2025 yılı asgari ücret rakamı 22.104 TL olarak belirlendi. Emekçilerin hayatını altüst eden ücret politikası yeni yılda milyonlarca işçiyi büyük zorluklarla karşı karşıya bırakacaktır.
Asgari ücret hakkında işçilerin ne düşündüğünü ve emekçilerin bu sefalet ücretinden nasıl etkileneceğini yine işçilere sorduk.
Sarıyer Belediyesi’nde işten çıkartılan Yıldız Şen’in sorularımıza yanıtlarını paylaşıyoruz:
1- Asgari Ücret Komisyonu’nun açıkladığı asgari ücreti siz ve çevreniz nasıl buldunuz? Sizce ne kadar olması gerekiyordu?
Ben ve çevremizdeki kişiler, açıklanan asgari ücreti yetersiz buluyoruz. Bu ücret, temel ihtiyaçları bile karşılamaktan uzak. Günlük yaşamın sürdürülebilmesi için gerekli olan barınma, gıda ve ulaşım gibi harcamaların bu maaşla karşılanması mümkün görünmüyor. Özellikle artan yaşam maliyetleri dikkate alındığında, asgari ücretin en az 35 bin TL olması gerektiğini düşünüyorum.
Hükümetin bu kararı alırken enflasyon oranlarını ve işveren maliyetlerini ön planda tuttuğu görülüyor. Ancak, işçi kesiminin ihtiyaçları ve alım gücü gözardı edilmiş durumda. Bu, işverenlerin çıkarlarının daha fazla gözetildiği yönünde bir algı yaratıyor.
2- Neden / nasıl böyle bir karar alındı? Bu karar sizi, ailenizi, çevrenizi ve ülkeyi nasıl etkileyecek?
Açıklanan asgari ücret, bireyleri ve toplumu birçok açıdan olumsuz etkileyecek.
Barınma Sorunları: Artan kira fiyatları, düşük gelirli kesimlerin yaşam standartlarını daha da düşürecek.
Gıda ve Temel İhtiyaçlar: Gıda fiyatlarındaki artışla birlikte bu ücret, bireylerin yeterli ve dengeli beslenmesini imkânsız hale getirecek.
Eğitim ve Sağlık Harcamaları: Çocukların eğitim masrafları ve sağlık giderleri göz önünde bulundurulmadığından, aileler bu alanlarda daha fazla zorlanacak.
Bu kararın genel etkisi, ekonomik sıkıntıların daha da derinleşeceği ve toplumun daha fazla borçlanma ya da yoksullukla karşı karşıya kalacağı yönünde.
3- Geçim mücadelesinde geleceğe ilişkin planlarınız nelerdir?
Geçim mücadelesi kapsamında bireyler arasında ek iş arayışı giderek yaygınlaşıyor. Ancak mevcut iş piyasasındaki kısıtlı olanaklar nedeniyle ek iş bulmak, büyük bir şansa dönüşmüş durumda. Birçok kişi, mevcut işinin yanında ek gelir fırsatları ararken aynı zamanda çalışma saatlerinin ve yaşam kalitesinin düşmesine katlanmak zorunda kalıyor.
4- İşçilere ve halka hayat pahalılığına karşı mücadelede neler öneriyorsunuz?
Hayat pahalılığı ve geçim zorluklarına karşı mücadelede, işçi ve halk kesimlerine yönelik şu öneriler öne çıkıyor:
Hakların Bilinçlendirilmesi: İşçi haklarına dair farkındalığın artırılması için eğitim programları ve toplumsal kampanyalar düzenlenmeli.
Sendikal Örgütlenme: İşçilerin haklarını savunacak sendikaların desteklenmesi ve bu konuda örgütlenme çalışmalarına hız verilmesi gerekiyor.
Ekonomik Talepleri: Hükümetin sosyal devlet ilkesi doğrultusunda işçi ve dar gelirli vatandaşların çıkarlarını koruyan politikalar geliştirmesi talep edilmeli.
Sonuç olarak, açıklanan asgari ücretin bireyler ve toplum üzerindeki etkileri oldukça olumsuz olacak gibi görünüyor. Bu durum, yalnızca bireysel düzeyde değil, ekonomik ve toplumsal düzeyde de çözüm bekleyen sorunlara işaret ediyor. Önerilen farkındalık çalışmaları ve toplumsal dayanışma, bu zorlukların aşılmasında önemli bir rol oynayabilir.
