Burkina Faso’nun yeni başkanı emperyalizmi kınıyor, Che Guevara’dan alıntı yapıyor, Nikaragua, Venezuela ve Küba ile ittifakı savunuyor: “Özgürlüğü için savaşmayan bir köle hiçbir hoşgörüye layık değildir”

0
617

Ben Norton

Çeviren: Mehmet Yücel

Burkina Faso’nun yeni Devlet Başkanı İbrahim Traoré, ülkesinin geçmişteki devrimci lideri Thomas Sankara’yı anarak ve Che Guevara’dan alıntılar yaparak emperyalizm ve yeni sömürgecilikle mücadele sözü verdi.

Batı Afrika ülkesi ayrıca Nikaragua, Venezüella, Küba ve İran’daki devrimci hükümetlerin yanı sıra NATO’nun ezeli rakibi Rusya ile de yakın diplomatik bağlar kurdu.

Ocak 2022’de Burkina Faso’da bir grup milliyetçi subay, eğitim gördüğü ülkenin eski sömürgecisi Fransa ile yakın ilişkiler geliştirmiş zengin bir bankacı olan devlet başkanı Roch Kaboré’yi devirdi.

Subaylar, yeni başkan Paul-Henri Sandaogo Damiba liderliğinde, Koruma ve Restorasyon için Yurtsever Hareket (MPSR) adını verdikleri bir hükümet ilan ettiler.

Paris’in halen Frankofon Batı Afrika üzerinde uyguladığı yeni-sömürgeci politikaları ve ekonomik, siyasi ve askeri kontrolü kınayarak Fransız hegemonyasından gerçek anlamda bağımsızlık sözü verdiler.

Burkina Faso, Fransa ile on yıllardır süren askeri anlaşmasını sona erdirerek yıllardır ülkede bulunan yüzlerce Fransız askerini sınır dışı etti.

Yeni Başkan Damiba başlangıçta popülerdi. Ancak ülkeyi istikrarsızlaştıran ölümcül selefi-cihatçı isyancıları yenemediği için destek azaldı.

Eylül 2022’de Burkina Faso’da hoşnutsuzluk, İbrahim Traoré adında başka bir milliyetçi askeri lideri iktidara getiren bir sonraki darbeye yol açtı. O sırada henüz 34 yaşındaydı, bu da onu en genç liderlerden biri yapıyordu.

Traoré, “ulusun yeniden kuruluşunu” ve kapsamlı bir “modernizasyonu” gerçekleştirme, şiddet içeren aşırıcılığı bastırma, yolsuzlukla mücadele etme ve “hükümet sistemimizi tamamen reforme etme” sözü verdi.

Karizmatik Burkinabe lideri, konuşmalarını sık sık devrimci Küba’nın resmi sloganının Fransızca çevirisi olan “La patrie ou la mort, nous vaincrons!” sloganıyla bitiriyor:

Patria o muerte, venceremos! (Vatan ya da ölüm, biz galip geleceğiz!)

Başkan olarak Traoré, Thomas Sankara’nın devrimci fikirlerinden bazılarını geri getirdi.

Sankara Marksist bir Burkinabè subayı ve 1983 darbesiyle iktidara gelen kararlı bir pan-Afrikanistti.

Sankara sosyalist bir devrim başlatarak yoksul ülkeyi toprak reformu, altyapı geliştirme ve geniş kapsamlı halk sağlığı ve okuryazarlık programları yoluyla dönüştürdü.

Sankara’nın liderliği altında Burkina Faso aynı zamanda Fransız yeni sömürgeciliğine meydan okudu ve Küresel Güney’deki devrimci mücadelelerle ittifaklar kurarak anti-emperyalist bir dış politika izledi.

Bu sol politikalar 1987’de Sankara’nın eski müttefiki Blaise Compaoré liderliğindeki bir başka darbeyle devrilmesi ve öldürülmesiyle tersine döndü; Compaoré daha sonra sert bir şekilde sağa kayarak ABD ve Fransa ile ittifak kurdu ve 2014’e kadar hileli seçimlerle iktidarda kaldı.

Bugün İbrahim Traoré büyük ölçüde Sankara’nın mirasından yararlanıyor. Batı Afrika’nın ve bir bütün olarak kıtanın Batı’nın yeni sömürgeciliğinden kurtulmasını istediğini açıkça ortaya koymuştur.

Bu Temmuz ayında Rus hükümeti Saint Petersburg’da bir Rusya-Afrika Zirvesi düzenledi. Traoré konferansa katılan ilk Afrikalı lider oldu. Orada ateşli bir anti-emperyalist konuşma yaptı.

“Bizler dünyanın unutulmuş halklarıyız.” Rus devlet medya kuruluşu TASS tarafından yayınlanan kısmi transkripte göre Traoré, “Ve şimdi ülkelerimizin geleceği hakkında, inşa etmeye çalıştığımız ve iç işlerimize hiçbir müdahalenin olmayacağı dünyada yarın işlerin nasıl olacağı hakkında konuşmak için buradayız” dedi.

TASS’ın haberine göre:

Burkinabe Devlet Başkanı konuşmasında egemenlik ve emperyalizme karşı mücadele konularına da odaklandı. “Kaynak zengini Afrika neden dünyanın en yoksul bölgesi olmaya devam ediyor? Bu soruları soruyoruz ve hiçbir yanıt alamıyoruz. Ancak Burkina Faso için daha iyi bir gelecek inşa etmemize yardımcı olacak yeni ilişkiler kurma fırsatımız var” dedi. Afrika ülkelerinin on yıllardır, köleliğin modern bir biçimi olarak adlandırılabilecek barbarca ve acımasız bir sömürgecilik ve emperyalizmden muzdarip olduğunu vurguladı.

“Ancak [özgürlüğü için] savaşmayan bir köle hiçbir hoşgörüye layık değildir. Afrika devletlerinin başkanları emperyalistlerin elindeki kuklalar gibi davranmamalıdır. Ülkelerimizin gıda kaynakları da dahil olmak üzere kendi kendilerine yetebilmelerini ve halklarımızın tüm ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini sağlamalıyız. Halklarımıza şan ve saygı; halklarımıza zafer! Ya vatan ya ölüm!” Traore, Kübalı efsanevi devrimci lider Ernesto “Che” Guevara’nın sözlerinden alıntı yaparak özetledi. Burkina Faso’nun 35 yaşındaki Devlet Başkanı zirve sırasında kamuflaj üniforması ve kırmızı bere giydi.

Traoré 29 Temmuz’da Saint Petersburg’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile özel bir görüşme gerçekleştirdi.

Burkinabe lideri görüşmede Sovyetler Birliği’ni İkinci Dünya Savaşı’nda Nazizm’i mağlup ettiği için övdü.

Burkina Faso Latin Amerika devrimci hareketleriyle bağlarını güçlendiriyor

Burkina Faso’daki yeni milliyetçi hükümet de Latin Amerika’daki devrimci hareketlerle bağlarını derinleştirmeye çalıştı.

Mayıs ayında Batı Afrika ülkesinin başbakanı Apollinaire Joachim Kyélem de Tambèla Venezüella’ya gitti.

Tambèla, Venezüella Devlet Başkanı Nicolás Maduro ile bir araya gelerek “iş birliği, dayanışma ve büyüme içinde ilerleme… sağlam bir kardeşlik ilişkisi kurma” sözü verdi.

Temmuz ayında Burkinabe başbakanı Sandinista Devrimi’nin 44. yıldönümünü kutlamak üzere Nikaragua’ya gitti.

Tambèla, Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega’nın daveti üzerine 19 Temmuz’da Managua’da düzenlenen devrim kutlamalarına katıldı.

Eylül 2022’de Burkina Faso’da gerçekleşen darbenin ardından yeni devlet başkanı Traoré, başbakan olarak uzun süredir Thomas Sankara’nın takipçisi olan Apollinaire Joachim Kyélem de Tambèla’yı seçerek birçok gözlemciyi şaşırttı.

Tambèla, Burkinabe devrimi sırasında Sankara’nın müttefikiydi. Sankara 1980’lerde iktidara geldiğinde, Tambèla bir dayanışma hareketi örgütledi ve yeni sol hükümet için uluslararası destek aradı.

Tambèla bir pan-Afrikanisttir ve komünist ve sol örgütlerle bağlantılı olmuştur.

Traoré aralık ayında yaptığı bir konuşmada Tambèla’nın “ulusun yeniden kuruluşu” sürecini denetlemeye yardımcı olacağını söyledi.

Traoré, Tambèla’yı başbakan olarak atayarak Sankara’nın devrimci mirasını yeniden canlandırma konusundaki kararlılığını somut bir şekilde göstermiş oldu.

Sandinista Devrimi’nin yıldönümünde yaptığı konuşmada Tambèla, Burkina Faso’daki devrim ile Nikaragua’daki devrim arasındaki tarihsel dayanışma mirasını ele aldı.

Tambèla, Sankara’nın 1986 yılında Nikaragua’yı ziyaret ettiğini ve Sandinista lideri Daniel Ortega’nın da aynı yıl Burkina Faso’yu ziyaret ettiğini hatırlattı.

Sankara 1984 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada şöyle demişti

”Ayrıca, limanları mayınlanan, şehirleri bombalanan ve her şeye rağmen kaderleriyle cesaret ve açıklıkla yüzleşen Nikaragua’daki yoldaşlarıma yakın hissetmek istiyorum. Latin Amerika’da emperyalist tahakkümden muzdarip olan herkesle birlikte acı çekiyorum”.

Sankara 1984 ve 1986 yıllarında Küba’yı da ziyaret ederek devrimci Devlet Başkanı Fidel Castro ile bir araya gelmişti.

Burkinabe Başbakanı Tambèla 19 Temmuz 2023 tarihinde Managua’da yaptığı konuşmada “Benim neslimden insanlar için bizi Nikaragua, Augusto César Sandino, Sandinista Ulusal Kurtuluş Cephesi ve Komutan Daniel Ortega ile birleştiren şeyler var” dedi.

“Nikaragua’yı tanımayı öğrendik. Kurtuluş mücadelesi başladığında ben küçüktüm ama Nikaragua’nın kurtuluş bağlamını gün be gün takip ettik. Temmuz 79’da gittim ve Managua’ya girdiklerinde mutluyduk, benim yaşımdaki insanlar bunu kutladı” diye hatırlıyor.

”Sonra Thomas Sankara iktidara geldiğinde, Daniel Ortega ve Sandinista Devrimi bizim için mutlu bir şeydi; öğrenciler olarak Nikaragua’nın tarihini çok çalıştık, gelişimini takip ettik”.

Tambèla, Burkina Faso’nun Nikaragua’yı Uluslararası Adalet Divanı’nda ABD’ye karşı açtığı davada desteklediğini de sözlerine ekledi. Washington, solcu hükümete karşı terör savaşı yürüten aşırı sağcı “Contra” ölüm mangalarını yasadışı olarak desteklemekten ve Nikaragua limanlarına mayın döşemekten suçlu bulunmuştu. (Nikaragua 1986’da davayı kazanmasına rağmen, ABD hükümeti bugüne kadar Orta Amerika ülkesine yasal olarak borçlu olduğu tazminatların tek bir kuruşunu bile ödemeyi reddetti).

Tambèla, “Nikaragua’nın mücadelesi aynı zamanda halkımızın mücadelesidir” dedi.

Burkinabe Başbakanı 19 Temmuz’da yaptığı konuşmada Küba, Venezuela ve İran’dan gelen diplomatik heyetlere de özel selamlarını gönderdi.

Tambèla, “Küba ile çok yakın ilişkilerimiz var” diye ekledi.

“Başkan Fidel Castro Afrika’daki devrim için çok önemli bir kişiydi hem Küba’ya hem de Başkan Fidel Castro’ya dair mükemmel anılarımız var.”

***

Nikaragua’daki Sandinista Devrimi’nin 44. yıldönümü olan 19 Temmuz, Burkina Faso’nun eski devrimci lideri Thomas Sankara’ya ithaf edildi.

Burkina Faso’nun mevcut başbakanı törende bir konuşma yaparak dayanışmayı yeniden teyit etti.

Sankara, 1984 yılında ABD’nin terör savaşı sırasında Nikaragua’yı ziyaret etmişti.

Bu makale 4 Ağustos 2023’te Monthly Review Online’da yayınlanmıştır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.