DİSK/Genel-İş sendikası ihraç suçu işleyerek üyelerine karşı büyük sorumsuzluk sergiledi

0
1014

Genel-İş sendikası bugün Ankara’da topladığı Olağanüstü Genel Kurul’da, sendika içinde mücadeleci ve işçiden yana tutumlarıyla öne çıkan isimlerin de yer aldığı birçok kişiyi çok tartışılacak biçimde sendikadan ihraç etti.

Olağanüstü Kurul’a katılan delegelerin paylaştığı bilgiye göre Ataşehir, Kadıköy, Kartal Belediyesi ve İzmir’de çeşitli belediyelerden yaklaşık 15’e yakın kişinin ihraç edildiği belirtiliyor.

Geçtiğimiz yıl sendika temsilcilik görevinden alınan ve ardından sendika şubesinin önünde bir hafta boyunca arkadaşlarıyla birlikte oturma eylemi yapan İnan Kaloğulları ve Deniz Çakmak sendika üyeliğinden ihraç edilmeleriyle ilgili şu bilgileri paylaştılar.

İnan Kaloğulları: “Genel-İş sendikası işçileri kahreden bürokratik yapısıyla ve çeşitli zorbalıklarıyla işçiler için bir örgütlenme alanı olmaktan fazlasıyla uzaklaşmış durumda. Çalışanların inisiyatif alarak kendi örgütlüğünü geliştirmesinin önünde çoğu zaman büyük engeller yaratıyorlar. Bunu acı şekilde yaşadık.

İşçi iradesi, sınıf mücadelesi sendika yöneticiler için hiçbir anlam ifade etmiyor. Biz yüzlerce işçinin itirazına ve topladığı imzalara rağmen geçtiğimiz yıl sendika temsilciliğinden alınmıştık. Görevimize son verilirken hiç bir somut gerekçe belirtmediler ve işçilere karşı büyük suç işlediler. Görevden alınmamızın tek gerekçesi ise eleştirel olmamız, yanlışlar ve haksızlıklar karşısında sessiz kalmamamız, mücadeleden yana bir anlayışı benimsiyor olmamızdı. Temsilcilik yaparken ‘biz yöneticilerin değil, işçilerin temsilcisiyiz’ dedik.

Bugün karşılaştığımız utanç zorbalığı ise sendika üyeliğinden ihraç edilmemiz oldu. Üyelikten ihraç edilmemizin en önemli gerekçesini sendika yöneticilerinin eleştirel ve muhalif sesleri bastırmak ve yok etmek istemesinden kaynaklanıyor. Dürüst ve mücadeleci sendikacılığa karşı tutumları çoğunlukla saldırganca ve sorumsuzca oldu.

Üyelikten ihraç edilmemizin diğer nedeni ise Ataşehir Belediyesi’de kendi oluşturdukları ve atamayla görevlendirdikleri şube yönetimine karşı işçilerin birleşerek alternatif yaratabilme potansiyeli bulunmasından kaynaklanıyor. Bu konuda emek veren çok sayıda değerli arkadaşımızla birlikte alternatif oluşturabilecek güvene dayalı bir birlik geliştirmeyi başarabildik. Şubeyi bu nedenle kaybetmekten korkuyorlar. Bundan dolayı şube yöneticileri ve delegelerle birlikte işçilere karşı büyük bir suç işlediler. Bu emek ve mücadele düşmanlığıdır.
Bu zorbalığa karşı sessiz kalmayacağız ve mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Deniz Çakmak: “Bizim ihraç edilmemize gerekçe olarak ‘sendikanın itibarını zedelemek’ ve ‘sendikayı kendi amaçları için kullanmak’ suçu işlendiğimiz söylenmiş. Bu ithamların nerede ve ne zaman gerçekleştiğiyle ilgili birçok yazılı dilekçe vermemize rağmen bu talebimize hiçbir yazılı dönüş yapmadılar. Bugün yapılan genel kurula da çeşitli sorular sorduğumuz bir dilekçe göndermiştik fakat bize yine bir dönüş yapmadılar ve savunma amaçlı sorduğumuz soruları dikkate bile almadılar. Keyfiliğin, zorbalığın ve emek düşmanlığının diz boyu olduğu bir süreç yaşıyoruz. İhraç edilmemiz bizim için bir gurur kaynağıdır. Sendikanın itibarını zedeleyen ve sendikayı kendi amaçları için kullananlar asıl olarak onlardır.
Mücadele etmeye devam edeceğiz.

İnan arkadaşımızla birlikte sendikaya yazılı şekilde bir çok defa şu dilekçeyi göndermiştik. Fakat sendika bürokratlarının ne kulakları duydu ne de gözleri gördü.

DİSK /GENEL-İŞ SENDİKASI GENEL MERKEZİNE

Konu: DİSK/Genel-İş sendikası üyeliğinden sürekli çıkartılmak (ihraç edilmek) istenmemle ilgili iddiaların yeniden gözden geçirilmesi.

  1. Bilindiği üzere, savunma yapma hakkı Anayasal bir ilke olarak düzenlenmiş olup; konusundan bağımsız olarak, savunması alınmaksızın kişi aleyhinde yaptırım uygulanması mümkün değildir. Nitekim savunma hakkına, sendikamız tüzüğünde de açıkça yer verilmiştir.
  2. Savunma hakkının kullanılabilmesi açısından ise ilgilinin hakkındaki iddiaları bütün yönleri ile bilmesinin zorunlu olduğu hususu, aynı zamanda ve esas olarak adil yargılanma kapsamında değerlendirilmelidir.
  3. Somut olay açısından İstanbul Anadolu Yakası 1 Nolu Şube Disiplin Kurulu’nca tarafıma geçtiğimiz yıl gönderilmiş olan SMS mesajında ‘sendikanın ilke ve etik değerlerine ve sendika tüzüğüne uygun davranışlarda bulunmadığım, sendikayı kendi amaçlarım doğrultusunda kullandığım, sendika yöneticilerine hakaret ve kötü tutumlarım olduğu’ hususları ileri sürülerek disiplin kuruluna sevk edildiğim belirtilmiş ve devamla da yazılı savunma vermem istenmiştir.
  4. Öncelikle, sendikanın ‘ilke ve etik değerlerine ve sendika tüzüğüne uygun davranışlarda bulunmamak’, ‘sendikayı kendi amaçları doğrultusunda kullanmak’, ‘sendika yöneticilerine hakaret ve kötü tutumlar’ gibi soyut ve genel ifadelerle savunma istenilmesi isabetli değildir. Hangi davranışların ‘sendikanın ilke ve etik değerlerine ve sendika tüzüğüne uygun olmadığı’, bu davranışların kimlerle ve nerede ve ne zaman ve hangi amaçla gerçekleştirildiği belirtilmedikçe; ileri sürülen iddialara yanıt vermek ve dolayısıyla da savunma hakkını kullanabilmek mümkün olmayacaktır. Benzer bir durumun diğer iddialar için de söz konusu olduğu ifade edilmelidir. Nitekim ‘sendikayı kendi amaçları doğrultusunda kullanmak’ ve ‘sendika yöneticilerine hakaret ve kötü tutumlar’ fiillerinin de ne zaman, nerede ve ne şekilde gerçekleştirildiği de belirsiz olup, dolaysıyla somut olarak neyin savunmasının alınmak istendiği belirsizdir.
  5. Üzerime atılı suçun ne olduğuyla ilgili aynı talebi geçtiğimiz yıl evrak teslim belgesi alarak yazılı biçimde şube yönetimine de iletmiş olduğumu ve bu konuda tarafıma hiçbir yazılı bilgi ve belgenin ulaştırılmadığını belirtmek isterim.
  6. İddialara konu fiiller yer ve zaman da dahil olmak üzere her türlü şüpheden uzak olacak şekilde somutlaştırılmadıkça savunma hakkımı gereğince kullanabilme imkânım bulunmayacak ve giderek de iddia kapsamında hakkaniyetli bir sonuca ulaşılması mümkün olmayacaktır.
  7. Bu değerlendirmeler ışığında iddialara konu fiillerin yer ve zaman da dahil olmak üzere her türlü şüpheden uzak olacak şekilde somutlaştırılması ve ancak bundan sonra tarafıma yöneltilerek savunma istenilmesi; aksi bir durumda, Anayasal hakkım olan savunma yapma hakkımın fiilen engellenmiş olacağını belirtmek isterim.
  8. İddiaların belirtildiği şekilde somutlaştırılmasının ardından, savunmamı yazılı olarak yapmak istediğimi belirtmek isterim.”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.