Bir kitap: Reel sosyalizmin çelişkileri

0
323

Murat Karayel

Michael Lebowitz, “Sosyalist Alternatif”e eklemeyi istediği bölümlerin genişlemesiyle bu kitabın oluştuğunu anlatıyor.

Kitapta, reel sosyalizmin üretim ilişkilerini, çelişkilerini Marx’ın yöntemiyle incelemeyi; çöküşüne tarihsel ve teorik bir yaklaşım getirmeyi, barındırdığı ilişki ve davranış normlarıyla sosyalizme varabilmesinin olanaklarını tartışmayı amaçlıyor.

İncelediği dönemi, reel sosyalizmin “sağlaşmasında”, tipik özelliklerin belirmesinde eşik kabul ettiği 1950 sonrası ile sınırlayan Lebowitz, ekonomik yaşamın genelini kuşatan süreklileşmiş kıtlıkları çalışmasının başlangıç noktası seçiyor. Kıtlığın yol açtığı ekonomik ve sosyal tahribatı Jones Kornai’den alıntılarla aktarıp, kıtlıkların ardındaki reel sosyalizme özgü iki tür ilişkiye odaklanıyor. Yazara göre, “Toplumsal Sözleşme”de vücut bulan planlamacılar (merkezdeki yöneticiler) ile işçiler arasındaki ilişki sistemin baskın üretim ilişkisidir: İşçiler lehine yanları yüksek istihdam, “tam iş hakkı” işten atılmama, istek dışı iş değiştirmeme, gelir artışı ve fiyat istikrarı ile artan refah vaadi, herkes için temel ihtiyaçlara erişim imkanı, eşitlikçilik gibi kapitalizmde söz konusu olamayacak haklarıdır. Bunları işçi sınıfı mücadele ile kazanmamıştır, etkili örgütlenmelerden yoksunluğu nedeniyle koruma gücünede sahip değildir. İşçi hakları, üretim süreci üzerinde kontrol bulunmamaları karşılında, öncünün iradesinden kaynaklanmaktadır. Bu “üretimde öncülük ilişkileri”nin doğasıdır. Toplumsal sözleşme bağlamında, öncü tipi üretim ilişkilerine ulaştıktan sonra; yazarın parti devlet bütünleşmesi ve öncünün yapısını, ideolojisini, egemenliğini yansıtacağından “öncü tipi mülkiyet”, “öncü tipi planlama” kavramlarına ulaşması zor olmuştur.

Bu soyutlama düzeyinde reel sosyalizm; misyonu toplumu sosyalizme taşımak olan, yaşamın her alanını “komuta” ile düzenleyen öncü parti ile haklar karşılığında parti egemenliğine rıza gösteren işçilerden (yöneten ve yönetilen) oluşan bir sistemdir. İşçilerin toplumsal sözleşme ile tanınan haklarının ve “işçi devleti olmak” iddiasına dayanan beklentilerinin karşılanması sistemin temel yapısının-öncülük ilişkilerinin yeniden üretilebilmesinin koşuludur.

Üretici güçlerin geliştirilmesi ile sosyalizm arasında doğrusal bağ bulunduğu kabulüyle hareket eden öncünün, üretici güçleri geliştirmek hedefi; refah artışı vaadi ve tam iş hakkının yol açtığı ekonomik verimsizlik baskısı altındadır. Toplumsal sözleşmenin gereklerine bağlı kalarak üretici güçleri geliştirmek hedefiyle öncünün her şeyi kontrol altına almak, hiyerarşiye dayanıp komuta ile yönetmek eğilimi bürokrasinin gelişmesiyle sonuçlanacaktır.

Lebowitz’e göre, öncü tipi üretim ilişkilerinde, işçilerin üretim süreci ve ürün üzerinde kontrolleri, yönetimde söz hakları bulunmadığından hem yabancılaşma hemde sömürü vardır.

Yazarın odaklandığı diğer ilişki, planlamacılar ile firma idarecileri ilişkisidir: Ekonominin bütününün tek birim olduğu perspektifiyle planlar yapan öncü, planların uygulanmasında işçilerle veya onların kolektif tesiliyle değil, firma idarecileriyle temas halindedir. Firma, idarecilerini kendi hedefleriyle uyuma ve planı gerçekleştirmeye, yönetme aracı olarak maddi teşviklere başvurmaktadır. Bunun firma yöneticilerindeki karşılığı bozuk ürün imalatı ve muhasebe hileleriyle çıktı miktarını tutturarak prim kazanmak; sonraki plan döneminde kolay kazanç için firma kapasitesini düşük göstererek plan hedefini aşağıya çekmek; kıtlığa karşı firma düzeyinde tedbir alarak çıkarını korumak için girdi ve emek stoklayarak genel kıtlığı derinleştirmek; kısacası firma çıkarını ve kişisel kazanç uğruna ekonominin bütünün gereklerini gözardı etmekten doğan verimsizlik ve akıl dışılıktır. İdareciler aynı zamanda üretim sürecindeki yetkilerini genişleterek öncünün sınırlamalarından kurtulmak, birimleri için ayrıcalıklar elde etmek peşindedirler. Yazara göre, kapitalist değiller ise de geleceğin kapitalistleri olarak sistemdeki “sermaye mantığı”nın taşıyıcılarıdırlar. Öncü tipi üretim ilişkileri kıtlıkların temel nedeni iken konjüktürel neden bu ilişkilerde mevcuttur.

Planlamacılar – firma idarecileri ilişkisinde bağımlılık iki yanlıdır. Gerçekçi planlama için ihtiyaç duyulan bilginin kaynağı, planlamacıları manipüle eden idarecilerdir. Bilginin güvenilir olmadığı bilinmekte, çözüm daha ayrıntılı planlar hazırlamakta, hedefleri büyütmekte, üretim süreci ve çıktı normlarını çeşitlendirmekte, kontrolü sıkılaştırmakta aranmaktadır. Bunlar daha kesin bilgi ihtiyacı ve bürokratik aygıtın gelişmesi sonucunu doğurmaktadır.

İncelemeye planlamacılar, firma idarecileri ilişkisini dahil ederek sistemin tutarlı bütünlük olmadığını gösteren yazar, “sermaye mantığı” ile “öncü mantığı”nın biraradalığını; reel sosyalizmin “rekabetçi yeniden üretim süreci”nin karakteristiği sayıyor.

Rekabetçi yeniden üretimde, üretim sürecinin ve üretim araçlarının kontrolü için süren mücadele; plan, piyasa çatışması hem sermaye mantığında hem öncü mantığında deformasyon yaratıyor. Lobicilik, departmancılık faaliyetleri; firma yöneticilerine bağımlılığı kabullenen planlamacılar ile tam piyasa koşullarının ayakta duramayacağını farkederek koruma sağlamak için planlamacıları destekleyen firma idarecileri ortaya çıkarıyor. Öncü tipi üretim ilişkileri ile sermaye mantığının, piyasa-plan çatışmasının ideolojik mücadele düzeyindeki seyri kitabın “Sovyetler Birliğinde Yönetenler ve Fikir Savaşları” bölümünde takip ediliyor: Firma idarecilerinin fiilen kullandıkları yetkilerin genişletilmesinde, piyasacılığın ekonomideki verimsizliğe ve krizlere karşı kabul gören reform hattı haline gelmesinde sermaye mantığının sözcüsü iktisatçılar etkili oluyorlar. Firmaların ekonominin temel birimleri olarak bütünlüğü perspektifiyle ileri sürülen çözümlerin yenilgisini kesinleştiriyor. Firmaların özerkliğiyle üretim sürecinin kontrolü ele geçirilse dahi, toplumsal sözleşme aracılığıyla rekabetçi yeniden üretim devam ederek piyasacılığı-sermaye mantığını sınırlayacağından işçi haklarına saldırıda gündemleşiyor. Yaratacağı tepkinin öncülük ilişkileri temsilcilerini güçlendireceği öngörüsüyle saldırı zamana yayılıyor. Kamu hizmetlerine paralel özel hizmetler sisteminin desteklenmesi, piyasa ölçütleriyle fiyatlandırma, işin yoğunlaştırılması, işten atmanın kolaylaştırılması toplumsal yaşamın metalaştırılmasında savunulan ve adım adım gerçekleştirilen işçi sınıfına saldırının biçimleri oluyor.

Öncünün komuta mantığı ile kısıtlanmış idarecilerin nasıl olupta amaçlarına ulaşabildiklerini sorgulayan Lebowitz önemli bir tespitte bulunuyor. Krizlere çözümü firma bağımsızlığı ve piyasacılıkta gören saf haliyle öncü parti değil, onun deformasyona uğramış halidir; idareciler de partinin üyeleridir, iki mantık arasındaki çatışma partiye içseldir! Kapitalist üretim ilişkilerini mümkün kılan düzenlemeler, öncü mantığının tahakküm altına alınmasıyla mümkün olmuş; devletin ele geçirilmesiyle sonuçlanmıştır.

İşçi sınıfının fikir ve çıkarlarını ifade edebilecek bağımsız örgütlenmelerin bulunmadığı reel sosyalizmde, işçilerin düşünce ve davranışlarını anlayabilmek için “işçi sınıfının ahlaki iktisadı”nı inceliyor Lebowitz: İşçilerin toplumsal sözleşmedeki haklarını korumak, iş günü ve iş yoğunluğunu azaltmak, sabit fiyat ve artan gelirlerle refah artışı sağlamak istedikleri bilinmektedir. İşyeri kaynaklarının istismarı ile kişisel çıkar sağlamak, üretim araçlarının işçi devletinin mülkü olduğu iddiasıyla meşrulaştırılan yaygın davranıştır. Ayrıcalık ve bireysel zenginleşme karşıtlığı, herkesin ihtiyaçlarını krşılayabilmesi ve ücretlerde eşitlik beklentilerinde mevcuttur: “Tüm bunlar, birarada ele alındığında Reel Sosyalizm’de işçi sınıfının ‘ahlaki iktisadi’ olarak tanımlayabileceğimiz doğru ve yanlışa dair bir dizi toplumsal norm ve inancın parçasıydı” (s 163). Toplumsal sözleşme aracılığıyla öncü üretim ilişkileri tarafından destekleniyor ve yeniden üretiliyordu. Oysa, piyasa savunucuları tarafından, işçi sınıfına yönelik saldırı sürecinde geçmişin-geleneksel toplumların yok edilmesi gereken kalıntıları sayılarak hedefe konmuştur. Toplumsal sözleşmenin sonu, işçi haklarında kayıpların yanında sermaye mantığının-piyasacılığının öndeki son engelin kalkmasıdır. “İşçi sınıfı alternatifi”nin bulunmayışıylada birleşen bu koşullarda, kapitalizmin zaferi kaçınılmazdır.

Verili koşullarda işçi alternatifinin (sosyalizm alternatifinin) bulunmadığı tespitinin ardından, kitapta bunun olanaklılığı tartışılıyor. İşçi sınıfının ahlaki iktisadında kusurlu haliyle içerilmiş sosyalizme elverişli unsurlar sergileniyor. “İşçi sınıfı mantığını dillendiren bir teorinin yokluğu” sosyalizmin inşası önündeki mutlak engel ilan ediliyor! Reel sosyalizmdeki işçi sınıfı mantığını dillendiren teori değilse neydi? Yazara göre, Kapital’in Ötesi çalışmasında eleştirdiği “tek taraflı marksizm”in biçimlerinden “öncü marksizm”dir. Üretimde öncülük ilişkilerinin teorik kaynağı, öncünün teorik perspektifidir. Öncü marksizm “öncünün işçi sınıfına karşı silahı hizmetini görür. Reel sosyalizm dışında, öncü marksizm reel sosyalizm ve onun da ötesinde kapitalizmin yeniden doğuşu doğrultusunda bir yol haritası önerir” (s. 226)

Bu noktada Lebowitz’in reel sosyalizmin çöküşünü bir marksizm yorumunun resmi ideolojiye dönüşmüş haline bağladığını ve kavram tercihleriyle Kapital’in Ötesi’ndeki iddialarına reel sosyalizmin pratiklerinden dayanaklar ürettiği anlaşılıyor (1). Bu motivasyonla olsa gerek ürettiği ve tercih ettiği kavramlar gerçekliğin yeni bağlantılarını ortaya çıkarmaya, olguyu daha etraflı kavramaya hizmet etmeyip çalışmasına nüfuz etmeyi zorlaştırıyor. Yargısı, politika kantarında topuzun idealler ve nihayi amaçlardan gerçekliğe doğru kayması zorunluluğuyla verilen sonuçları zamanla tolere edebileceğinden ve telafi edilemez yıkımlardan koruyacağından uygun sayılabilecek yanlış kararların birikiminin reel sosyalizmin çöküşündeki rolünü görünmez kılıyor (2). NEP’in sonuna gelindiğini ilan ederken, NEP ve Brest Litovsk’un tarihin ayrıntısı olarak niteleyen Lenin, ikisininde bu yönüne işaret ediyordu kanaatimce…

Dünya sisteminden, dış etkenlerden soyutlayarak reel sosyalizmin sadece iç ilişkileriyle incelenmesi çalışmanın özgün değerini oluşturuyor. “Düzenleme” vurgusuyla Lebowitz’in de kabul ettiği üzere sistemin yeniden üretiminin siyaset aracılığı ile sağlanabildiği ve dış etkenlerin siyasette karşılığı olduğunu gözettiğimizde soyutlamanın uygunluğu tartışmalı hale geliyor.

Maddi teşviklerin yarattığı tahribatı, çöküşteki rolünü, sosyalist bilincin ve yeni toplumsal ilişkilerin gelişimini baskılayışını; bürokrasinin gelişme döngüsünü etraflıca sergilemesi; işçi sınıfının örgütsüzleştirilmesi, üretim sürecinin kontrolünden dışlanması, haklarının adeta tekil işçiler düzeyinde tanımlanması ile yabancılaşma arasında kurduğu bağ kitabın artıları arasında yer alıyor.

Sonucundan, benimsenen araç-yöntem ve politikaların amaca uygunluğundan, resmi ideolojinin sosyalizm tamam sırada komünizm var gibi iddialarından bağımsız; reel sosyalizm, sosyalizmin inşa girişimleridir. Devrimden çöküşe uzanan bir süreçtir. Her bir dönemine damgasını vuran politik aygıt ve kararlarıdır; dolayısıyla farklı dönemlerinin öne çıkan çelişki ve dinamikleri aynı-özdeş değildir. Herhangi bir anını “sistemin sağlamlaşıp özgünleşmesi” kabul etmek ancak kanıta muhtaç varsayımların ürünü olabilir. Öncüleri sonuçları olarak yeniden üretmekle nitelenen “organik sistem” incemelerinde başvurulan “olma” ve “oluş” ayrımını, organik sistem olmadığını kabul ettiği reel sosyalizme uygulama girişimi Lebowitz’i böyle bir an belirlemeye yöneltiyor (3).

Nitekim 1950’lerin ekonomiye değer yasasının içerildiği, “sosyalizmin ekonomik yasaları”nın (4) icadıyla ekonominin sorunlarından siyaseti muaf gösteren ideolojinin prim yaptığı yıllar olduğu biliniyor. Lebowitz’in, reel sosyalizmin öncü tipi üretim ilişkisini öncü-işçi sınıfı ilişkisi olarak tespit ediyorken; piyasacılığın sadece ekonomiye değil siyasete de nüfuz ettiği dönemi reel sosyalizmin “sağlamlaşması” olarak tarifleme gerekçeleri anlaşılmıyor.

Lebowitz bu kitabında reel sosyalizmin “olma” halini incelediğini, “oluş”unu bir başka çalışmada ele alacağını bildiriyor. “Öncü Marksizm” olarak adlandırdığı marksizm yorumuna özgü determinizmi; üretici güçler yerine (doğru-yanlış) bir teoriyi koyarak örtük olarak işletip, politik kararlar, örgütsel yapılar, ideolojiler tarafından şekillendirilen sürecin herhangi bir anından hareketle kaçınılmaz sonuna varıyorken bu kitabında; vaat ettiği çalışmada devrimi, sosyalist inşaya yönelme cüretini mahkum etmesi şaşırtıcı olmayacaktır.

Lebowitz’in, Marks’ın kapitalizm incelemesiyle analojiler yaparak sosyalizm ve reel sosyalizm konularını ele alışı, sınıflı toplumdan sınıfsız topluma geçişin örgütlenmesi süreçlerinin farklılıklarını en azından önemsizleştiriyor. “Rekabetçi yeniden üretim” , “yarışmacı yeniden üretim” kavramları analojilerinden gelen bu etkiyi kuvvetlendiriyor.

Reel sosyalizmden dersler çıkararak özgürlükçü hümanist sosyalizm anlayışıyla konumlanmak, mücadele etmek gerektiği açıktır. Ancak işçi konseylerini, mahalle konseylerini, komünleri, aşağıdan otonom örgütlenmeleri mücadelenin gerçek zorluklarına ve sorunlarına mutlak çözümler olarak sunmak, özerklik ve seçimi demokrasi ile özdeşleştirerek, otonom organizasyonların iletim ve iletişim ile öncü partiyi ikame etmek başka şeydir. Öncü partide yozlaşmanın, hatta “saf haliyle” öncü partinin reel sosyalizmin çöküşündeki payı sorgulanabilir, tartışılabilir. Toplumsal devrimi gerçek bir olasılık olarak tarihin gündemine sokan devrimdeki hayati rolü ise kanıtlanmıştır (5). Yeni sosyalist ilişkilerin gelişiminin üretici güçleri geliştirmeye bağlı olduğu düşüncesi reel sosyalizmle birlikte çökmüştür.

Sosyalist inşanın tarihsel çerçeveden soyutlanabilir, teorik olarak modellenebilir yolu yoktur-olamaz. Özgürlükçü hümanist sosyalizm-marksizm anlayışında ifadesini bulan ilke ve hedefler sosyalist inşa sürecinin yol göstericileridir. Mücadele araç ve yöntemlerinin bunlarla uyumu zorunludur. Geçiş süreci sadece ekonomik-teknik değil aynı zamanda örgütsel-ideolojik-siyasi bir süreçtir. Siyasi, eğitsel boyutuyla, işçilerin yönetici sınıf olarak örgütlenmesi gereğiyle; daha mücadele aşamasında -bugünden- öncüye kitle insiyatifini desteklemek, halk örgütlenmelerinin önünü açacak araçlar yaratmak sorumluluğu yüklemektedir. Öncünün devrim öncesi ve sonrası işlevlerinin farklılığı bütünlüğünü koruyarak dönüşümler yaşayabilecek bir örgütlenmeyi işaret etmektedir. Bu noktada, örgütlenmenin düşünce ve eylem birliği yakalayabilmesi kazanım olacaktır.

Marksistler için 20. yüzyıl sosyalizmi ve 21. yüzyıl sosyalizmi ayrımı yapmak yersizdir, kanaatimce iki ayrı sosyalizmden söz edilemez. Çöken, yenilgiye uğrayan sosyalist inşa girişimleridir, reel sosyalizmdir. Çöküşün temel belirleyicileri siyasette aranmalıdır. Dünyanın bugünkü halinden biliyoruz ki yenilginin kaybedeni halklardır. Reel sosyalizm, halklar lehine yarattığı etkileriyle mücadele tarihimizin önemli parçalarındandır. Mücadele güçlerince mirası olarak taşınan hastalıklar ise hesaplaşma konusudur.

Kitap Künyesi:

Adı: REEL SOSYALİZMİN ÇELİŞKİLERİ – Yöneten ve Yönetilen Yazarı: Micheal Lebowitz

Çeviren: Barış Boysal

Yayınevi: NOTABENE / 1.Baskı 2014 Ankara

Notlar:

(1) Kapitalin Ötesi: Kapital’in sermaye odaklı, tek yanlı bir inceleme olduğunu, kapitalizmin incelenmesinin Marks’ın çalışma planlarında yeri olan ücretli emek kitabıyla, işçilerin siyasal iktisadının dahil olmasıyla tamamlanabileceğini iddia ediyor. Marks bu kitabı yazamadığından elimizdeki Kapital sermayenin politik iktisadı oluyor. Ramon Rasdolsky, “Kapital’in Oluşumu” isimli çalışmasında, ücretli emek çalışmasında yer alacak konuları Kapital’e dahil ettiğini ikna edici biçimde gösteriyor.

(2) Yazının içinde parantezli

(3) “olma”, “oluş” ayrımı: Marks’ın kapitalizmi önce tam gelişmiş haliyle kendi temelleri üzerinde duran, öncülerini yeniden üreten bir sistem olarak inceleyip; sonra tespit ettiği niteleyici unsurlarının izini geriye doğru sürmesine; yani insan anatomisinde maymunun anatomisinin anahtarını görme espirisine denk düşüyor.

(4) Sosyalizmin yasaları konusunda Harry Maqdoff’un eleştirileri “21.yüzyılın Eşiğinde Sosyalizm”de (Belge Yayınları 1989) bulunabilir.

(5) Rusya’da Şubat-Ekim Devrimleri arasını bilhassa Nisan ve Eylül dönemini incelemek bunu görmek için yeterlidir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.