İlk aşaması bu yılın 7 Ağustosunda başlatılan İran’a ekonomik yaptırımların 5 Kasım’da ikinci kısmı başlıyor. Bu ikinci kısımdaki yaptırımların İran’ın petrol ve doğal gaz ihracatı üzerinde yoğunlaşacak.
İran’ın en önemli ihraç ürünlerini petrol (yüzde 60) oluşturuyor. En çok ihracat yaptığı ülke Çin (yüzde 27,5). Onu Hindistan (yüzde 15,1) ve Güney Kore (11,4) izliyor. Hemen ardından yüzde 11,1 ile de Türkiye geliyor. İran ayrıca doğal gaz üretiminde dünya üçüncüsü durumunda.
İran’a ekonomik yaptırımların ikinci aşaması Erdoğan rejimini kaygılandırıyor. Ekonomik yaptırımların Türkiye’nin enerji ithalatını zorlaştırması bekleniyor. Ayrıca İran ile ticaret Türkiye kapitalizmi için her bakımdan çok önemli. Çünkü hızla gelişen bir pazar. Her ne kadar İran bölgenin güçlü ülkesi olması ve Şii kimliği medeniyle Türkiye’deki Sünni egemen güçlerin rakibi olagelmiş ise de İran’ın ekonomik sorunlar nedeniyle karışıklıklara sürüklenmesi Türkiye’deki rejimin de zorluklarını artıracaktır. Her iki ülkede de Kürtler iktidarlara tehdit olarak görülmektedir.
Erdoğan Kaşıkçı cinayetini kullanarak Suudi Arabistan’dan para sızdırıp ambargonun etkilerini hafifletmeye çalışırken aynı zamanda Türkiye’ye ambargodan bazı muafiyetler için ısrarla talepte bulunuyor. AB ülkeleri İran’a karşı ambargoya taraftar olmadıklarını her seferinde ifade ediyorlar.
Karnak: CIA, The World Factbook
