Yunanistan’da 15 yaşındaki Alexis Grigoropulos’un 6 Aralık günü polis tarafından vurularak öldürülmesinin ardından, günlerce sokaklarda polis terörü lanetlendi. Öğrenciler karakol kamu binalarını bastı, okulları işgal etti, işçi ve emekçiler 10 Aralık günü yaptıkları genel grevle seslerini duyurdular.
Yunanistan’da yaşanan polis şiddetine karşı dünyanın bir çok yerinde protesto gösterileri düzenlendi, Konsolosluklar işgal edildi ve duvarlarına kanı simgeleyen boyalar atıldı.
Yaşanan polis şiddetine tepkiler Türkiye cephesinden de gösterilerle selamlandı. Bunlardan biri de 18 Aralık akşamı aralarında Antikapitalist, DİP Girişimi, DSİP, EHP, ODAK, ÖDP, SDP, Sosyalist Parti, TÖP ve ESP’nin olduğu çeşitli kurumlar Galatasaray Meydanı’nda “Türkiye’de, Yunanistan’da, her yerde Kapitalist Devlet Öldürütor! İsyan Her Yerde” pankartıyla toplanmaya başladılar. Yaklaşık 250 kişinin katıldığı eylem saatinin 19:00’u bulmasının ardından Yunanistan Konsolusluğu’na doğru İstiklal Caddesi boyunca yürüyüşe geçildi. Çeşitli dövizlerin taşındığı eylemde; “Hepimiz Alex’iz, Hepimiz Uğur Kaymaz’ız”, “Atina’da Düşene Dövüşene Bin Selam”, “Yaşasın İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği”, “Atina’da Direniş Amed’de Serhıldan Kazanacak”, “Yunanistan’dan Türkiye’ye Katil Polis Hesap Verecek” sloganları yürüyüş boyunca sıklıkla atıldı. Kitlenin Yunanistan Konsolosluğu yaklaşmasının ardından konsolosluk önünde barikat kuran polisin engeline takılan kitle tepkisini “Polis Bize Kimliğini Göster” sloganıyla dile getirdi. Polisle yaşanan kısa tartışmanın ardından Basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada “Bizler burada Yunanistan’da genel grev yapan işçiler ve ayağa kalkan gençlerle tam bir dayanışma içinde olduğumuzu ve mücadelelerini sahiplendiğimizi göstermek için bulunuyoruz. Bizler kardeş Yunanistan halkıyla sadece aynı coğrafyayı paylaşmıyoruz. Onları isyana sevk eden tüm koşulları da paylaşıyoruz. Polis terörü bize hiç de yabancı değil. Sadece 2008 yılı içinde Bahçelievler’de bir polis memurunun göğsüne tekme atıp öldürdüğü Sadettin, İzmir’de araba kullanırken vurulan Baran, Van’da protesto gösterisi sırasında vurulan çoban Ahmet, Antalya’da ‘dur’ emrine uymadığı için vurulan Çağdaş, daha 13 yaşında vücudunda 13 kurşunla katledilen Uğur Kaymaz nihayet işkencede katledilen Engin Ceber… polis terörü dolayısıyla sakat kalanlar, kalıcı hastalıklara yakalananlar ve daha birçokları… Bizler Yunanistan halkının öfkesini çok iyi anlıyoruz. Bizler de polis baskısı ve terörünü gündelik yaşamın parçası yapan kanunların kaldırılmasını ve yetkililerden hesap sorulmasını istiyoruz. Bizler ise ayağa kalkan, mücadele eden Yunanistan halkıyla her zaman kardeş olduğumuzu ve kendi egemen sınıflarımıza karşı verdiğimiz mücadelenin sıcaklığının kardeşliğimizi perçinlediğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Yunan halkının bu isyanı, aynı zamanda, bu halkın bizim düşmanımız olduğu iddiasının boşluğunu gözler önüne sermiştir. Gençleri öldüren devletler aynı safta, bunun acısını yaşayan halklar aynı saftadır!Yunanistan halkının mücadelesi tüm dünyanın ezilenlerine ilham vermektedir. Bizler de Yunanistan halkının isyanını selamlıyor ve bir kez daha bu isyanla dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz” sözleriyle açıklama son buldu.
