Halkın Birliği, Demokrasinin Göstergesi

0
309

Rıza Aydın

Eskiden okuduğum bir yazının sayfasını hatırlardım, şimdi ise hatırlayamıyorum. Bu yaşlılık belirtilerinden mi ne, bilmiyorum…

Nerede okuduğumu hatırlamadığım bir yazısında Lenin şöyle diyordu: (…) Ama dur, bu yazının kaynağını hatırlamadığıma göre, benim de doğru bulduğum bu düşünceyi kendi fikrim olarak söyleyeyim, olmaz mı?

“Bir ülkede demokrasi eğiliminin mi yoksa diktatörlük eğiliminin mi gelişmekte olduğunu nasıl anlarız? Bunun göstergesi nedir?”

Soru cevaptan daha önemlidir.

Bence bu sorunun cevabı şudur:

Eğer, bir ülkede ezilenler ve halk birleşir, kendi örgütlü güçleri ile mücadele ederek yeni yeni haklar almaya başlarsa, işte böyle bir durumun olduğu ülkelerde demokrasi eğilimi gelişir. Mesela bu günlerde Avrupa’da durum budur.

Yok eğer, egemen zümreler, yani devleti yönetenler ezilenlerin birliğini parçalar; onları etnik köken, dinsel, mezhepsel, bölgesel ya da konuştuğu dil farkı nedeniyle ayırabilir, halkı birbirlerine karşı hasım haline getirirse o ülkelerde de diktatörlük eğilimi güçlenir.

Hal böyleyse, ki aynen böyledir, o zaman demokrasiden yana olanlar, mesela devrimciler, halkın birliği için çalışmalıdırlar. Demokrasinin yolu halkın birliğinden geçer, demokrasiden yana olanların da bunun için yani halkın birliği için çalışması gerekir. “Gelin canlar bir olalım” sözü bunun için önemlidir.

Var mı buna bir itirazın?

Egemen sınıflar adına devlet yönetmeye çalışmanın temel prensiplerini bir ders olarak Floransalı ünlü devlet adamı Machiavelli (1469 – 1527) yapar.

Machiavelli, Floransa’da Cumhuriyetin hakim olduğu dönemde, 14 yıl Senato’nun başında bulunmuş yani Meclis’ten sonra ülkeyi yöneten kişi olarak görev almıştır.

Machiavelli devleti yönetirken meşhur Medici ailesi darbe yapıp, iktidarı almıştır.

Machiavelli bir dönem halkın ayaklanıp, Medici ailesini iktidardan uzaklaştıracağını ve Cumhuriyet’i yeniden kuracağını beklemiş, hayal etmiş ama bu olmamıştır. Hayatı boyunca bir devlet bürokratı olarak, devletten aldığı maaşla hayatını sürdüren Machiavelli, bakmış ki Medici iktidarı kalıcı, kendisi de maaş almadan yaşayamıyor. Devlet yönetme tecrübelerimi, Medici ailesinin prenslerine anlatarak, onlardan maaş alayım, diye “PRENS” adlı meşhur kitabını yazmış; kitabın önsözünde, 14 yıl ülkeyi yöneten bir kişi, maaşı olmadan yaşayamıyorsa onun dürüstlüğü tartışılamazdır, demiştir.

Machiavelli’nin edebi üslubu, konuları işleyiş biçimi harikadır, bunun için ben, Prens kitabının her çevirisini okur, onları kıyaslar, herkese de okumasını salık verirdim.

Prens kitabında Machiavelli der ki: Hükümdarım, halkın basit nedenlerden dolayı bile olsa, mesela çiçek böcek diye bile bir araya gelip, birlikte iş yapmayı becermesi sizin için tehlikelidir, o gün, basit nedenlerle bir araya gelen halk, bir gün de bir araya gelip, sizden basit şeyler isteyen halk, yarın bir adım sonra daha büyük bir şey isteyebilir, bunu ne kabul etmeyin, halkın birleşme eğilimini parçalayın. Bizim akıllı atalarımız işgal ettikleri Piazza’yı mezheplere bölerek yönetirdi. Halk birbirine düşman olmuşsa, bir araya gelip, sizden bir şeyler isteyemez, siz yine de halkın birbirine girip, çok kan akıtmasına dikkat edin.

Dikkat ederseniz, Cumhuriyet döneminde olan Alevi katliamları hep halkın bir araya gelmesi sonrasında, sosyal demokratların iktidara geldiği dönemlerde halkın birliğini parçalamasıyla olmuş, solun bir araya gelmesi engellenmeye çalışılmıştır. 1978’de Maraş Katliamı olduğunda sosyal demokrat Ecevit Başbakan’dır. 1993’te 2 Temmuz’da Sivas Katliamı olduğunda da sosyal demokrat Erdal İnönü Başbakan Yardımcısı’dır.

Demokrasiyi isteyenlerin, özellikle de devrimcilerin, halkların birleşmesi için çalışan kişilerin Maraş Katliamı ile 2 Temmuz Sivas Katliamı üzerine yazdığım yazılarla beraber Machiavelli’nin kitaplarını da okumalarımı öneriyorum.

Aşk ile…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.