KÜLTÜR KAFE’YE YAPILAN BASKIN ÜZERİNE

2
6082

Doğan BARAN

30Temmuz 2011 tarihinde saat 16.00 sıralarında Kadıköy Kültür Kafe, terörle mücadele polisi tarafından basıldı. Kafede çalışan arkadaşımız Yeşim Kantekin, Vatan Emniyet Müdürlüğü’ne götürülerek 4 gün gözaltında kaldı. Aynı saatlerde Yeşim arkadaşın ve benim evlerimiz de TEM polisleri tarafından tam teçhizatlı(!) şekilde basılmış. Yeşim arkadaş o an evde olmadığı için, yaklaşık 20 polis kapıyı zorla açarak eve girmişler. Evdeki hard-disklere, bilgisayarlara, CD ve kitaplara el koymuşlar. İstanbul Beykoz’daki ikamet adresim ise, olası bir çatışmaya(!) karşı önce etrafı sarılarak önlem alınmış, tim polisleri evvelden evin içine uzun namlulu silahlar ile girip kontrol ettikten sonra, içerisinin güvenli olduğuna kanaat getirmiş, sonrasında ise olay yeri inceleme ekipleri kameralar ile görüntü alarak evi didik didik aramışlar. Evde bulunan çeşitli CD ve kitaplara el konulmuş. Baskın sırasında şehir dışında olmam, gözaltına alınmamı engelledi. Olaydan 4-5 gün sonra ifade vermek için Vatan Emniyet Müdürlüğü’ne gittiğimde baskının pek de söylendiği üzere “Devrimci Karargah” operasyonu olmadığı açığa çıktı.

Kadıköy Kültür Kafe, son dönemde toplumda uygulamaya çalıştığımız “Eğitim ve Dayanışma Hareketi” amaçlı açılmıştır. Her ne kadar çalışmalarımız tam anlamıyla oturmamış olsa da, bu proje kapsamında çeşitli adımlar atarak; toplumda Eğitim ve Dayanışma Hareketi oluşturmaya dair çaba harcanıyordu. Bu bakımdan polisin de dikkatini çekmiş olacak. Daha evvelinde de, kafe sık sık polisin tacizine uğramış, çalışan arkadaşlar rahatsız edilmişti. Ticari amaçla açılmış olan ve içerisinde çeşitli panel söyleşi-eğitim faaliyetlerinin yapılılan Kadıköy Kültür Kafe 30 Temmuz günü,öyle bir basılmışki, herhalde içeriden cephanelik çıkması bekleniyor (!) Evlerimize yapılan baskınlar da yine bu şekilde. Polisin asıl amacı kafenin işlerliğini yok etmek, kafeyi ve emekçilerini de çevreye ve mahallelerine teşhir etmekti. Terörle Mücadele Polisleri bizim bahsi geçen Devrimci Karargah örgütü ile bir ilgimiz olamayacağını gayet iyi bilmektedir aslında. Devletin onca teknolojik imkanı; dinleme cihazları, takip sistemi vb… bu işlere kullanılır. Sadece bu olanağını kullansa dahi açık olarak böyle bir ilginin olamayacağını bilir; zaten biliyor da. Ama dediğimiz gibi, buradaki amaç farklı olacak ki bu tarz bir yöntem geliştiriyor. Beykoz’daki ikamet adresimi basan polis, göstermelik 5-10 boş CD ile, Hamza Yalçın arkadaşın geçen sene çıkan “Eğitim ve Dayanışma Hareketimiz” adlı kitabına el koymuş. Halbuki evde onlarca kitap var. Bir dolu kitabı pas geçiyorsun, Hamza arkadaşın kitabına el koyuyorsun. Kültür Kafe’de yüzlerce kitap arasından göstermelik 1-2 kitap yanında yine bu kitabı alıyorsun. Kafe çalışanı arkadaşımızın evinde de durum aynı… Yani polisin amacı belli. ifade vermeye gitti-ğimde, TİM3 polisleri haricinde bir de TİM1’den birkaç polis geldi. TİM1 polisinden biri, çevremizdeki arkadaşları tanıyor olduğunu söyledi. Hamza Yalçın’ı yakından tanıdığını söyledi. “Yurt dışında ne yapıyor? Maddi durumu nasıl?” diye sordu. Bir ton borçları olduğunu bilirim Hamza arkadaşın. “Maddi durumu kötü” dediğimde üzülmüş gibi yapıyor; “Eskiden çok parası vardı onun, bir sürü banka, kuyumcu, döviz bürosu soydu o” diyor. Yaklaşık iki sene evvel Eskişehir’de öğrenci arkadaşlarımızın tutuklandığı operasyonda, yakın zamanlarda Ankara’da Kızılay’da ki zabıta terörüne karşı gerçekleştirilen protestolar sonrasında gözaltına alınan arkadaşlarımıza da aynı durumlar söylenmişti. “Devrimci Karargah” diye getirildiğimiz durum buraya varıyor işte. İşin rengi baştan belli olmasına rağmen, burada tam anlamıyla açığa çıkıyor. Göstermelik iki sorudan sonra , savcının talebi ile serbest bıraktılar beni. Sonrasında Yeşim arkadaş ile konuştuğumda, polisin ona karşı da yaklaşımının bu şekilde olduğunu öğrendim. Şimdi mesele açıklığa kavuştu. Polisin tüm bu çabası aslında Eğitim ve Dayanışma Hareketi’nin gelişimine baştan ket vurmak. Bunun yanında, arkadaşlarımızı da çevrelerinde itibarsızlaştırmaya çalışmaktır. Geçen sayımızda BirGün gazetesi emekçilerinden Zeynep Kuray arkadaşın, kafe baskını ile ilgili haberi dergimizde de yayınlandı. Haberin başlığı çok ilginç; “Gülen’e karşıysan Devrimci Karargahçısın!”, gerçekten de öyle. Hamza Yalçın arkadaşın yayınlanmış son kitabı; toplumda alternatif bir hareket geliştirme iddiası ile basıldı. Alternatif olduğumuz taraflardan birisi Ulusalcılar iken, diğeri ise Gülen Cemaati’nin burjuva eğitimi ve burjuva Yahudi dayanışmasıdır. Gülen Cemaati ve yasal partisi AKP, bugün kendine rakip kim varsa tepesine binmeye çalışıyor. Ergenekon operasyonlarının ta başında bu anlamda görüşlerimizi bildirdik. Bir kısım sol çevre ise Cemaat’in operasyonlarını “Demokrasi” diye nitelendiriyordu. O süreçte “darbelere karşı 1000 adım” yürüyüşlerinde AKP yardakçısı isimler ile Taksim’de darbelerden hesap sorulmaya(!) çalışılıyordu. Durumu o zaman açık olarak ifade etmiştik. Gülen Cemaati toplumda uzunca süreden beri kök salabilmiş. Devletin, polisin ve ordunun hemen her kademesine sızmış. Ülke çapında ve diğer ülkelerde eğitim kurumları var. Din örtüsü altında, Amerikancı politikaları uyguluyorlar. Dayanışma ağları ise, tıpkı burjuva Yahudi dayanışması gibi; salt kendi yandaşına. Onu da bir torba kömür, üçbeş paket kuru gıda ile onursuzlaştırır biçimde.

Bu anlamda savunduğumuz “Eğitim ve Dayanışma Hareketi” de alternatif bir yol sunuyor. Devrimci hareket yıllardan beri ciddi anlamda çıkmazın içinde. Dostlar alışverişte gözüksün mantığı ile bir yere varılamayacağı aşikâr. Savunduğumuz durumda Devrimci Hareketin kendini yenileyebilmesine,  gerçekliğiileyüzleşebilmesine dayanıyor. Toplumda bir güç oluşturabilmek buradan geçiyor. Solun kendini yenileyebilmesi, sol içi ilişkilerin gerçek bir yoldaşlık-arkadaşlık ilişkileri halini alması; solun birliğine de, gelişimine de hizmet edecektir. Devlet tabii böyle bir kanalın gelişmesini istemez. Bu anlamda baskıları devam eder. Devrimci hareketi çıkmaza sürmek ister. Bunun farkındayız. Baskılar karşısında ise etkin bir “Direniş Hareketi” geliştirmek, daha fazla çalışmak gerekir. Devrimci Hareket yıllardan beri aynı kalıplarla yürütülmeye çalışılmış. Bunu değiştirmek tabii ki kolay değil. Ama değişim yolunda bir ivme kazandın mı, radikal gelişmelerin önü açılır. Bunu bilerek, daha kararlı daha emin adımlar ile mücadelemize hız kazandıralım.

Kadıköy Kültür Kafe sahibi:

Doğan BARAN

 

2 YORUMLAR

  1. Merhaba Seçil,
    Geç cevap yazdığımız için bağışla.
    Özeti hangi konuda istiyorsun?
    Çünkü sitede çeşitli konularda yazılar var.
    Görüşlerimizin özet olarak sunulmasını mı istiyorsun?

  2. bir çeşit öyle daha sade kavramlar ve düşüncüler gibi çünkü odak ı ben ilk kez duydum çoğu insan bilmiyor belki de çok güzel bir şekilde açıklamışsınızdır ben anlamıyor olabilirim 🙂

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.