Esra Özakça, açlık grevinin 218. gününde olan eşi Semih Özakça’nın öğrencileri ve açlık grevi için yazdığı notların bir kısmını sosyal medya üzerinden paylaştı.
Notlardan bazı alıntılar şöyle:
“Direnişimizin 312./193.Günü. Yarın eğitim öğretim yılının, özgür eğitim için, ilk günü. Öğrencilerimi en son ikinci sınıfı bitirdiklerinde görmüştüm. Onlar şimdi dördüncü sınıfa geçtiler. Şirin, akıllı çocuklarım sizlere ömür boyu başarılar diliyorum.
Ne yazık ki okullarımızda eğitim öğretim verilmiyor, hayat derinden öğrenmek zorundayız birçok bilgiyi. Sizlerin insanlık dersinde çok başarılı olacağını biliyor ve görüyorum. Çocuklarım sizleri çok özledim, gözlerinizden öpüyorum. Mutlaka bir gün görüşeceğiz.
Türkülerimiz ne de güzel. Şu an en çok sevdiğim türkülerden biri TV’de söyleniyor.
“Şu dereden cıvıl cıvıl kuş gelir,
Armağanla dolu gider hoş gelir
Sevda bilmeyene hayal düş gelir
Şenol yaylam şenol Bedir geliyor.”
Bizim sevdamız hayatın gerçeğidir. Biliriz ve anlarız gerçeği ve sevdalanırız sonra. Yare hasret; onun hayaliyle yaşasak da, peşinden koşmayı bırakmayız sevdamızın.
Sevda halk, sevda vatan, sevda sen, sevda ben, sevda biziz. Bizsiz sevdalar güzel değildir…
Direnişimizin coşkusuyla herkesi kucaklıyorum.
Kendinize has bakın. Umut ve sevdayla kalın.”
Açlık grevine dair günlerini de paylaşan Özakça şöyle diyor:
“Direnişimizin 314./194.Günü Dün İstanbul Kartal’da yapılan “Eğitim Mitingi”nden bize selam gönderilmiş. Baş göz üstüne… Bodrum’daki direnişiyle tanınan Engin öğretmen tutsak edilen insan hakları anıtına, “Beni özgür bırak” dövizi bırakmış. Boş bulunan polisler onu gözaltına alamamışlar. Ancak dövizi gördüklerinde büyük bir telaşa kapılmışlar. Bizim özgürlüğümüz onların acizliklerini ortaya seriyor. Bizi tutsak edenler özgürlüğümüzü elimizden alamaz, çünkü bizler birer düşünceyiz. İnsan Hakları Anıtı’nı tutsak edenler, onun özgürlüğünü elinden alamaz çünkü İnsan Hakları Anıtı, direnişle ve düşünceyle özdeşleşmiştir. Beyinlerimizi, düşüncelerimizi teslim alamaz, yok edemezler. Onların korkuları bundandır. Bir heykeli dahi tutuklamanın nedeni bundandır.
Açlığımız dünyanın her köşesindeki aç bırakılarak katledilen tüm insanlık içindir. Açlığımız halklar aç kalmasın diye çığlığımızdır. Açlığımız adalete olan açlığımızdır. Grup Yorum’un bir türküsünde söylediği gibi. “Bir tek başak tanesi susuz kalmayacak, bir tek zeytin dalı bile yalnız.” Direnişimizle mutlaka kazanacağız. “Sıkıysa yağmasın yağmur”
Akşam “Cesur Yürek” filmi başlayacak. Daha önce izlemiştim ama tekrar izleyeceğim.”
14 Ekim 2017
