İsveç, geçtiğimiz günlerde yakın dönemin en büyük “kurt avı”nı başlatarak, ülkedeki 460 İskandinav kurdundan 75’inin avlanmasına izin vermişti. Ülkedeki kurt popülasyonunun azaltılması için bu uygulamayı başlatan İsveç’e vahşi yaşamı koruma örgütleri ve bilim insanları uyarıda bulundu.
Geçtiğimiz pazartesi günü başlayan ve bir ay süreceği belirtilen “av”, “itlaf” olarak nitelendiriliyor. Bilim insanları ve STK’lar, söz konusu itlafın, yabani türlerin korunmasını tehlikeye sokacağını belirtiyor. Ayrıca kararın iki yüzlülüğüne de dikkat çekiyor.
İsveç Doğayı Koruma Derneği’nin avın yapıldığı yerlerden biri olan Gävleborg’daki yaban hayatı yönetimi grubundan Daniel Ekblom, durumun bir “felaket” olduğunu söyledi.
Ekblom katliamın, 1980’lerde bölgeye yeniden getirilen ve uyumluluğu sağlanan İskandinav kurtlarının popülasyonu üzerinde çok olumsuz rol oynayacağını ekledi.
İsveç, kurtların vurularak azaltılması gerektiğini savunsa da, ülkedeki Kurt nüfusu öteki Avrupa ülkelerinin çok altında. İtalya’da yaklaşık 3300, Polonya’da yaklaşık 1886 ve Fransa’da 783 kurt olduğu belirtiliyor.
İsveç’in bu itlaf kararıyla kurt sayısını 385’e düşüreceğini ifade etmesine rağmen uzmanlar, katliamın çevre koşullarından kaynaklı etkisinin daha büyük olacağını ve kurt popülasyonunun 300’ün altına inebileceğini söylüyor.
Politico’ya konuşan bakanlık yetkilileri ise, çiftçilerin kurtların saldırısına maruz kaldığından, bu nedenle korku yaşadığından; kurtların bölgedeki köpeklere saldırı gerçekleştirdiğinden ve aileleri tehdit altında bıraktığından böyle bir kararı aldıklarını açıkladı.
WWF İsveç’teki (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) yırtıcı hayvan uzmanı Benny Gäfvert ise hükümetin kaygılarını da dikkate aldıklarını belirterek, farklı çözümler üretilebileceğini savunuyor. Gäfvert, hükümetin itlaf yerine koruyucu çitler ile kurt saldırılarının önüne geçilebileceğini belirtti. Gäfvert ayrıca, Avrupa Birliği’ne de, İsveç’in bu konuda aldığı tutuma karşı tavır alması gerektiği çağrısında bulundu.
Duruma tepki gösteren bilim insanlarından bazıları da, AB’nin kendi ülkelerinde yabani hayvanları yok ederken dünyanın geri kalan ülkelerinde yabani hayvanları koruma çağrıları yapmasını da iki yüzlü bir tutum olarak belirtti.
