Haftanın Özeti: Artan savaş çığırtkanlığına karşı barış

0
277

Bu haftaki özetimize Türkiye dışından başlayarak oradan ülkemize geleceğiz.

ABD ve Avrupa emperyalistleri; İsrail tarafından kuşatıldığı için açlıktan ölmeye başlayan Gazze halkının imdadına yetişiyormuş yaparken Filistin’in doğal gaz yataklarına el koymaya hazırlanıyorlar. Sanki İsrail Gazze gibi bir yerde ABD ve Avrupa’nın karşısında durabilecek bir güçmüş gibi “İsrail izin vermiyor” gerekçesiyle sahte yardım elini denizden uzatıyorlar. Amerikalı ve Avrupalı yetkililer Gazze’ye gıda ve ilaç yardımı ulaştırmak için “Güney Kıbrıs-Gazze Deniz Koridoru” oluşturacaklarını açıkladı.

Plana göre, AB ülkeleri yardımları Güney Kıbrıs’ta İsrail’in kiralayacağı limana gönderecek. Denetlenen kargolar gemilerle ABD’nin Gazze kıyısında inşa edeceği seyyar bir limana ve ardından yardımların karaya ulaşması sağlanacak. Bu güçler aslında İsrail ile danışıklı davranarak Gazze’nin karaya 30 km mesafedeki deniz sahasında 250 milyar metreküpün üzerinde olduğu tahmin edilen doğalgazı ele geçirerek onu İsrail vasıtasıyla Avrupa’ya taşımanın hesabını yapmaktadır. ABD’nin Gazze’de, İsrail’in de Güney Kıbrıs’ta kullanacağı limanlarının asıl olarak bu amaçla planlandığı görülüyor.

Gazze Ramazan’a ateşkes olmadan girdi. Oysa, Ramazan öncesi 40 günlük bir ateşkes sağlanabileceği umuluyordu. Mısır’ın başkenti Kahire’de yürütülen müzakerelerden de sonuç çıkmayınca İsrail saldırılarını aralıksız sürdürdü. Gazze Şeridi’nde 7 Ekim’den bu yana devam eden İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 31 bin 500’e yaklaşırken yaralı sayısı da 70 binin üzerinde. ABD ve Avrupa Gazze’yi denizden kuşatarak İsrail’in yürüttüğü soykırıma tam destek verdi. İsrail’i caydırmaya çalışan uluslararası diplomatik çabaları da engellediler.

Batılı güçlerin en çok kanına girdikleri halklardan biri de Ukrayna halkıdır. Bu hafta binlerce Ukrayna askeri daha yaşamını kaybetti. Başta ABD olmak üzere Batılı emperyalistler Ukrayna’ya yardım adı altında silah göndermeye devam ediyorlar. Bu sözde yardımların bedeli esasında Batılı ülkelerin halkından alınıp silah tekellerinin kasasına giriyor. Silah şirketleri ürettikleri silahları satmış oluyorlar. ABD’den gönderilen askeri yardımların yüzde 90’ı ABD silah tekellerini zenginleştiriyor. Ukraynalılar o silahlarla Rusları öldürmeye çalışırken en çok kendileri ölüyor. Silah tedariki aynı zamanda Ukrayna’yı çok büyük borçlara sokuyor. Fransa cumhurbaşkanı Macron, Avrupa’dan gönderilecek silahların AB ülkeleri silahları olmasını istedi. AB ülkeleri arasında en çok silahı Fransa üretiyor. Macron böylece “paralar bizim silah tekellerine gitsinler, demiş oluyor.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) küresel silah transferlerine ilişkin raporuna göre, Avrupa’da savaş uçakları, tanklar ve denizaltılar gibi silah ithalatı 2019-2023 döneminde 2014-2018 dönemine kıyasla yaklaşık yüzde 94 arttı. Avrupa’daki en büyük ithalatçı ise kıtanın toplam silah ithalatının yüzde 23’ünü gerçekleştiren Ukrayna oldu. Ukrayna silah ithalatının yüzde 69’unu ABD’den yüzde 30’unu Almanya’dan tedarik etti. ABD, 2019-2023 döneminde silah ihracatını 2014-2018 dönemine göre yüzde 17 artırarak, bu alandaki liderliğini korudu. Aynı dönemde Rusya’dan yapılan silah teslimatları ise yüzde 53 düştü. 2019-2023 döneminde 107 ülkeye silah satan ABD, bu alandaki “küresel silah tedarikçisi” rolünü artırarak son 5 yılda daha fazla ülkeye silah ihracatı yaptı. Fransa’nın silah ihracatı, söz konusu dönemde yüzde 47 artarken, Rusya’nın hemen önünde ikinci en büyük silah ihracatçısı konumuna yükseldi. Fransa’nın silah ihracatında en büyük payı yüzde 42 ile Asya ve Okyanusya’daki ülkeleri alırken, ihracatın yüzde 34’ü Orta Doğu ülkelerine yapıldı.

NATO eğer Ukrayna’daki savaşı kaybederse amaçlarına ulaşamamakta kalmayıp büyük ihtimalle Ukrayna’ya verdikleri borçları asla geri alamayacaklar. Bu yüzden Rusya’nın Batılı bankalarda dondurulan paralarını yağmalamaya giriştiler. Bir yandan da Rusya’ya daha fazla zarar vermenin yollarını aradılar. Hafta boyunca Batılı güçlerin Ukrayna’ya daha uzun menzilli silahlar göndermesi ve Ukrayna’ya askeri güçler sokması tartışıldı. Rusya bu konuda hazırlıklı olduğunu ve sert karşılık göreceklerini tekrarladı. Artan gerginliğin nükleer savaşa yol açmasından endişe ediliyor.

Batılı ülkelerin kaynakları silaha ayırarak halkın ihtiyaçlarını göz ardı etmesi bazı ülkelerde önemli protestolara yol açıyor. Bu hafta Almanya ve Finlandiya’da etkili grevler dikkati çekti. Almanya’da grevler kitle ulaşımını etkilerken Finlandiya’da grevler endüstri taşımacılığını büyük ölçüde etkiledi. Putin iktidarını yıkma hedefler bugüne kadar başarsızlığa uğradı. Bugün başlayan Rusya seçimlerinde Putin’in kazanacağına kesin gözle bakılıyor.

Avrupa’da faşist hareketler gelişmeye devam ediyor. Portekiz’de 10 Mart’ta yapılan erken genel seçimlerinde Sosyal Demokrat Parti’nin (PSD) Hristiyan Demokratlar (CSD) ile kurduğu sağ ittifak Demokratik İttifak (AD) kazansa da ( oy oranı yüzde 29,49) seçimlerde en büyük yükselişi faşist Chega (Yeter) partisi yaptı. Aşırı sağın, faşist hareketlerin Avrupa genelinde seçimlerdeki seyreden yükselişi Portekiz’de de yaşandı. 2018’de kurulan Chega, 2019 seçimlerinde yüzde 1.6 oy alarak 230 üyeli mecliste bir temsilci kazanmıştı. 2022 seçimlerinde yüzde 7 oy ile 12 milletvekili kazanan Chega, 2024’te aldığı yüzde 18.6 oy oranı ile meclisteki milletvekili sayısını 48’e yükseltti.
2015 yılından bu yana iktidarda olan Sosyalist Parti (PS) büyük bir düşüş yaşadı. 2022’deki seçimlerde yüzde 41 olan oy oranı yüzde 28,66’a düştü. Yeşiller ve Komünist Parti’de gerilemeler oldu. Hiçbir partinin çoğunluğu sağlayamadığı seçim sonuçlarının Portekiz’i siyasi krizin içine taşıması, büyük ekonomik çıkar gruplarını destekleyen bir programa sahip sağ ittifakın hükümeti kurması durumunda ise, sosyal haklarda ve işçi gelirlerinde kesintiye gideceği böylelikle işçileri ve emekçileri zor zamanların beklediği olasılığı artmış durumda.

Çin ve Rusya gibi düşmanlarının ifade özgürlüğünü hiçe saymakla suçlayan Batılılar kendi kendilerini rezil etmeye devam ediyorlar. Bilindiği gibi Rusya’nın yayınladığı Russia Today ve Sputnik gibi yayınlar Avrupa’da yasaktır. Şimdi de ABD Temsilciler Meclisi TikTok’un kullanımının yasaklanması amacıyla hazırlanan tasarıyı kabul etti. Oylamaya tepki gösteren Çin, yasanın geri tepeceğini belirtti. Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi’nde tasarı, 65’e karşı 352 gibi bir çoğunlukla kabul edildi. ABD Başkanı Biden geçen hafta yaptığı bir açıklamada TikTok’la ilgili bir tasarının önüne gelmesi halinde bunu imzalayacağını belirtmişti. ABD, İngiltere ve Avustralya dahil bazı ülkeler TikTok’un hükümet çalışanlarının cihazlarında kullanılmasına kısıtlama getirmişti. ABD’de yaklaşık 170 milyon kullanıcısı olan kısa video paylaşım platformu TikTok’un destekçilerinden oluşan bir grup oylama öncesinde Kongre binası dışında gösteri yaptı.

Türkiye haftayı gene seçim tartışmalarıyla geçirdi. Taraflar sürekli propaganda yaptı. İmamoğlu’na çalışan CHP yanlısı basına bakıldığında İmamoğlu İstanbul’da zaferi garantilemiş durumda. Halbuki aradaki fark hala çok az durumda. İktidar ise seçimle ilgili gördüğümüz bir adım daha atarak Irak’ta PKK’ya karşı çok büyük bir askeri harekat başlatacaklarını duyurdu. Konuyla ilgili olarak Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan ile MİT Başkanı İbrahim Kalın Irak’a giderek yetkililerle görüştüler. Askeri harekat duyurularının bir yandan “vatanı çok sıkı savunuyoruz” mesajıyla şoven milliyetçi önyargıların etkisindeki Türklerin oylarını almayı diğer yandan ise Kürt hareketini seçimlerde AKP ile anlaşmaya zorlamayı amaçladığı açıktır.

Linyit madeni sahası olarak kullanılmak üzere Akbelen Ormanı’nın çevresindeki 190 parsellik tarım arazisinin acele kamulaştırılması kararı iptal edildi. Erdoğan’ın 11 Mart’ta verdiği kamulaştırma kararına İkizköy savunucuları, çevreciler, siyasiler ve yurttaşlar tepki göstermişti. Erdoğan’ın 14 yer için kamulaştırma kararından bir tek Muğla’daki Akbelen Ormanı’nın çevresindeki kamulaştırmayı iptal etmesi AKP’den Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olan Aydın Ayaydın’ın durumunu zora sokacağı düşünülerek yapıldığı haberlere yansıdı.

Kamulaştırma kararı sonrası kararın hukuki bir dayanağı olmadığını belirten İkizköylülerin avukatı Arif Ali Cangı, “Öncelikle bu kamulaştırma için kamu yararı söz konusu olması lazım. Kamu yararı da ancak yargı denetimiyle verilebilir. Buradaki tek amaç şirketin elini güçlendirmek. Önümüzdeki hafta dava açarak Danıştay’dan iptal isteyeceğiz. Bu işlemde de mutlaka kazanacağız” demişti. İkizköy Çevre Komitesi’nden Nejla Işık ise, “Beş senedir mücadele veriyoruz. Biz bitti demeden bu dava bitmez. 17 Mart’ta madene verecek toprağımız olmadığını göstermek için buluşuyoruz” çağrısı yapmıştı.

Çeşitli hak gasplarına karşı işçilerin mücadeleleri sürüyor.
İzmir Gaziemir Ege Serbest Bölgesinde bulunan Gates Endüstriyel Metal Kauçuk fabrikasında toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 8 Martta grev başladı.

Kadın işçilerin çoğunlukta olduğu fabrikada grev 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde coşkuyla başladı. “Bu İşyerinde Grev Var” pankartının yanı sıra kadın işçilerin taşıdığı “Haklarımızdan, Eşitlik Mücadelemizden Vazgeçmiyoruz” pankartı açarak fabrika önünde toplanan işçiler sloganlarla serbest bölge önüne yürüdüler.

DİSK Limter-İş üyesi Çiçek Tersanesi işçileri ödenmeyen alacaklarını almak için, Tuzla Tersaneler bölgesinde direnişe başlarken, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışan sağlık emekçileri, teşvik ödemelerinin artırılması talebiyle hastane önünde yeniden eylem yaptı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İstanbul Şişli Belediyesi işçileri toplu iş sözleşmesi şartlarının iyileştirilmesi talebiyle yeniden eylem yaptı. Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) çalışanları mobbing, düşük ücret ve sendika düşmanlığı gibi hak ihlallerine karşı basın açıklaması yaparak seslerini duyurdu.

Kamuda çalışan taşeron işçiler ve belediye işçileri 10 Mart’ta Ankara’da bir araya gelerek güvenceli ve kadrolu çalışma taleplerini dile getirdiler. Kamuda yaklaşık 1 milyona yakın işçi kadrolu ve güvenceli çalışma hakkını istiyor.

Ankara Altındağ Belediyesi’nde, Ordu Büyükşehir Belediyesi’nde ve İBB bünyesinde çalışan enerji işçileri işten atılmaya karşı, ücret alacakları için ve insanca koşullarda yaşamak için çeşitli eylemler yaptılar.

İzmir Kemalpaşa’da bulunan Lezita fabrikasında toplu sözleşme yapma yetkisini kazanan sendikayı tanımayan patronun işçileri işten atması ve sendikayı tanımamasına karşı başlayan grev 9. günde devam ediyor.

Amerikan Hastanesi’nde çalışan emekçiler ağır çalışma koşulları, gece farkı ve promosyon ödemerinin verilmemesini protesto etmek için Nişantaşı’nda bulunan hastane önünde iş bırakarak eylem yaptılar.

Agrobay seracılıkta hakları için direnen kadınlar 18 Mart’ta Ankara’ya yürüyecekler. İşçilere Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve maaş alacakları verilmeden işsizlik maaşı alamayacak biçimde 22 Ağustos 2023 tarihinde kod 46 ile işten atılmışlardı.

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nde çalışan taşeron araç şöförleri yine 18 Mart’ta İl Sağlık müdürlüğü önünde eylem yapacaklar.

Görüldüğü gibi Türkiye’nin her yerinde grev ve direnişler sürüyor. Gazze’de kan akıyor. İran; İsrail’in savaşı Hizbullah’a karşı Lübnan’a yaymasına karşı hazırlanıyor. AKP iktidarı Kürt hareketine karşı saldırıya hazırlanıyor. Dünya’da ve bölgemizde artan savaş tehlikesine karşı mücadele büyük önem kazanıyor. Önümüz 21 Mart, yani Newroz. Zulmün karşısında direnme ve başkaldırı günü. Newroz, aynı zamanda Asya ve Ortadoğu’nun başka geleneklerinde de Yeni Gün ifadesinin karşılığı Nevruz olarak kutlanmaktadır. Coğrafyamız onlarca Dehak’ın zulmüne karşı nice Kawaların direnişine tanıklık etti. Bu direnişlerin tarihsel sorumluluğu ile emek, demokrasi ve barıştan yana tüm güçlerin Newroz/Nevruz’unu kutluyoruz.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.