Daniela Klette’nin tutuklanmasının ardından eski RAF üyesi operasyonları değerlendirdi: “Devlet devrimcilerin tarihini silmek istiyor”

0
165

Almanya’da 30 yıl arandıktan sonra geçtiğimiz günlerde tutuklanan eski RAF üyesi Daniela Klette’nin ardından, polisin başlattığı operasyonlar tartışılmaya devam ediyor.

Klette’nin Berlin’de düzenlenen operasyonla gözaltına alınarak tutuklanmasından sonra birçok ev baskınının yapıldığı ifade edilmişti. Alman polisi operasyonlara gerekçe olarak aranan iki RAF üyesini ileri sürüyor. Kızıl Ordu Fraksiyonu’nun (RAF) eski üyelerinden Karl-Heinz Dellwo, operasyonları CGTN Türk’e değerlendirdi.

“Alman devleti olayları siyasi bağlamından koparıyor”

RAF’ın tarihinden bahseden Dellwo, örgütün 1970 yılında 1968 içinden çıkmış ve 1968 hareketinin ötesinde sosyalizme bir perspektif kazandırmak adına Federal Almanya Cumhuriyeti’nde silahlı mücadele yürüttüğünü anımsattı.

Bugün hala aranan kişilerin 1998 yılında silahlı mücadelenin sona erdiğini ilan ettiğini hatırlatan Dellwo, örgütün faal olduğu süre boyunca kendini her zaman siyasi olarak tanımlamış olduğuna dikkat çekti.

Konuyu siyasi olarak ele almayanların Alman devleti ve elitleri olduğuna işaret eden Dellwo, Almanya devletinin konuya yaklaşımını şöyle değerlendirdi:

“Yaklaşık 30 yıldan fazla bir süredir yasadışı faaliyet gösteriyorlardı ve tabii teslim olma imkanı bulamadılar. Kendilerini finanse edebilmek için bazı para nakil araçlarına saldırdılar. Ancak, dikkat çekici bir şekilde ki bunu kabul etmek gerekir, bu baskınlar sırasında her zaman kimsenin kişisel olarak zarar görmemesine büyük özen gösterdiler. Başka bir deyişle kendilerini siyasi olarak tanımlamaya devam ettiler. RAF ve Federal Almanya Cumhuriyeti’ndeki silahlı mücadele tarihi konusunu hiçbir zaman siyasi olarak ele almayanlar ise Federal Almanya Cumhuriyeti’dir, onun elitleri ve medyasıdır. Medyada her şey, sanki bu mücadeleyi şiddet arzusuyla yürüten bazı suçlular ve bazı deliler varmış gibi gösteriliyor.”

“Burjuvazinin devrimcilerin tarihini unutturma çabası”

Dellwo, Alman devletinin, eski RAF üyelerini tutuklama motivasyonunun altında ülke burjuvazisinin devrimcilerin tarihini unutturma çabasının yattığına dikkat çekti. Dellwo, Alman burjuvazisinin konuya yaklaşımını şöyle anlattı:

“Bu mücadelenin neden verildiğinin tüm tarihi, Almanya’da kapitalizmin tarihi, nazizmin tarihi, Vietnam savaşı ve daha pek çok şey hep bu bağlamda gizleniyor. Ve insan kendine soruyor, eğer bu mücadele uzun süre önce sonlandırıldıysa, neden devlet açısından hala bu hikayenin tarihsel olarak ele alınması mümkün değil? 

Başta konunun siyasi boyutu ve Federal Almanya Cumhuriyeti’nin özel tarihinde saklı nedenler de dahil olmak üzere tüm yönlerini göz önünde bulundurarak ben şu açıklamayı yapabiliyorum: Alman burjuvazisinin ve Alman elitlerinin kendilerine ait bir direniş tarihi yoktur. Nazi döneminde burjuvazi Nazilerle ittifak yaptı. Nazi sonrası dönemde, 1950’lerde ve 1960’larda sosyalist devletlere karşı Amerika’nın Soğuk Savaş’ına entegre oldular ve her zaman bir şekilde ayak uydurdular. Kendi tarihlerinin arkasında duran ve bu tarihten vazgeçmeyi kabul etmeyen insanlar olduğu gerçeğine katlanamıyorlar. Bu yüzden bugün bu kadar sansasyon yaratılıyor ve ne pahasına olursa olsun onları tutuklamak istiyorlar.

Tutuklandıktan sonra da insanlara, ‘Her şeyi inkar etmeniz, pişman olmanız, boyun eğmeniz gerekiyor’ diyorlar. Bugün Almanya’daki durum budur ve devlet ile elitlerin bu tavrı aşağılayıcı olarak nitelenebilir.”

Dellwo kimdir?

Örgütün önder kadrolarından Andreas Baader ve Ulkire Meinhof’un tutuklanmasından sonra RAF faaliyetlerini sürdürürken, ülke siyasi tarihine damga vuracak Stockholm’de Alman Büyükelçiliği baskınını gerçekleştirmişti.

Baader ve Meinhof ile beraber 26 devrimciyi kurtarmak için 24 Nisan 1975 tarihinde düzenlenen bu eylemde yer alan ikinci kuşak RAF üyelerinden biri de Karl-Heinz Dellwo idi.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.