13 milyon insanın zarar gördüğü büyük depremin ezici sonuçları ortadayken hafta içinde iki olay Türkiye gündemini aniden değiştirdi. Bursa’da oynanan futbol karşılaşmasında tribünlerde 90’lı yılların faşist katili “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım ve o dönem “faili meçhul” cinayetlerin sembolü olmuş Beyaz Toros’un pankartları açıldı. Saldırılar daha maç öncesinde başladı ve stadyumda sürdü. Amedspor oyuncuları tribünlerden de saldırıya uğradılar.
Bu ırkçı faşist saldırı bizi 2009-2010 yıllarına götürdü. 2009 yılında Bursa’da yine Amedspor maçında ırkçı faşistler “PKK dışarı!” pankartı açmışlardı. Ertesi yıl Diyarbakır’da oynanan karşılaşmada ise Bursasporlular saldırıya uğramışlardı. Kürt düşmanlığı bölücü ırkçı faşistleri için temel gıda kaynağıdır. Milli gerginlikler ne yazık ki Kürt milliyetçiliğinin de besin kaynağıdır. Türkiye solu ve her iki halktan gerçek yurtseverler ise halklarımız arasında dostluğu ve dayanışmayı savunmaktadırlar.
Millet İttifakı’nın belalı üyesi İYİP Başkanı Akşener’in 6’lı Masa’dan ayrıldıktan kısa zaman sonra tekrar oraya dönmesi ve Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığının ilanı da gündemin başına yerleşmişti. Bu olay Akşener’in temel sorununun mevcut rejimin değişmesi değil CHP ve MHP’nin önüne geçmek olduğu yolundaki düşünceleri pekiştirdi. Akşener’in Millet Ittifakı’ndan ayrılmasını İYİP tabanı kabul etmediği için Akşener ittifaka geri dönmek zorunda kaldı. Millet İttifakı yanlısı basın, seçimleri adeta “çantada keklik” görmektedir.
Deprem bölgesinden ise çok kaygı verici haberler gelmektedir. Göçük alındaki cesetler çürümektedir. Bölgede kanalizasyon şebekesi eksikliğinin kolera ve tifo gibi hastalıklara yol açması tehlikesinden söz edilmektedir. Halka yardım etmeye çalışan sosyalist örgütleri bölgeden kovan hükümet güçleri, depremzede çocukları cemaatlere teslim etmektedir. Çadırları AHBAP derneğine parayla satan Kızılay’ın Çin’den gelen battaniyeleri ve uluslararası yardımları nerelere sarfettiği bilinmemektedir. Deprem felaketine uğrayanlarla dayanışma çalışmaları yurdun çeşitli bölgelerinde devam ediyor. İstanbul Sarıgazi Yerel Demokrasi Meclisi depremin birinci ayında sokağa çıktı. Meclis, deprem felaketlerine karşı kalıcı bir halk örgütlenmesi gerçekleştirmeye çalışıyor.
Haftanın eylem ve direnişlerine kadınlar damgasını vurdu. Kadınlar İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Diyarbakır, Eskişehir, Van, Hopa, Gebze, Dersim, Silopi’de 8 Mart dolayısıyla yasaklara meydan okuyarak eylemler yaptılar. Depremzedelere yardıma gittiği ve işçilerin hak arama mücadelesine yardımcı olduğu için işten atılan LC Waikiki firmasına bağlı depo işçisi Serkan Yılmaz şirketin mağazalarında eylemlerini sürdürdü. Serkan Yılmaz’ın haklı direnişi işçilerden ve halktan destek görerek etkili oluyor. Depremzedelere yardıma gittiği için işten atılan CocaCola dağıtım işçisi Ümit Şimşek de işine geri dönmek için direniyor. Hakları için mücadele ettiği için işten atılan Çorlu Belediyesi işçisi Numan Büyükhan Ankara’ya adalet yürüyüşünü sürdürüyor. Büyükhan 573 bin belediye işçisinin haklarının verilmesini talep ediyor. Tuzla’da Mata Otomativ İşçi Direnişi 14’üncü gününde. Hak mücadelesinde işten atılan işçiler işlerini istiyorlar. İstanbul’da Satera Elektrik fabrikasında Birleşik Metal-İş’te örgütlendikleri için işten atılan işçiler direniyorlar. Bursa Uludağ enerji işçileri ücretlerine zam almak için direniyorlar. Manisa Etkin Plastik’te sendikaya üye oldukları için işten atılan 4 işçi 5 gündür direniyor. Şişli Belediyesi Kent Yol işçilerinin direnişi 1201’inci gününde sürüyor. Antep Ahenk Halı işçileri direnişlerinin 7’nci günü başarıya ulaştı. Fransa hükümeti işçiler genel grev yapmış olmasına rağmen mezarda emeklilik yasasını onayladı. Yunanistan’da demiryollarının özelleştirilmesi sonucunda 57 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının ardından işçiler genel greve giderek hayatı durdurdular.
Hafta boyunca Ukrayna’daki savaş can almayı sürdürdü. Rusya, Ukrayna ordusuna büyük kayıplar verdirdi. Savaşın kışkırtıcısı Batılı basın savaş hakkında Rusya’nın kaybettiği yolunda yalan haberler yaymaya devam etti. Ukrayna’da gerileyen Batılı güçler Gürcistan’da bir renkli devrim yapmak için harekete geçmiş görünüyorlar. Gürcistan’da gösteriler sürüyor. ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley IŞİD’e karşı mücadele gerekçesiyle kurulan Kuzey Suriye’deki işgal üssünü ziyaret etti. Odak Dergisi, ABD ve Batılı emperyalistlerin Ortadoğu’daki egemenlik mücadelesinde Kürtleri kullanmaya çalıştıklarına dikkat çekmeye devam ediyor. İsrail Batı Şeria’da Cenin’de göçmen kampına saldırarak 6 Filistinli daha öldürdü.
Sermayenin uluslararası saldırısının başını çeken Batılı güçlerin gerilemesini mücadelenin gelişme olanakları bakımından olumlu görüyoruz. Kılıçdaroğlu’nun Millet Ittifakı’nın adayı olarak açıklanmasının muhalefet cephesinde umut ve güven yaratması da dikkat çekiciydi. HDP’nin bu konuda kendisine destek olması bekleniyor. Ancak Kılıçdaroğlu seçimleri kazansa da kazanmasa da ne yazık ki hayal kırıklığı yaratacaktır. Altılı Masa’nın bileşimi ve programı Türkiye’nin sorunlarına çözüm yolu açamaz. Sol hareket yaşanacak hayal kırıklığına hazır olmalıdır. Ne mutlu ki halk güçlerinin mücadelesinin gelişme olanakları her iki durumda da artacaktır. Halk güçleri ne kadar örgütlü olursa ve Türkiye solu ne kadar aktif ve birlik içinde olursa gelecekle ilgili haklı umutlar o kadar artacaktır.
Özetimizi depremle dayanışma konusuna dönerek bitirmek istiyoruz. Büyük deprem halkın kaderciliğe boyun eğmemesi doğrultusunda bir iradenin gelişmesi olanağı yarattı. Sol güçler bu konuda büyük bir tarihsel görevle karşı karşıyadır. Tek tek örgütlerin dayanışma çabası kuşkusuz önemlidir. Sonuç alabilecek güç ise ancak birlikte çabayla yaratılabilir. Sarıgazi’de bir örneği yaşanan deprem dayanışması meclisleri bu anlamda umut veren gelişmelerden biridir. Şimdi Türkiye’de en önemli konu halkın ve sol güçlerin deprem dayanışmasında birliği olmalıdır.
