Reşat Fuat’ın ardından

0
844

Mihri Belli

Not: TKP önderlerinden Reşat Fuat Baraner 12 Ağustos 1968’de aramızdan ayrıldı. Onun ölüm yıldönümünde, Mihri Belli’nin 20 Ağustos 1968 yılında Türk Solu dergisinde yayımlanan mezar başı konuşmasını sizlere aktarıyoruz. (Odak Dergisi)

Reşat Fuat’ın mezarı başında Mihri Belli’nin yaptığı konuşmanın tam metni

Reşat Fuat öldü. On yedi yılı kapitalizmin zindanlarında geçen yarım yüzyıllık devrimci mücadele hayatı sona erdi.

Onun devrimci eylemi Yüksek Öğretmen Okulu sırasında öğrenciliğinden başlar. Emperyalizmin işgali altında mütareke yıllarının İstanbul’unda 1920, 1 Mayıs İşçi Bayramı günü emekçiler büyük bir gösteri yürüyüşü yaptılar. İstanbul proletaryasının bu anti-emperyalist çıkışını öğrenci gençlik adına Talebe Birliği Başkanı olarak selamlayan Reşat Fuat idi. O daha yirmi yaşında bir üniversiteliyken toplumdaki en güvenilir devrimci gücün emekçiler olduğunu sezmiş ve emekçi-aydın dayanışmasını kurmak için payına düşeni yapmıştı.

İstanbul’un kurtuluş gününde, sonradan “Köy Enstitülerini kapatan Eğitim Bakanı” olarak ün salacak olan adaşının başında bulunduğu hilafetçi grubun karşısına dikilen oydu. Hilafetçilerin gerdiği, gerici slogan yazan bezi, kendi eliyle kara boyaya bulayan genç öğrenci lideri de Reşat Fuat idi.

Zaferden sonra yüksek öğrenimini parlak biçimde bitiren, Atatürk’ün teyzezadesi Reşat Fuat’ın önünde bütün kapılar açıktı. Ama o, eğitimini yeterli bulmadı. Almanya’ya gitti. Liebknecht’lerin, Luxembourg’ların izlerini hâlâ taşıyan Almanya’ya. Orada Spartakist geleneği sürdürenler safında kendi doğal yerini buldu.

Reşat Fuat, yirminci yüzyılda Türkiye’nin çığırını açtığı millî kurtuluş savaşlarıyla, dünya proleter sosyalist hareketi arasındaki bağı görmüş ve çağımızda sonuna kadar tutarlı biricik devrimci yolun proleter devrimciliği yolu olduğunu kavramıştı. Ve Reşat Fuat o yolu tuttu. Çetin bir yoldu bu yol. İşkence odalarından, tecrit hücrelerinden, hapishanelerden geçen çetin bir yol. Ve Reşat Fuat o yolda yürüdü. Yılmadan, devrimci şerefini yüksek tutmasını bilerek yürüdü, gözünü ayırmadığı önündeki ufuklarda, geleceğin her türlü sömürüden arınmış, ileri mutlu Türkiye’sini görerek yürüdü.

O çetin yollarda, kurallara uygun biçimde yürümek, her babayiğidin harcı değildir. Gerçek devrimcinin özelliklerini taşımak gerekir. Yürüyebilmek için o yolda, devrimci misyonunun tam bilincinde olmalısın; o misyonun gerektirdiği yeteneklere sahip olmalısın; en derin anlamıyla yürekli olmalısın.

Reşat Fuat devrimci misyonunun tam bilincindeydi. En çetin sınavlarda başını dik tutabilmesi bundan ötürüdür. Devrimci olarak kendine güveni bundan ötürüdür. Güdük burjuva parlamentarizminin ürünleri icazetli oportünistlere karşı duyduğu küçümseme bu derin devrimci bilinçten ileri gelir.

Reşat Fuat devrimci misyonunun; toplumdaki çeşitli eğilimleri değerlendirme ve bunlar karşısında doğru davranışı saptama konusunda güçlüydü. İçinde yaşadığımız aşamada; bugünün Millî Kurtuluş mücadelesi şarlarındaki Türkiye’sinde tek doğru devrimci çizgi olarak Millî Demokratik Devrimi savunması bundan ötürüdür.

Reşat Fuat, devrimcinin o zorunlu özelliğine de sahipti. En derin anlamıyla yürekliydi. Enfarktüs bile gözlerindeki devrimci kıvılcımı donuklaştıramamıştır.

Kurulu sömürü düzeninden yana olan güçler onu son nefesine kadar, siyasi eylemden mutlaka uzak tutulması gereken “Tehlikeli Adam” saydılar. Türkiye sosyalizminin ona en çok muhtaç olduğu bir dönemde Reşat Fuat’ı karanlık han odalarında fatura tercüme etmek zorunluluğunda bıraktılar. Reşat Fuat’lı bir sosyalist harekete, yani gerçek sosyalist harekete tahammülleri yoktu.

Böyle güçlü bir arkadaşımızı kaybettik. Reşat Fuat’lar yüzlerle gelmez. Onlarla da gelmez. Onun için kaybımız büyüktür. Ve tek tesellimiz, onun bu kadar bilinçle bu kadar yürekle savunduğu Türkiye Emekçileri davasının zaferine O’nun taşıdığı sarsılmaz inancı bizim de paylaşmamızdır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.