın zor olacağını da sözlerine ekledi. Başka bir deyişle, Ukrayna rejimi daha fazla Ukraynalıyı katletmeyi planlıyor ki Ukrayna eliti Batı ile ekonomik bağlarını sürdürebilsin ve Batı’dan fon almaya devam edebilsin.

Neoliberalizm Batı hegemonyasını nasıl zayıflattı?

AFU’nun ‘karşı saldırısının’ imkansızlığının bir diğer nedeni de ne Batı’nın ne de Ukrayna’nın ikmal edemediği mühimmat sıkıntısıdır. Ukrayna’da ve Batı’da sanayisizleşme süreçleri, hızlı bir şekilde cephane tedarik etme kabiliyetini zayıflatmıştır.

Rus siyaset bilimci Malek Dudakov, Avrupa Birliği ülkelerinin silah üretimlerini arttırmalarının artık son derece zor olduğunu yazıyor. AB ülkeleri bugün silahlarının yüzde 80’ini kendi sınırları dışından alıyor; bunun da yüzde 60’ı ABD’den geliyor. “Avrupalı bürokratlar mucizevi bir şekilde silah ithalatına olan bağımlılığı 2030 yılına kadar yüzde 50’ye düşürmek istiyor. Bu, büyük ölçüde sanayisizleşme nedeniyle Avrupa ekonomisinde halihazırda yaşanan ciddi bir kriz bağlamında gerçekleşiyor. Çin’den satın alınan nitroselüloz (‘guncotton’ olarak da bilinir) ve diğer pamuk ürünlerinin kıtlığı nedeniyle mermi üretimi bile sorunlarla karşı karşıya” diye yazıyor.

Nisan ayı başında, Ukrayna Savunma Bakanlığı’nın yüksek fiyatlı silah alımlarına ilişkin soruşturması kapsamında Ukrayna ve Polonya’da polis aramaları yapıldı. Ukrayna Savunma Bakanlığı 2022 yılında Polonya’da kayıtlı Alfa firması ile on milyonlarca avro değerinde mühimmat tedariki için çeşitli sözleşmeler imzalamıştı. Firmanın ilk birkaç sözleşmenin şartlarını yerine getirememesine rağmen, Bakanlık firma ile işbirliği yapmaya devam etti. Alfa’nın 2023 yılı başı itibariyle Savunma Bakanlığı’na hiç teslim almadığı silah alımları için 3,5 milyar grivnadan (89 milyon ABD Doları) fazla borcu bulunuyordu.

Şubat ayı sonunda Zelensky, Rusya Federasyonu ile savaşın başlamasından bu yana top mermilerinin küresel fiyatlarının beş kat (%500) arttığını iddia etti. “Ukrayna’daki savaş nedeniyle, savaşın başında 1500 dolara mal olan sıradan bir top mermisi bile bugün 4000 ila 8000 dolara mal olabiliyor. Savaş için çok fazla. Bazıları için bu bir savaş, bazıları içinse sadece büyük bir iş” dedi.

Wall Street Journal 10 Nisan’da Kaliforniya’daki Silikon Vadisi’nde üretilen ABD insansız hava araçlarının Ukrayna’da iyi performans göstermediğini bildirdi.

”ABD yapımı İHA’ların [insansız hava araçları] pahalı, arızalı ve tamirinin karmaşık olduğunu söyleyen İHA şirketi yöneticileri, ön saflarda yer alan Ukraynalılar, Ukrayna hükümet yetkilileri ve bazı eski ABD askeri yetkilileri, bu araçların Ukrayna’da iyi performans göstermediğini belirtiyor”.

Genel olarak tüm Batı dünyası, özel aracıların yüksek katılımıyla az sayıda pahalı ürün üretmeye odaklanmış durumda. Bu modelin, kitlesel ölçekte ucuz ve hızlı üretim gerektiren modern askeri çatışmalarda son derece etkisiz olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu durumda Batılı firmaların rekabet edebilmelerinin iki yolu kalıyor: Küresel Güney ülkelerini ucuz üretim için sömürmek ya da kendi üretim standartlarını düşürmek.

Bu arada Rusya, özelleştirme, yani özel teşebbüslerin üretiminin devlet mülkiyetine geri dönmesi sürecinden geçmektedir. Bu, aracıların ortadan kaldırılmasına ve üretimin daha ucuz hale getirilmesine yardımcı olmaktadır. Rus TV kanalı RTVI’ye göre 2020’den bu yana Rusya Başsavcılığı’nın 1990’lardaki özelleştirme dalgası sırasında özelleştirmelerin yasallığına itiraz ettiği dava sayısı sekiz kat arttı.

İsveçli silah üreticisi SAAB’ın başkanı Micael Johansson kısa bir süre önce Financial Times’a verdiği demeçte nitroselüloz kıtlığının, silah üreten şirketlerin “sadece Batı’nın ‘kurallara dayalı düzeninin’ var olmayacağı” günümüzün “çok kutuplu dünyasında” neden yeni tedarik zincirleri oluşturmaları gerektiğinin bir örneği olduğunu söyledi. Şöyle ekledi:

”Güvenebileceğimiz ve uzun vadede birlikte çalışabileceğimiz benzer düşünen ülkeler hakkında düşünmeliyiz”.

Satır araları okunduğunda, SAAB yetkilisinin sözleri, Batılı ülkelerin Küresel Güney’de ucuza daha fazla üretim yapmaları için artan baskıları anlamına geliyor. Bu da daha küçük ve daha az gelişmiş ülkelere karşı sömürgeci uygulamaların devamı anlamına geliyor.

Son yıllarda emperyalist ülkelerdeki kapitalist ideolog ve yorumcuların, üretimin Çin ve diğer ülkelere ‘offshoring’ yoluyla kaydırılmasını eleştirmeleri ve hatta kınamaları moda oldu. Ancak kârları maksimize etme güdüsü önceliklidir ve bu nedenle offshoring cazip bir uygulama olmaya devam etmektedir. Kapitalist üretim sistemi kamusal ihtiyaçlara değil, özel çıkarlara hizmet eder. Bu hep böyle olmuştur ve böyle kalacaktır.

Notlar:

1.Sovyet sonrası Ukrayna’da sadece tek bir resmi dil vardı ve hala da var: Ukraynaca. Bu durum, etnik Ukraynalıların nüfusun sadece %15’ini oluşturduğu Kırım’da bile geçerliydi. Günümüz Kırım’ında (Rusya Federasyonu) ise üç resmi dil bulunmaktadır: Rusça, Kırım Tatarcası ve Ukraynaca.

2.Kırım’ın özerk statüsü, Devrim öncesi Rus İmparatorluğu’nu oluşturan birçok milliyet için kapsamlı siyasi kendi kaderini tayin biçimleri uygulayan 1917 Rus Devrimi’ne dayanmaktadır. Bu, bağımsız Ukrayna’nın kökeniydi ve öyle de kalmaya devam ediyor. ‘Sovyet’ Ukrayna, 1918’den 1920’ye kadar süren sert iç savaş yıllarında kuruldu. Daha sonra 1922 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin kurucu unsuru haline geldi. Sovyet Ukrayna yetkilileri 1990/1991’de SSCB’den ayrılmaya öncülük etti. Ülke bağımsızlığını 70 yıl önce kazanmıştı.

3.Ukrayna’da 18 ile 65 yaş arasındaki tüm erkekler için askerlik kaydı zorunludur. Askerlik yaşı (zorunlu askerlik) 25 ila 60’tır (yakın zamanda 27’ye indirilmiştir).

Al Mayadeen April 23, 2024 Dmitri Kovalevich

Bu yazı Mehmet Yücel tarafından çevrilmiştir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.