Emekçi Bir Şair: Galip Doğan

0
324

Galip Doğan 22 Ocak 1964’te Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinin Sevdilli Köyü Han Mezrasında dünyaya geldi. Çocukluk yaşlarında toprakla uğraştı ve hayvancılık yaptı. Genç yaşlarında Maraş katliamına tanık oldu. 12 Eylül 1980 yılında gerçekleştirilen faşist darbenin ardından yaşadığı köyünden ayrıldı.

1984 ölüm orucu sürecinden sonra barınma ve hayatını sürdürme çabası yerleşik bir hayata geçmesine engel oldu. Yaptığı işler arasında simitçilik, işportacılık, ayakkabı boyacılığı ve tekstilin birçok iş kolu vardı.

19 Aralık 2000’de hapishanelere yapılan saldırılardan sonra 8 Nisan 2001 yılında yardım ve yataklık suçlamasıyla gözaltına alınarak Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde yaklaşık 2 yıl kaldı. 25 Şubat 2003 yılında tahliye oldu. Hala tekstil sektöründe çalışarak yaşamını sürdürmeye çalışıyor.

Şiire merakı 12 Eylül’den önce okuduğu bildirilerle ve köy okulu kütüphanesi sayesinde kazandığı okuma alışkanlığıyla başladı. 1997 yılına kadar yazdığı şiirleri kaybolmuştur. Şiirlerinin çoğunu Tekirdağ 1 Nolu F tipi hapishanesinde, tecritte yazdı.

Şuan hala tekstil işçiliği yapan emekçi şair Galip Doğan’ın 1997 yılından 2018 yılına kadar farklı tarihlerde yazdığı şiirlerden oluşan iki kitabı bulunuyor. İlk şiir kitabı olan “Yolculuk Düşleri” 2014 yılında basıldı. Daha sonra çıkarttığı “Sokak Yansımaları” kitabını ise 2018 yılında yayınladı.

Faşizme karşı devrim ve sosyalizmi savunarak yazmayı sürdüreceğini belirten Galip Doğan “Yolculuk Düşleri” kitabını “bu topraklarda sosyalizm mücadelesi veren tüm gençlere” adadığını belirtiyor.

Galip Doğan’ın iki şiirini aktarıyoruz:

SÜRGÜN ÇOCUKLAR

Günaydın çocuklar
Bu sınıf sizin
Tebeşir tozu kalmadı bu sıralarda
Barut kokusu taşıyor
Tel örgülerde seher yelleri
Karar tahtaları yoktur
Harfleri duvar yazılarından tanıyın
Daha renklidir
Her yer sınıf oldu şimdi

Biliyorum
İstemeyeceksiniz
Çocukluk özlemlerini taşıyan renkli şapkaları
Size bir okul çatısı da veremem
Ama her zaman bir taş
Patlamaya hazır bedeniniz var
Şimdi bir tablo çizelim
Karşımızda Filistin
Sokak başları tutulmuş
Duvarlar yıkılır her yerde
Havada bulanık bir görüntü
Paylaşılan topraklar
Kör inançlar
İşgal üstüne işgal
Şimdilerde herkes ayakta
Bu ihanetin son resmi olsun

Duydum ki
Geri dönme vakti gelmiş Orta Doğu’ya
En sade resimler çizelim bu tabloda
Her sokak başında bir örneğini asalım
Afgan çocuklar görsün
Bu günlerde onlar da aç
Yoksul ve sürgün
Bir Filistin şarkısı söyleyelim
Bütün sürgünler geri dönsün

Geldiğim toprakları sorma
Biz de ihaneti yaşıyoruz Anadolu’da
Her gün üstümüze yürüyen hava üsleri
Bizim eserimiz değil
Son zamanlar oldukça gündemdesiniz

Burada
Gözyaşlarınızı pazarlama telaşı içinde
Bütün kulisler
Aldırma sen sürgün çocuk (Haziran 2002)

DİRENİŞ TOHUMLARI

Nadasa bıraktık bütün tohumları
Bizi beklesin en görkemli verimiyle
Gelincikler kaplasın dört yanını
Zaman olur ki üflesen dökülecek
Kelebek uçuşlu yaprakları
Özgür gövdelerine yüz sürerek süzülür

Her iklime meydan okur
Kabuğunu çatlatan tohumlar
Göz kırparak
Bütün yolcuların ayak sesleri arasında
Yeniden yeşermeyi dener
Dinlenmiş toprağın göğsünde

Eğer bırakmadıysa kaya diplerinde
Çapraz tutuşlu yiğitleri düşlerinde
El emeği kilimler üzerinde oturuşu
Duvardaki resmin sabırsız bakışını
unutmadıysa
Elleri boş çıkmadı yollara
Sürüp gitsin
Emanet eylesin yeşeren tohumları (Haziran 2001)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.