Sultanahmet’te girişilen katliamın ardından hükumet mazlum pozlarına girdi. Hükumetin ve devletin başı Erdoğan bir yandan mazlumları oynuyor diğer yandan ise katliamla ilgili basına yasak koyuyor ve katliamın sorumlusu ilan edilen IŞİD’e değil, barış isteyen aydınlara verip veriştiriyor; Kürt direnişçilerine bomba yağdırıyor. Erdoğan’ın baş destekçilerinden mafyacı Sedat Peker de aydınların kanıyla duş alma hayalleri kurarak IŞİD’e özeniyor.
Erdoğan ve onun hükumeti saldırı karşısında ne kadar mazlum? Sorumlu IŞİD ise IŞİD kimlerin elinde büyümüş bir cinayet örgütüdür? Kim ona yıllarca kendi topraklarını üs olarak kullandırttı? IŞİD’e binlerce TIR dolusu silahı kim yolladı? Kim onun Türkiye’de finansman kaynakları kurup geliştirmesine hizmet etti? Kim IŞİD’in Suriye petrollerini gasp etmesinden mali çıkar sağladı? Kim IŞİD’i Kürt ulusal hareketine karşı ittifak gücü olarak kullandı?
IŞİD emperyalist sistemin bir atığıdır. Çevre kirleten sanayi atıkları gibi. Emperyalizmin Ilımlı İslam adını verdiği gerici projesinin bir yüzü AKP ve Suudi Hanedanlığı ise diğer yüzü de IŞİD’dir. IŞİD Ortadoğu halklarına, Irak halkına ve özellikle Suriye’ye karşı girişilen alçakça saldırının sonucunda ortaya çıkmış bir örgüttür. Saldırıyı ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri organize etti ve yürütüyorlar. AKP hükumeti Suriye halkına karşı girişilen bu alçakça saldırının en aktif tarafıdır. Avrupa’dan, Rusya’dan, Orta Asya’dan gelen, kapitalist sistemin atığı binlerce hatta on binlerce dinci fanatik yıllarca Türkiye’yi üs olarak kullandı. Suriye’yi kana bulasınlar, kadınlara tecavüz etsinler, kelle kessinler diye sınırlar onlara tümüyle açılmıştı. Onlar MİT’in ve polisin bilgisi dahilinde sınırdan geçip cinayetler işledikten sonra Türkiye’ye geri dönüyorlardı.
Milyonlarca Suriyeli, emperyalizmin Ilımlı İslam Projesi, Erdoğan’ın ve Suudi Arabistan’ın mezhepçi hesapları yüzünden vatanlarını terk etmek zorunda bırakıldı. Savaştan dolayı canlarını Avrupa’ya atmaya çalışan insanların ve çocukların cesetleri ölü balıklar gibi karaya vuruyor. Suriye halkı Türkiye’de dileniyor, çöplerden besleniyor, hakaret görüyor, kapitalistler tarafından ucuz iş gücü olarak kullanılıyor; Suriye halkının onuru ayaklar altına alınıyor, çocukları dövülüyor, kadınları tecavüze uğruyor.
Suriye halkına karşı girişilen dinci saldırı sadece Suriye’yi yıkmakla kalmadı Türkiye’yi de bir iç savaş ortamına getirdi. Devlet güçleri bu gidişe engel olamıyor. Devletin ordusu, polisi ve bürokrasisi bile artık Erdoğan’ın emir kullarıdırlar. Türkiye’de Osmanlı devletinden bile çok daha geri bir mutlakiyet rejimi kurulmuş durumda. Muhalefet susturulmuş. Kitleler de suskun durumdalar.
Emperyalistlerin Erdoğan’a pek itirazları yok. Erdoğan 7 Haziran seçimini geçersiz sayıp baskıyla, terörle ve kanla seçim aldığı halde Batı’nın ona bir itiraz olmadı.
ODAK (13.01.2016)
