Temmuz ayının ilk haftasında futbolda şike iddialarına yönelik İstanbul’da düzenlenen operasyon çerçevesinde Fenerbahçe Spor Klübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 50’ye yakın kişi gözaltına alınmış ve Fenerbahçe tesisleri polis tarafından aranmıştı. Bu operasyonun niteliği, amacı ve zamanlamasını nasıl değerlendirmeli?
İstanbul’un üç büyük takımı Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe. Anadolu takımlarının karşısında farklı bir gücü bulunan bu takımlar, yıllardır Türkiye birinci lig şampiyonluğu kendi aralarında paylaşıyorlar. Sadece şampiyonlukla kalmıyor, yaptıkları milyarlık sponsorluk anlaşmaları, çeşitli ihaleler, bilet gelirleri, sözleşmeler, transferler gibi önemli maddi güce sahip bir sektör haline gelmiş durumdalar. Yıllardır bürokrasinin desteğini alan bu takımlar hem mali hem sosyal hem de politik güç durumdalar. Böyle bir düzen içinde daha fazla kazanmak ve güçlenmek için yasadışı yollara başvurmaları elbette mümkündür.
Öte yandan ise yıllardır bilinen şike sorununun gündeme getirilmesinin zamanlaması düşündürücüdür. Niye şimdi? Amaç yolsuzluklara karşı mücadele olsa AKP hükümetinin kendisi gırtlağına kadar yolsuzluğua batmış. En son ÖSYS, KPSS sınavlarında kendi taraftarlarını gözetmek adına geliştirdikleri şifreleme yöntemiyle gündeme gelmişlerdi. Binlerce öğrenci ve ailenin sokağa dökülmesine rağmen olayın üstü kapatılmıştır. Bu yolsuzluklarla anılan AKP hükümetinin ’’Temiz eller’’ adıyla operasyonlar düzenlemesi akla kuşkular getirir.
Bu bir boyun eğdirme operasyonudur. Fethullah Gülen ve cemaati sayesinde polis ve ordu içinde, eğitimde, siyasette bir güç haline gelen AKP, eski düzen yanlılarını da operasyonlarla kendisine biat ettiriyor. Sporda buna benzer başka bir olayda yaklaşık bir sene önce Galatasaray Spor Klübü’nün başına gelmişti. Yeni açılan statta Başbakan Erdoğan yuhalanınca yüzlerce taraftara soruşturma açılmıştı. Hatta Başbakan Erdoğan Galatasaray yönetimine ’’İhaleyi henüz size vermedik’’ diyerek de bir gözdağı vermişti. Yaşanan bu olayda bir taraftar grubu suçlu ilan edilerek Galatasaray yönetimi taraftarlar adına Başbakan’dan özür dilemişti. Diğer adıyla’hizaya’ gelmişti.
Bu, hükümetin güç kazanma operasyonudur. İktidara gelen her parti spor alanı dahil olmak üzere kendi egemenliğini hissettirmiştir. 1935-1950 yıllarındaki tek parti döneminde 16 yıl Fenerbahçe’nin başkanlığını CHP’li Şükrü Saraçoğlu yapmıştır. DP’nin iktidara gelmesiyle Şükrü Saraçoğlu koltuğunu DP milletvekili Osman Kavrakoğlu’na devretmiştir.1960 yılların ortalarında ise CHP ve AP ortak iktidarında Fenerbahçe Başkanı CHP’li İsmet Uluğ iken Başkan Yardımcısı ise AP’li Faruk Ilgaz idi. Bugün Fenerbahçe eski düzen ilişkileri içinden gelişen yeni gücü iyi görememiş ve yıllardır kendisine göz yuman iktidarın ve yargının bir anda kendi aleyhine dönmesiyle başbaşa kalmıştır. Yaşanan bu olay bu nedenle ’temiz eller’ operasyonundan çok iktidarın gücünü gösterdiği, siyasal bir operasyondur. Ayrıca operasyon ile AKP ve Başbakan Erdoğan İstanbul takımları karşısında ezilen konumundaki Anadolu takımları taraftarlarından da büyük destek alacağa benziyor.
Bu bir örtüleme operasyonudur. Şike operasyon haberlerinin medyada çarşaf çarşaf yayınlandığı sırada başka önemli bir gözaltı daha yaşandı. Zahit Akman ve Zekeriya Karaman Deniz Feneri davası kapsamında gözaltına alındılar. Deniz Feneri davası küçük haberlerle geçiştirildi. Deniz Feneri operasyonu ile Fenerbahçe operasyonu birlikte izlendiğinde ortaya çıkan görünüm şudur: Bir operasyon medya eşiliğinde yapılıyor diğerinde ise medyada neredeyse çıt çıkmıyor. O zaman akla Fenerbahçe operasyonunun hiç değilse zamanlamasının özellikle ayarlandığı düşüncesi geliyor. İktidar dış baskılara rağmen geciktirdiği operasyonu yaparken dikkatleri kaydırmayı mı düşündü?.
Deniz Feneri operasyonu üç yıl önce Almanya’da yapılmıştı. Deniz Feneri, yoksullara yardım propagandası ile kurulan bir şirkettir. RTÜK eski başkanlarından Zahit Akman ve Zekeriya Karaman ise bu şirketin öndegelen isimleriydi. Dinciler ellerindeki medyayı kullanarak insanların dini duyguları istismar etmiş, resmi rakamlara göre 110 milyon euro, gayri resmi muhasebe hesaplarına göre ise 140 milyon euro toplanmış. Zekeriya Karaman, Mustafa Çelik, İsmail Karahan ve Zahid Akman’ın Deniz Feneri adına toplanan paralarla sürekli şirketler kurdukları ve toplanan paraları kendi zimmetlerine geçirdikleri tespitiyle Alman Federal Savcılığı Frankfurt Mahkemesi’nde haklarında dava açıldı. Deniz Feneri soruşturmasına kadar Almanya’ya çok sık gidip gelen Zahid Akman soruşturmanın açılmasıyla Almanya ile ilşikisini kesmiştir. Almanya’da dolandırıcılıktan hakkında davalar açılan Zahid Akman ise ilginçtir o sırada Türkiye’de RTÜK Başkanı ve yönetim kurulu üyesi idi. Frankfurt Mahkemesinde bulunan dava dosyasının 201-250, 501-550, 651-700, 1351-1400, 1701-1750, 2101-2150, 2551- 2600 sayfaları arasında Zahid Akman’ın Türkiyeli göçmenleri dolandıran birçok paravan şirketin yöneticiliğini yaptığı saptaması da yer alıyor. Alman Federal Savcılığı yurtdışında toplanan paraların Kanal 7 üzerinden Türkiye’ye aktarıldığını banka hesapları ile tespit etmiş ve kanal hakkında da suç duyurusunda bulunmuş. Savcılık ayrıca Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’ın denetiminde özel bir programla hazırlanmış muhasebe kayıtları olduğunu ortaya çıkarmış. (Mustafa Peköz, 11 Temmuz 2011) Almanya’daki mahkeme kararlarına rağmen Deniz Feneri sanıklarının davası üç yıl sonra ele alınıyor.
Basında “temiz eller” operasyonu tam gaz giderken Sivas Katliamının baş sorumlusu olarak on sekiz yıldır aranan Cafer Erçakmak ise geçtiğimiz gün evinde ölü bulunmuş olduğu bildiriliyor. Cafer Erçakmak’ın evi Sivas Valiliği’ne 400 metre, Sivas Emniyetine ise 500 metre uzaklıktaymış. Cafer Erçakmak’ın ölümünün de aranması kadar düzmece olup olmadığı tartışılıyor.
Fenerbahçe operasyonu bu durumda güç odaklarını iktidar karşısında dize getirmek amacı taşıyor. Bu operasyon ayrıca kamuoyunda AKP iktdarına kitle tabanı da sağlayacak nitelikte. İktidar böylece yolsuzlukların üzerine gidiyor ve zayıfları koruyor görününü vermektedir. Başta Karadeniz olmak üzere Anadolu takımlarının taraftarlarının sempatilerini kazanmayı da düşünüyor olmalılar. Her şeyden önce “temiz eller” operasyonunun kendisi şike.
[…] *Fenerbahçe Operasyonu […]