27 Aralık akşamı Taksim Tramvay Durağı’nda “Krizin Bedelini Sermaye Ödesin İşten Atmalara Son” pankartıyla toplanan binlerce işçi, emekçi ekonomik krizin faturasının kendilerine çıkartılmak istenmesine karşı meşaleli bir yürüyüş gerçekleştirdi.
KESK, DİSK, TTB, TMMOB’nin çağrısıyla biraraya gelen işçi ve emekçiler, Türkiye’nin bir çok ilinde olduğu gibiİstanbul’da da bir gösteri gerçekleştirdiler. KESK, DİSK, TTB, TMMOB örgütlediği ve HSGGP ve Türk-İş Şubeler Platformu ile ortaklaştırılan eyleme bir çok devrimci kurum ve demokratik kitle örgütü de döviz, pankart ve flamalarıyla katıldı. Eylem saat 18:00’de Taksim Tramvay Durağı’nda toplanılmasıyla başladı. Meşallerin yakılması ile yürüyüşe geçmek isteyen kitlenin önü İstiklal Caddesi’nin girişinde polis barikatıyla kesildi. “Barikat Açılsın Yürüyüş Başlasın!”, “Baskılar Bizi Yıldıramaz!” sloganlarıyla barikatın kaldırılması talep edildi.
Sendika ve odaların genel başkanları ve yöneticilerinin de yer aldığı eylemde bir süre sonra panzerler ve çevik kuvvet polisleri tarafından kurulan barikat kaldırılarak yürüyüşe izin verildi.
İstiklal Caddesi’nde yapılan yürüyüş boyunca “Zafer Direnen Emekçinin Olacak!”, “Direne Direne Kazanacağız!”, “Krizin Faturası Patronlara!”sloganları coşkulu bir şekilde atıldı. Eylemde, Siyonist İsrail’in Filistin’e yönelik hava harekatı da protesto edildi Galatasaray Lisesi önüne gerçekleştirilen yürüyüşün ardından KESK Genel Başkanı Sami Evren basın açıklamasını okudu. Evren “Bugün ülkenin bütün illerinde örgütlerimizin çağrısıyla bir kez daha gezegenimizi yaşanmaz hale getiren kapitalizmin yarattığı karanlığa karşı meşalelerimizin aydınlığıyla haykırmak için buluştuk… Diyoruz ki, Arfesan işçilerine… Diyoruz ki, Sinter Metal işçilerine.. Türk Philips işçilerine… Desa’da direnen Emine Arslan’a… Tezcan Galvaniz işçilerine… Grev ve toplu sözleşme hakkı için yıllardır mücadele veren kamu çalışanlarına, işten atılmalara, açlığa mahkum edilenlere selam olsun…” sözleriyle direnişte olan işçileri selamladı. Evren “bu akşam yan yana geldiğimiz bu meydan bundan 31 yıl once insanca, özgür, demokratik bir ülkede yaşamak için mücadele eden 36 arkadaşımızın katliyle karanlığa boğulmuş 1 Mayıs Meydanı’dır. Bu akşam biz meşalelerimizle bu karanlığı dağıtmaya, 1 Mayıs Meydanı’nı bir kez daha aydınlatmaya geldik.” Küresel kapitalizmin krizinin hükümet tarafından iddia edildiği gibi hafif bir şekilde atlatılamayacağını vurgulayan Evren, “hükümet kriz karşısında krizi yaratanların yanında yer almayı tercih etmiştir. Bu ağır koşullarda krizi bir seçim ekonomisi ile karşılama telaşındadır. Başbakan’ın ‘her biriniz bir işsizi işe alsanız, işsizlik sorunu kalmaz’ gibi bir mantıkla işsizlik sorununun çözümünü ‘hayırsever’ iş adamlarına havale etmesi hükümetin işsizlik meselesinde havlu attığının resmidir.” Evren, “başta hükümet olmak üzere Türkiye’nin egemenleri 29 kasım mitinginde 100 bini aşan emekçinin büyük bir kararlılıkla meydanlarda ortaya koyduğu tablodan gerekli dersi çıkarmalıdır” dedi.
Evren‘in krize karşı
“- Hükümet İMF ile anlaşmamalıdır!
– İşsizlik fonunu sermayeye peşkeş çekecek planlardan uzak durmalıdır!
– ‘Piyasa dostu’ sermaye aşığı, emekçi düşmanı hayalperest 2009 bütçesi geri çekilmelidir!
– Krize biz yol açmadık faturasını da biz ödemeyeceğiz!”
taleplerini sıraladığı konuşmasını bitirmesinden sonra eylem alkışlar ve sloganlarla sona erdirildi
Bütçe Açıklandı; Halka Yine Pay Yok!
Bütçe açıklandı; Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü bütçelerinin mal ve ve hizmet alım giderlerinde yer alan ödenekler ile Hazine Müsteşarlığı bütçesi hariç genel bütçeli idarelerin mal ve hizmet alımlarına ilişkin gider ödeneklerinde yüzde 10 oranında kesinti yapılacak. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı bütçesinde destek alımlarına ayrılan ödeneklerin yüzde 10’u, Adalet, Milli Eğitim, Sağlık Bakanlıkları ile kara yolları Genel Müdürlüğü, DSİ ve Ulaştırma Bakanlığı bütçelerinin yatırıma ilişkin sermaye giderleri tertiplerinin yüzde 16,5’i iptal edilecek. Yani 2009 bütçesinde de halkın temel ihtiyaçlarına pay verilmedi. Bunun yerine kolluk güçlerine yani savaşa pay ayrıldı. Bir okul yapılmak yerine savaş uçağı alınacak. Bütçe açıklandıktan sonra binler sokağa döküldü. Bir miting de Eskişehir’de yapıldı.
27 Aralık Cumartesi günü Eskişehir Emek Platformu’nun düzenlediği mitinge EMEP, EHP, ÖDP, SDP, TKP, Alınteri, BDSP ve ODAK da destek verdi. Yaklaşık iki bin kişi Hamamyolu Yediler Park’ında toplandı. Kitle ‘‘Savaşa Değil Eğitime Bütçe’’, ‘‘Hamdolsun Direniyoruz!’’ sloganları ile birlikte yürüyüşe geçti. Yediler Park’ının başına gelindiğinde ‘‘Ermeni’lerden Özür Dilemiyoruz’’ kampanyası adı altında ‘‘Kahrolsun Ermenistan, Yaşasın Türk Milleti’’, ‘‘Ermeni’lere Ölüm’’ gibi şoven ideolojilerinin sloganlarını bağıran, Ülkü Ocağı çatısı altında toplanmış olan bir grup faşist, kitle oraya varınca; bir anda yolun kenarına gelip kurt işaretleri yaparak kitleye doğru slogan atmaya başladılar. Polis hemen araya girip faşistlere arkasını döndü. Kitle, bu provokasyona karşı ‘‘Faşizme Karşı Omuz Omuza’’, ‘‘Faşizmi Döktüğü Kanda Boğacağız’’ sloganlarıyla karşılık verdi. Sonrasında faşistler ara sokaklara girdiler. Eylemci kitle Adalar Migros önüne geldiğinde burada bir basın açıklaması okundu. Rıdvan Bozan, okuduğu açıklamada ‘‘Bu kriz sanıldığı gibi sanal bir kriz değildir. Daha şimdiden dünyanın dört bir yanında binlerce işçi işten çıkarıldı. Ama başbakan meseleyi hafife alan açıklamalarını sürdürüyor. Şimdi de kriz psikolojiktir diyor Erdoğan. Oysa sermaye kesimi işten çıkarmalara çoktan başladı. İstanbul, Bursa, Denizli, Gaziantep, Adana, Kocaeli gibi sanayinin geliştiği illerde sayısı yüz binleri bulan işten çıkarmalar başladı ve sürüyor. Bugün Eskişehir’de krizle birlikte işten çıkarılanların sayısı 5 bin kişiyi aşmıştır’’ dedi. Daha sonra ‘‘Zafer Direnen Emekçinin Olacak’’, ‘‘Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz’’ sloganlarıyla miting sona erdirildi.
Eskişehir/ ODAK
Sinter ve Gürsaş İşçisi Yalnız Değildir
Birleşik Metal-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan Sinter Metal işçileri, direnişin dördüncü haftasında iş yeri önündeki bekleyişlerine devam ediyor.
19 Aralık tarihinde sendikalaşma süreçlerinin tamamlanmasının ardından 37 işçi işten çıkarıldı; ardından direnişe katılan diğer bazı işçilerle birlikte işten çıkarılanların sayısı yaklaşık 500’e ulaştı. Ekonomik kriz ve performans düşüklüğü bahane edilerek işten atılan işçiler fabrika önündeki direnişlerini kar kış demeden sürdürüyorlar. Çeşitli devrimci, demokrat kurumlar, sendikalar ve odalar da ziyaretleriyle direnişteki işçileri destekliyor.
Bir destek ziyareti de 15 Ocak günü HSGGP (Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu) tarafından, yaklaşık 150 emekçinin katılımı ile gerçekleştirildi. İMES Sanayi Sitesi önünde toplanarak yürüyüşe geçen plaform üyelerinin fabrika önündeki direnişçilere katılması ile eyleme katılanların sayısı 300’ü geçti.
KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Yunus Öztürk, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Hüseyin Demirdizen ve Birleşik Metal İş Örgütlenme Uzmanı Hasan Arslan, yaptıkları konuşmalarda, işçilerin anayasal haklarını hiçe sayan bu türden uygulamalara karşı örgütlü direnişin önemine değindiler. Konuşmalarda emekçilerin işsiz milyonlar ile dayanışma içinde mücadeleyi sürdürmelerinin yalnızca bu iş yerinde yaşanan sorunların çözümü için değil, sınıfsız ve sömürüsüz toplum düzenine giden yolda atılacak adımlar için de ne denli önemli olduğu vurgulandı.
Konuşmasında konunun yasal boyutuna da değinen Hasan Arslan, ellerine geçen müfettiş raporuna göre Sinter Metal’in yasa dışı lokavt uygulaması nedeniyle 136 bin TL para cezasına çarptırıldığını, mahkeme sürecinin 20 Şubat’taki ilk duruşma ile devam edeceğini, bu sırada fiili mücadelenin de sürdürüleceğini belirtti.
HSGGP, Sinter Metal’in ardından bölgede bulunan ve yine yürüttükleri sendikal faaliyetler nedeniyle işte çıkarılmış olan Gürsaş işçilerini de ziyaret etti. İş yeri önünde direnişlerini sürdüren Gürsaş işçileri adına yapılan konuşmada, mücadelenin yalnızca Sinter veya Gürsaş ile ilgili olmadığı, burada alevlenen kıvılcımın yayılarak tüm bölgenin sermayeye karşı örgütlenmesi yönünde çalışılmasının gerekliliği vurgulandı.
Hem yapılan konuşmalarda, hem de atılan sloganlarda sendikal yasakların kaldırılması ve emekçilere onurlu bir yaşam sürdürebilecek koşulların sağlanmasına yönelik talepler dile getirildi. Ayrıca hükümetin ve ABD’nin politikaları eleştirildi, İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği yıkım kınandı.