Paris’te 1 Mayıs, CGT, FSU, UNEF, UNSA, Solidaires sendikalarının çağrısıyla Fransız sol parti ve gruplarının, diğer göçmen kurum ve grupların katılımıyla gerçekleşti. Sendikalar, 1 Mayıs çağrılarında, ekonomik krizlerle birlikte Fransa’da ve Avrupa’nın her yerinde büyüyen işsizliğe, yoksullaşmaya, sosyal haklardaki kısıtlamalara, çalışanların ve emeklilerin yetersiz ücret alışlarını vb. öne çıkardılar.
République ( Cumhuriyet ) Meydanı’ndan başlayan yürüyüş Nation ( Ulus ) Meydanı’nda tamamlandı. Sabahtan başlayan ve yürüyüş sırasında da devam eden yağmura rağmen, bir kaç kilometrelik bulvar boyunca müzikli ve sloganlı bir şekilde yüründü.
Odak dergisi olarak, Paris 1 Mayıs Platformu içindeydik. Bu platformda yer alanlar (Alınteri, Devrimci Demokrasi , Kızıl Bayrak, Odak, Partizan ) ve diğer Türkiye ve Kürdistanlı çevreler sabahın ereken saatlerinde alanda toplanmaya başladılar. Her grup, yürüyüşün başlamasına kadar sürecek olan stand hazırlıklarına giriştiler. Standlarda kurumları tanıtan mataryeller dışında, saatlerce orada kalındığı için yemek ve içecek servisleri de kuruldu.
Platfom olarak, yürüyüş kolunun sonunda yer aldığımızdan ve yürüyüş sırası gelmediği için bir iki yıl yürüyememiştik. Bu 1 Mayıs sakindi ve yürüyebildik. Sabah alanda başlattığımız müzikli ve halaylı kutlama yürüyüşün başlaması ile birlikte Türkçe, Kürtçe ve Fransızca ‘’Yaşasın 1 Mayıs ‘’ yazılı ortak pankart arkasında her grubun kendi flmalarını taşıdığı yürüyüşle devam etti. Yürüyüş sırasında İstanbul Taksim’de toplanmaya çalışan ve polis saldırısına karşı direnen kitleyle dayanışma için ‘’Diren Taksim Paris Seninle’’ Türkçe ve Fransızca olarak ‘’ Bir Mayıs Kızıldır Kızıl Kalacak ‘’ ‘’ Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi’’ vb sloganlar atıldı.
Odak dergisi ve Anadolu ve Fransa Dayanışma Derneği olarak, bu yılki 1 Mayıs çalışmamızı 24 Mayıs’ta Gezi direnişinin ikinci yılında düzenlediğimiz etkinlikle birlikte yürüttük. 1 Mayıs öncesinde konser için afiş, ilan ve biletleri çıkarmış ve çalışmasına başlamışltık. 1 Mayıs ve konser etkinliği için bir çalışma ekibi oluşturduk ve çalışmanın düzeni için görev dağılımı yaptık kendi içimizde. 1 Mayıs alanında hem 1 Mayıs bildirimizi okuduk ve dağıttık, hem de konser duyurumuzu yaparak bilet satışı yaptık.
1 Mayıs’ta dağıtılan bildirimizi yayınlıyoruz;
Dostlar, Yoldaşlar!
Kapitalist vahşet insanı ve doğayı tümden felakete sürüklüyor. Bu durumdan en fazla etkilenen , yeni yıkım ve zorluklarla yaşamak zorunda kalan toplum kesimlerinin örgütlü karşı koyuşları bugün için zayıf kalsa da, geçmişteki görkemli direnişlerin, mücadelelerin yaratıcıları olarak; umut da, kurtuluş da ellerimizdedir.
1886 yılında, Chikago’da, işçilerin grev ve direnişleri, işçi ve emekçileri dünya genelinde Birlik, Mücadele ve Dayanışma gününde ortak bir ses ve güçte buluşturdu. Bugün bu ortak sese, ortak akıl ve yüreğe, dayanışmaya, ortak mücadele ve direnişe çok ihtiyacımız var.
Zulüm de, sömürü de devam ediyor. Kapitalist vahşet insanlığı kuşatarak, ve onları birbirinden koparıp , yalnızlaştırarak varlığını sürdürüyor. Kendi yarattığı ekonomik bunalımların, krizlerin ortaya çıkardığı yeni yükleri de ezilenlerin üzerine yükleyerek varlığını sürdüyor.
Toplumsal karışıklığın yaşanmadığı yer yok. Reel sosyalizmin çözülmesi sonrasında emperyalistler, önlerine çıkan fırsatı toplumsal eşitsizliği artırmak için kullandılar. Onların zenginliklerinde artış olurken, işgal edilen bölgeler kan revan içindeydi. Emekçilere ağır sömürü koşulları dayatıldı. Mücadele ile kazanılan haklar parça parça ellerinden alındı.
Amerikan’ın Büyük Ortadoğu Projesi fiilen çöktü. Bölge halklarını diktatörlerin egemenliğinden arındıracak ‘’özgürleştirme’’ operasyonları bölgeyi ateşin içine atmakla sonuçlandı. Şimdi orada halklar daha özgür ve daha iyi koşullarda yaşamıyıorlar. Fiilen parçalanmış ülkelerinde gerici zorba yönetimlerin baskısına mahkum bırakıldılar. IŞİD’i yaratan güçler de onlar oldu. Türkiye’de AKP iktidarı, Suudi ve Katar gericiliğinden aldığı destekle büyüyen IŞİD, Ezidilere, Alevilere, Kürtlere yönelik katliamlara giriştiler.
ABD’de polisin ırkçı saldırıları artıyor. Saldırıları protesto eden gösterilerin büyümesinin ardından ‘’özgürlükler ülkesi’nde sıkıyönetim ilan edildi.
11 Eylül 2001 sonrası ABD’de başlayan ‘’güvenlik’’ sendromu Avrupa’yı da içine alarak genişledi. Bu yılın başında Fransa’da yaşanan Charli Hebdo saldırısı sonrası ortam 2001’dekine benzer havaya büründü. Bu havadan da ırkçılık besleniyor.
Emperyalist-kapitalist sistem, insanlığı güvenlik ve barış içinde yaşatamaz. Olsa olsa tehditdir insanlığın ve doğanın geleceği için.
İşte, AKP’nin zihniyetinin Türkiye’de yaptıkları da bu düzenin bir parçasıdır. Yüzyılı aşkın bir süredir dünya genelinde kutlanan 1 Mayıs hala yasaklı. Türkiye’de 1 Mayıs Taksim meydanıyla özdeşleşmiştir. Er ya da geç o alan gerçek sahiplerince özgürlük alanına dönüştürülecektir. Sarayları da saltanatları da yıkılacaktır.
Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın birlik, mücadele ve dayanışma!
ODAK – PARİS