Mücadelede yitirdiğimiz arkadaşımız: Cemalettin Yalçın

0
943

Cemalettin, Sanayi Mahallesi başta olmak üzere, İstanbul’un birçok yerinde ezilenlerin yanında, onların safında yiğitçe, fedakârca çalışmalar yürüttü. Gecekondu direnişlerinde aktif yer aldı. Kısa süreli Ankara’da da çalıştı. Dostluğu, yoldaşlığı, azmi, gözüpekliği ile halkın gönlünde yer tuttu. Ömrünü işçilerin haklı mücadelesine, faşizmin geriletilmesine, özgür ve eşit sosyalist bir Türkiye’nin yaratılmasına adadı.

Cemalettin Yalçın, 21 Temmuz 1979 yılında İstanbul 4. Levent’te kadın ticareti yapan Arjantin isimli pavyonun kapanması için yapılan eylemde ağır yaralandı. İşçi kızların satıldığı fuhuş yuvalarına karşı kampanya yapan devrimciler o eylemde sıkıyönetim askerileriyle çatışmak zorunda kaldılar. Cemalettin, Ömer Yazganlar tarafından eylem yerinden 500 metre kadar uzaklaştırılmışken arkadaşlarına, “Beni bırakıp devam edin. Güvenmiyorsanız kafama kurşun sıkın” dedi. Kendine güveniyordu. Polis sorgusunda ifade vermediği ve tutanağı imzalamayı da reddettiği ortaya çıktı.

Ailesi ve arkadaşları Cemalettin’in sadece bir ayağında hareketsizlik riski kaldığını biliyorken ve Cemalettin o riskin ortadan kalkması için ameliyata alınmışken, 29 Ağustos’ta ölüm haberi geldi. Doktorlar babasına, “Bizim sorumluluğumuz değil” demişti. Ölüm raporunda, ameliyat öncesi narkoz sırasında öldüğü yazılıyordu. Babasının işkence soruşturması istemesi üzerine verilen raporda vücudunun çeşitli yerlerinde işkence izleri izlenimi veren morluklara rastlandığı ortaya çıktı.

O yıllarda söz konusu hastanede (Haydarpaşa Askeri Hastanesi) bir çok devrimcinin işkence sonucu öldürüldüğü iddia ediliyordu. Bu ölümlerin sorumlusu olarak bilinen hastahane müdürü THKP-C Savaşçıları adlı devrimci örgüt tarafından vurularak öldürüldü.

Ağabeyi ve devrimci hareketin önder isimlerinden Hamza Yalçın onu şu cümleler ile ifade ediyordu:

“Mücadelede yaşadığımız ilk acımız; en gözü pek ve en sadık arkadaşımızın acısı olmuştu. Hem en yakın arkadaşlarımdan biri hem de kardeşimdi. İlk kayıp olması haliyle daha derin üzüntü yaratmıştı. Cemalettin’i kafama bir direniş sembolü olarak yerleştirdim. Zor dönemlerimde hep gözümün önündeydi. Kendime güvenimin güçlenmesini istediğimde kendimi onun gözlerinin önüne getiriyordum. İnsana kuvvet geliyor. Benzeri durumlarda sevdiklerimin yani babamın, annemin, arkadaşlarımın, yitirdiğimiz devrimcilerin gözü önüne getiriyorum kendimi. O zaman yüceliyor, güçleniyorum. Eğer bir devrimci olarak ölürsem kendim de böyle hatırlanmak isterim.”

Cemalettin Yalçın direniş ve mücadele sembolümüz oldu. “Sosyalist yeni insan” denildiğinde aklımıza kazınan örneklerden birisidir. Onun yurt sevgisini, halk sevgisini, devrimci mücadeleye ölümüne bağlılığını, ser verip sır vermeyen sarsılmaz karakterini kendimize örnek alıyoruz.

Yolumuz Cemalettinlerin yoludur!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.