Vakıf üniversiteleri akademisyenleri hafta sonu (Cumartesi günü) Süreyya Operası önünde açıklamalarda bulundu. Yasal düzenlemeye rağmen devlet üniversitelerindeki meslektaşlarından daha az ücret aldıklarını belirten akademisyenler “eşit işe eşit ücret” taleplerini yükseltti.
Evrensel Gazetesi’nde yer alan habere göre, Eğitim Sen İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şubesi, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Vakıf Üniversiteleri Birimi, Sosyal-İş İstanbul Şube Vakıf Üniversiteleri Komisyonu, Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği, Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Meclisi Kadıköy’de Süreyya Operası önünde “Vakıf üniversitesi akademisyenleri geçinemiyor” diyerek basın açıklaması gerçekleştirdi. Yasal düzenleme olmasına rağmen devlet üniversitelerindeki meslektaşlarından daha az ücret alan akademisyenler “eşit işe eşit ücret” talebini yükseltti. Açıklamaya EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan da katıldı. Açıklama sırasında sık sık “Eşit işe eşit ücret”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, “Sermaye defol üniversiteler bizimdir” sloganları duyuldu.
Açıklamalarda bulunan Bayhan, “Türkiye son birkaç aydır hemen seçimlerden sonra işçilerin emekçilerin; fabrikalarda yükselen, merkezinde emek sömürüsüne karşı az da olsa insanca yaşayacak ücret talebine tanıklık ediyor. Birkaç gündür de bu hareketlerin birleşmesine yönelik mücadeleler gündeme geliyor” dedi.
Bayhan sözlerini sürdürerek, “Genel olarak sanki eğitimsiz iş gücü sömürülüyor gibi bir algı vardır. Aslında vakıf üniversitelerindeki hukuksuzluk bunun böyle olmadığını ortaya koyuyor. Türkiye’de sermaye, iktidar, tek adam yönetimi, saray iktidarı eğitimli iş gücünü de olabildiğince sosyal haklardan uzak, sendikal haklardan mahkum bırakarak sömürüyü ayakta tutmaya çalışıyor” dedi.
Basın açıklamasını kurumlar adına Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Meclisi (VÜDAM) temsilcisi okudu. Ağırlaşan çalışma koşulları ve hayat pahalılığı karşısında eriyen ücretler için bir araya geldiklerini belirterek, 2020’de Yükseköğretim Kanunu’na “Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret verilemez” ifadelerinin eklenmesine rağmen üç buçuk yılda vakıf üniversitelerinin neredeyse tümünün bu kararı yok saydığını belirtti.
Öğrenim ücretlerine her sene rekor zamlar yapan ve kârlarını artıran vakıf üniversiteleri patronlarının yeni fakülteler açarken, kontenjanları arttırırken çalışanlarının ücretlerini aylarca ödemediğini hatırlatan temsilci, “Statüsü veya birimi fark etmeksizin vakıf üniversitelerinde çalışan tüm emekçiler yoksulluğa mecbur bırakılıyor. Tüm bu sorunların muhatabı ve sürecin denetleyicisi olması gereken Yükseköğretim Kurumu ise vakıf üniversitelerinde yaşananları ve bizlerin taleplerini görmezden gelmeye devam ediyor. Bu tutumdan cesaret alan vakıf üniversiteleri patronları ise hiçbir engelle karşılaşmadan emek sömürüsünü alabildiğine derinleştiriyor” dedi.
“HAKLARIMIZ VE GELECEĞİMİZ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ”
Üniversitelerin içinde bulunduğu durumun kaygı verici olduğunu ifade eden temsilci, “Karar alma süreçlerinde üniversite bileşenlerinin yok sayılması, kayyum uygulamaları, sistematik hale gelmiş baskılar, KHK’lar, niteliksizleşme, piyasalaşma, gericileşme gibi başlıklarda ifadesini bulan politikalar eğitimi, bilimsel faaliyetleri ve akademik özgürlüğü doğrudan etkiliyor. Üniversiteye yönelik bu saldırılar yalnızca ülkemizin bugününü değil yarınını da olumsuz anlamda etkileyen sonuçlar üretiyor” diye konuştu.
Temsilci, açıklamanın devamında “Kendi çalışanına bu koşulları dayatan üniversitelerde ne nitelikli bir eğitimin ne toplum yararına bilimsel faaliyetlerin gerçekleşemeyeceğini herkesin bilmesi gerekiyor. Günü kurtarmaktan bile uzak bu uygulamalar yalnızca bizim emeğimizin çalınmasıyla sınırlı kalmıyor, sizlerin ve çocuklarınızın geleceğini de etkiliyor” diyerek yurttaşlara seslendi. Temsilci, basın açıklamasını, “Vakıf üniversitelerinde çalışan eğitim ve bilim emekçileri olarak bulabildikleri her platformda bir araya gelmeli, patronlara savunmasız ve yalnız olmadığımızı göstermeliyiz. Emeğimiz, haklarımız ve geleceğimiz için; eşit, bilimsel ve parasız bir eğitim için; özgür, özerk ve demokratik üniversite için birlikte mücadele edeceğiz. Birleşe birleşe kazanacağız!” diyerek bitirdi.
