Ankara’da Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın; Dersim’de Kemal Gün’ün yaptıkları açlık grevine Türkiye’nin birçok yerinden destekler geldi. Dersim’de Kemal amcanın 83 günlük direnişi sonuç verdi ve valilik oğlunun kemiklerini Kemal amcaya teslim edeceğini açıkladı. İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri de yapılan grevleri sahiplenmek ve grevcilerin adalet arayışına destek olabilmek adına bir haftalık süreli dönüşümlü açlık grevi başlatmıştı. Biz Direnişçiler de, Odak Dergisi olarak açlık grevindeki öğrenci arkadaşlarla surece dair bir röportaj gerçekleştirdik. Şimdi okurlarımızla bu röportajı paylaşıyoruz:
Bu grev kararını nasıl aldınız?
Aslında bir grup öğrencinin bir patlama noktasında aldığı, daha sonra gelişmesini ve katılımcı sayısının artmasını umut ederek geçen Perşembe başlattığı bir grevdi. Sonrasında çok farklı kesimlerden ve bileşenlerden arkadaşlar dahil oldu, çok da güzel oldu.
Kaç gündür buradasınız, zamanınız nasıl geçiyor burada?
Bugün burada 7. günümüz. Burası aslında sadece bir grev alanı değil, aynı zamanda burada birlikte sosyalleşiyoruz. Direniş kültürünün gelişmesini, örgütlenmesini ve yaşanmasını arzuladığımız bir alan burası. Müzik oluyor bazen, örneğin arkadaşlarımız bendir getirdiler. Grup halinde ya da bireysel okumalar yapıyoruz. Günlerimiz burada bu şekilde geçiyor.
Öğrencilerin ve diğer insanların size yaklaşımları nasıl? Buradaki eyleminiz destekleniyor mu?
Aslında sol görüşlü öğrenci gruplarından ciddi bir dönüş olduğunu düşünüyoruz. Cumartesi günü Hisarüstünde okulun dışında yapılan eylemde, polis bizleri gözaltıyla tehdit etti. O günden sonra bazı grupların geri çekildiğini gözlemledik. Ama bir taraftan da durumun vahametinin ortaya çıkması acısından güzel oldu. Başlangıçta çekinceli davranan öğretim görevlileri oldu, ama gittikçe okulda ve sosyal medyada daha fazla yayıldı.
Peki, eylemi daha da büyütmek için neler yapacaksınız? Destek eylemlerinin amacına ulaşacağını düşünüyor musunuz?
Yarın İbrahim Kaypakkaya için bir anma yapılacak. Bu anmayla birlikte açlık grevimizi sonlandıracağız. Burada yanımızda bir tarih nöbeti çadırı var. Noemi Levy-Aksu için acılan bir çadırdı. Onun da yarın son günü. Yarın hep beraber İbrahim Kaypakkaya anmasını bu çadırda gerçekleştireceğiz.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Bu direniş yalnızca Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve Kemal Gün ile gerçekleştirdiğimiz basit bir dayanışma değil. Aynı zamanda bizim bir direnişe dahil olmayı öğrendiğimiz, bir direnişi büyütmeye, kendimizi birer direnişçi ve devrimciye dönüştürmeye çalıştığımız, kendimizi direnişin içinde örgütlediğimiz bir alan. Aslında sadece bir dayanışmayı değil, aynı zamanda bir direnişi örgütlemeyi öğreniyoruz.
Çok teşekkür ederiz.
