Noel’e yaklaştığımız dönemde, Güney İngiltere’de tren sürücüleri işe gitmemeyi, postanehane çalışanları beş günlük iş durdurmayı ve Argos teslimat sürücüleri 72 saatlik grev yapmayı planlıyorlar.
Manşet yazarları potensiyel Aralık grevleri hakkındaki mevcut durumu analiz edip, 1979’daki Jim Callagha’nin devletinin çökmesinde büyük payı olan meşhur Ülke Boyu Grevleri’ne benzeri karşılaştırma yapabilirler.
Sendika görevlileri, mevcut durumu eski günlerle karşılaştırıp 21. yüzyıldaki sendikaların gücüne aldanmamanın gerektiğini belirttiler.
Şimdiki sendikaların bir devleti çökertecek kadar ne mali, ne de yeteri kadar üye sayısı var. 70’ler ile kıyaslarsak, güncel işçi yasaları işçilerin birşeyler değişterebilecek boyutta bir greve girebilmesini oldukça zorlaştırıyor.
Sendika yöneticileri iki büyük örnek göstererek; işverenlerin, teknolojik değişimlere dayanarak işçileri daha kolayca işten çıkartabildiklerini ve daha baskıcı iş şartlarına maruz bırakılacaklarını belirtiyorlar.
ASLEF ve RMT’nin yürüttüğü tren grevi Güney İngiltere’deki tren operasyonlarını durdurdu. Bu, şuan da 300,000 yolcuyu etkiliyor. Grevin başlama sebebi yalnızca makinist ile işletilen trenlerin çok sayıda işçiyi işten çıkartma riski bulundurmadı. Şu anda işverenler, kimsenin işten çıkartılmayacağı sözü verse de; işçiler tek makinistli trenleri uzun vadede işçi sayımını azaltma planı olarak algılıyor.
İletişim İşçileri Birliği Sendikası, 19 Aralık’ta başlayacak postane grevinin aslında binlerce işçi ve emeklinin haklarını korumak için bir mücadele olduğunu söylüyor.
15.12.2016
ODAK/ Kanada
*Haberin tam linki: https://www.theguardian.com/politics/2016/dec/13/december-strikes-do-not-signify-new-winter-of-discontent