Sizlere Eğitim ve Dayanışma Hareketimizin çalışmasının ulaşabildiğimiz her yere ulaşmasını sağlamak için içinde bulunduğum yer ve koşullarım itibariyle farklı bir şehirde ve tek başıma nasıl çalıştığımı, nerelerde eksik kaldığımı ve ne gibi zorluklarla, güzelliklerle karşılaştığımı, kısacası bu şehirde bulunduğum hemen hemen 2 yıllık süreçte edindiğim tecrübelerimi aktarmaya çalışacağım.
Koşulların beni farklı bir şehre sürüklemesiyle daha önce içinde bulunduğum kolektif çalışmaları, bu sefer tek başıma Denizli’de yürütmeye çalıştım. Henüz 2 yıllık bu zaman diliminde çeşitli zorluklarla karşılaştım. İlk zamanlar kendimi yalnız hissetsem de biliyordum ki ben nerdeysem Hareket oradadır ve bu zamanlar zorluk içinde de olsa bana tek başıma ‘ne yapabilirim, nasıl yapabilirim’ i öğretti. Bu benim için ayrı bir tecrübedir. İnsan önce benim gibi düşünen, sorgulayan veya yaşayan birileri var mıdır diye düşünüyor. Psikolojik olarak sıkıntılı bir süreç olsa da bir çabanın ve arayışın olduğu zamanlardı.
Cemaat ve düzenin yozlaşmış, apolitik, düşünmeyen, sorgulamayan gençliği oraya da hakimdi. Bu, çalışmalarımın ilk etapta, daha erkenden başlamasına engel teşkil etmişti. Fakat daha sonra düşüncelerime yakın kurumlarla irtibata geçerek bulunduğum yeri daha iyi tahlil etmeye başladım. Böylece kendi görüş ve düşüncelerimi ifade edebileceğim insanlarla irtibata geçtim. İnsanlarla irtibata geçtiğimde ilk olarak Odak dergisi verdim. Okuyup tartışabileceğimizi ifade ettim. Hemen hemen bir yıl boyunca bir semte dergi dağıttım. Bu semt Dersim ve Sivas Alevilerinin yoğun olduğu bir semtti. Orada bir çok aile ve genç arkadaşlarla tanışma olanağım oldu. Bugüne kadar değerleri uğruna çektikleri acının yanında bir de iş sıkıntısı eklenmişti. Tekstil işinin yaygın olmasıyla bilinen Denizli’de artık insanlar geçimlerini zor sağlıyorlar ve İstanbul’a çalışmaya gidenler çoğalıyordu. İşçi kesimi olduğu kadar öğrenciler de vardı. Onlarla da irtibata geçtim ve çeşitli etkinliklere katılmaya çalıştık. Mahallede ve kaldığım yerde geliştirdiğim ilişkiler bana birken beş olmayı beşken daha fazla olabilmeyi öğretti. Her ne kadar bunu hemen yapamasam da sonuçta çalışmalarımız açısından daha verimli bir sürece girdik.
Denizli’de bu yıl ilk 1 Mayısımızı gerçekleştirdik. Heyecanımız bu açıdan farklıydı. Diğer illeri de heyecanlandırdık. 2 Temmuz Sivas şehitlerini andık ve Denizli’den de sesimizi yükseltme olanağı yarattık. Daha önceden Isparta ve İzmir’de ilişkide olduğum arkadaşlarında desteğiyle heyecanım ve umudum arttı. Şimdi de Akdeniz Bölgesi’ne buralardaki alevden bir kıvılcım sıçratmaya çalışacağız. Bu önümüzdeki süreç daha da özverili, fedakarca, disiplinli çalışmamızı gerektirecek bir süreç olacak. Eğitim ve Dayanışma Hareketimizi burada da teorik ve pratik olarak hayata geçirmeye çalışacağız. Bu çalışmanın amacı eğitimin Türkiye’deki burjuva eğitim anlayışı dışında, düşünen, tartışan, öğrenen, öğreten, bunu içselleştirip kişiliğimizle çalışmalarımızla yeni insan olabilmek ve yaşamımıza dahil edebilmektir. Bu yeni insan modeli ancak okuyan, tartışan bireylerle mümkündür. Bu yalnız okumayla değil aynı zamanda onu hissedip bir yaşam biçimi haline getirmeliyiz. Bu yeni insan dediğimiz aslında her insanda olması gereken, insani özellikleri taşıyan en başta bizler için devrimciliğin ne olduğunu, nasıl olduğunu bir bireyin hem kendi için hem içinde yaşadığı toplum için ne kadar faydalı olabileceğini amaçlar.
Eğitim ve Dayanışma Hareketimiz adlı kitabımızın çıkması bu çalışmaların daha iyiye gideceğine işarettir. Bu kitabı okuyup çevremizin de okumasını sağlamalıyız. Ne yazık ki artık okuyan insan az ve giderek de azalıyor. İnsanlar okuyarak, tartışarak, öğrenerek aydınlanır. Bilgisizlik, düşünmemeye, sorgulamamaya ve duyarsızlaşmaya yol açar. Bu bizim engel olmaya çalıştığımız şeylerden sadece biri ve en önemlisi. Her şey eğitimle olur diyoruz. Birken bin olmayı öğreniyor ve öğretmeye devam ediyoruz.
Hiç yılgınlığa, moralsizliğe yer vermeden amacına gideceğin yolda, yolun sonundaki güzellikleri düşünerek o engelleri aşabilirsin ve bir gün tek başına dahi kalsan sen varsan orada her şeyin yeniden yeşerebileceğini unutmamalısın. Sen nerdeysen Hareket oradadır. Bu ilkeyle daha da güçlenerek devam ediyoruz.
Denizli’den Bir ODAK Okuru
[…] *Sen Neredeysen Hareket Oradadır […]