Haftanın Özeti: Dünyada artan ABD karşıtlığı, Türkiye’de ilericilik adına ABD taraftarlığı

0
327

Bu haftaki özetimize Yargıtay’ın skandal kararıyla başlayacağız. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Gezi davası sebebiyle tutsak edilen TİP Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği ihlal kararına uyulmamasına hükmetti ve karara imza atan AYM üyelerini “yargısal aktivizm” yapmakla suçladı.Karara imza atan üyeler hakkında ise suç duyurusunda bulundu. “Darbe girişimi” olarak adlandırılan Yargıtay’ın bu kararına siyasi partilerden tepkiler geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel halkı bu darbeye karşı direnmeye davet etti. CHP Meclis’te oturma eylemi başlattı ve Özgür Özel baroların Yargıtay’a yapacağı yürüyüşe tam destek vererek orada olacağını belirtti. Bir başka tepki ise Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş’tan geldi. Baş, milletvekili arkadaşı Can Atalay’ın hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulduğunu belirtirken, Yargıtay’ın AYM kararına uymamasıyla Anayasayı çiğnediğini belirtti. Muhalefetin bu açıklamaları sonrasında Ankara Emniyet Müdürlüğü ise ilginç bir paylaşımda bulundu. 15 Temmuz darbe girişiminden bir video paylaşan Emniyet, “O hain geceyi unutmadık, unutturmayacağız” ifadelerini kullandı. Gelen tepkilerden sonra paylaşımı kaldıran Emniyet Müdürlüğü, kısa süre sonra aynı videoyu tekrar paylaştı. Emniyetin muhalefetin demokratik direniş söylemleri karşısında yaptığı paylaşım, açık bir tehdit olarak değerlendiriliyor. 

Yargıtay’ın skandal kararına sadece muhalif partilerden değil, eski AKP’li Hüseyin Çelik’ten de tepki geldi. Bir dönem AKP’nin Milli Eğitim Bakanı olarak görev yapan Çelik, “Tam vesayetler kalktı derken, bu sefer biz kendi militan yargımızı oluşturduk. Helal olsun bize!!!” sözleriyle AKP’nin yargıyı kendi çıkarları için nasıl araç haline getirdiğini de itiraf etmiş oldu. Erdoğan yaşanan krize, “Taraf değiliz, hakemiz” diyerek katıldı ve sorunu Anayasa değişikliğine doğru götürmek niyetini ortaya koydu. 

Türkiye’nin bir başka önemli gündemi ise CHP Genel Başkanlığı’na seçilen Özgür Özel ve sonrasında CHP içinde yaşanan tartışmalar idi. İddialara göre Genel Başkanlığa seçilen Özel ile İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu arasında Parti Meclisi’ni oluşturacak liste konusunda anlaşmazlık çıktı. İmamoğlu kendi listesini hazırlarken, Özel’in bu listeyi çok bulduğu belirtildi. İkili arasında yaşanan bu gerginlik nedeniyle Parti Meclisi için üye seçimi üç kez ertelendi. Diğer yandan Kemal Kılıçdaroğlu’nun göreve getirdiği Eren Erdem CHP Medya, Planlama ve Sosyal Medya Politikaları Genel Başkan Yardımcılığı görevinden ayrıldı. Bilindiği gibi Eren Erdem ve Kılıçdaroğlu’nun liderliğine itiraz eden başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere bir kısım CHP’li arasında uzun süredir soğuk rüzgarlar esiyordu. CHP’de yaşanan şahsi çekişmeler onun halkta umut yaratmasını zorlaştırıyor. CHP’nin yeni lideri Özel’in verdiği en kötü işaret CHP’yi Batılı emperyalistlere daha çok yaklaştıracağı ifadeleri oldu. Özgür Özel’in Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi’nin karşı karşıya geldiği Can Atalay davasında CHP’yi direnişe çağırması ve Meclis’te oturma eylemi yapması ise ilgi yarattı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in sessiz sedasız Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaret haftanın önemli gelişmelerinden biri oldu. Ankara’da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile bir araya gelen Blinken’in gündeminde İsrail’in abluka altına aldığı Filistin meselesi vardı. Hakan Fidan Blinken ile kameralar karşısında yakınlık anlamına gelecek pozlar vermekten kaçınsa da iki dışişleri bakanının kameralar arkasında gayet uyumlu görüştükleri bildirildi. AKP iktidarı sözde İsrail’e karşı Filistin’in yanında yer alıyor, pratikte ise binlerce sivili katleden İsrail yönetimine karşı ne ekonomik yaptırımda bulunuyor ne de siyasi tutum alıyor. Siyasal İslamcıların bu tutarsızlığı ortaya konulan verilerle de gün yüzüne çıkıyor. İsrail’in en büyük çelik ihracatçısı olan Türkiye’nin İsrail ile ticaret hacmi, AKP’nin iktidara geldiği günden bugüne yaklaşık 5 kat artarak 2022’de 7 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. Ayrıca Türkiye’nin İsrail’e yaptığı çelik ihracatı da geçtiğimiz yıl 2 milyar doların üzerinde. Durum, AKP’lilerin ekranlarda şov yaptığı, arkadan ise ABD ve İsrail politikalarına ne denli uyumlu olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. 

Diğer yandan Blinken ve Fidan arasında gerçekleşen görüşmede İsveç’in NATO üyeliği, F-16 satışının Biden tarafından ertelenmesi ve ABD’nin Rusya’ya yönelik yaptırımları delmekle suçladığı ve aralarında Türk şirketlerinin de bulunduğu kişi ve firmalara yönelik giderek sertleşen yaptırımların da ele alındığı iddia edildi. 

Kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için her hafta Galatasaray Meydanı’nda toplanan Cumartesi Anneleri’nin artık polis tarafından gözaltına alınması değil, gözaltına alınmaması ilginç bir durum teşkil ediyor. Bilindiği üzere geçen haftaki eylemde anneler gözaltına alınmamış, meydana karanfil bırakabilmişti. Bütçe görüşmeleri sırasında konuşan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Cumartesi Anneleri zaten mağdur” diyerek sorunu bir an önce çözeceklerini aktardı. Sorun dedikleri şey nasıl çözülür bilinmez ancak annelerin ve kayıp yakınlarının kararlı ve yılmaksızın gerçekleştirdiği eylemler her türlü baskının üstesinden gelecek kapasitededir. 

Türkiye bölümümüzü hafta boyunca yaşanan bazı işçi direnişlerini yazarak bitiyoruz: İşten çıkarılan Ataşehir Belediye işçileri 40 gündür direnişlerini sürdürüyor. Sendika üyesi oldukları için işten çıkarılan Aluform işçileri, direnişlerinin 386. gününde. Yine sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan Sputnik işçileri, 86 gündür direnmeye devam ediyor. Tüvtürk Şanlıurfa Polçak işçileri, direnişlerini 1809 gündür kararlılıkla sürdürüyor. Agrobay direnişi 82’nci gününde. Bunlar Türkiye’de çok yaygın olan işçi direnişlerinden bazılarıdır. 19 Kasım’da İstanbul Kartal’da işçi emekçi mitingi yapılacak. DİSK Emekli-Sen ise, “itibarsızlaştırma, yoksullaştırma politikalarına” karşı 10 Aralık’ta Ankara’da “Büyük Emekli Mitingi” yapma kararı aldı. 

Sadece Türkiye’de değil dünyada da işçi cephesi açısından önemli gelişmeler yaşandı: Yunanistan’da inşaat işçileri geçtiğimiz çarşamba günü greve çıktı. İşçiler sosyal güvenlik haklarının verilmesini, toplu sözleşme hakkını, işçi sağlığı ve işçi güvenliği önlemlerinin alınmasını talep ediyor. Bangladeş’te tekstil işçilerinin direnişi giderek büyüyor. 5 yıldır zam almayan işçiler maaşlarının üç katına çıkarılması talebiyle en az 600 fabrikada üretimi durdurdu. Fransa demiryolu işçileri ise ücret artışı ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle eylem gerçekleştirdi. Almanya liman işçileri Almanya’nın en büyük deniz limanı olan Hamburg Limanı’nın özelleştirilerek satılmak istenmesine karşı greve çıktı. Kanada’da da 400 binden fazla kamu emekçisi Salı günü greve çıktı. Kamu emekçileri daha iyi ücret ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini talep etti. İsveç’te ise metal ve liman işçilerinin direnişi sürüyor. Elon Musk’ın sahip olduğu Tesla şirketi, toplu iş sözleşmesini reddedince yüzlerce işçi greve çıktı. İsveç’teki sendikalar direnişle dayanışma grevleri ve eylemleri yapıyorlar. 

İşçi direnişleri, Türkiye’de ve dünyada sol hareketin toplumdaki örgütlenmeyi geliştirebileceği çok önemli bir kanaldır. 

Haftanın özetine dünyadaki gelişmelerle devam ediyoruz. 

7 Ekim’de gerçekleştirilen Aksa Tufanı operasyonu sonrasında İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları ikinci ayın içinde. Gazze’ye yönelik saldırılarında şimdiye kadar 10 binin üzerinde insan yaşamını yitirirken, ölenlerin yaklaşık 4 bin 500’ünü çocuklar oluşturuyor. Özellikle hastaneleri ve sivil alanları hedef alan İsrail, son olarak bir kan bankasını vurdu. Dünya Sağlık Örgütü’nün Gazze’deki insanlık dramına yönelik endişeleri ise Batılı emperyalistler tarafından görmezden geliniyor. Bundan güç alan İsrail devleti, Gazze’ye yönelik kimyasal silah seçeneğini bile açıkça dillendirdi. Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Mariano Gross’den İsrail’in Gazze’ye yönelik nükleer silah kullanılması yönündeki tehditlerini etkisiz hale getirecek tedbirler alınmasını istedi. 

Filistin savaşı 7-8 Kasım’da Japonya’da toplanan G7 Dışişleri Bakanları toplantısının da gündem konusuydu. G7, İsrail’in yoğun saldırıları altındaki Gazze Şeridi’ne insani yardımların ulaştırılması için “Çatışmalara insani ara verilmesi” çağrısı yaptı. 

Diğer yandan perşembe günü ABD, İsrail’in dört saatlik ateşkes yaptığını duyurdu. Ancak bu açıklama İsrail tarafından doğrulanmadı ve çatışmaların Hamas’ın elindeki İsraillilerin serbest bırakılmasına kadar süreceğini açıkladı. 

İsrail-Filistin savaşına yönelik bir açıklama ise Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’den geldi. İsrail yanında taraf tutan Zelenski, Filistin halkının katledilmesini destekledi. Zelenski açıklamasında, savaşı Rusya ve İran’ın da kışkırttığını ifade ederken Kuzey Kore’nin Gazze’ye mühimmat taşıdığını belirtmeyi de ihmal etmedi. Zelenski, Rusya’ya karşı ABD başta olmak üzere tüm Avrupa’dan silah, zırhlı araç ve uçaksavar isteklerinde bulunuyor. Onu Rusya’ya karşı savaşa teşvik eden ABD ve AB ise silah göndermekten yorulmuş durumdalar. Rusya Ukrayna cephesinde özellikle Donbas bölgesinde her gün ilerleme sağlarken Zelenski’nin komutanlarıyla sorun yaşandığı görülüyor. 

Batılı emperyalist İsrail’in yanında saf tutarken, halkın önemli bir kesimi Filistin ile dayanışma eylemleri gerçekleştiriyor. ABD’nin New York eyaletinde, “Barış için Yahudilerin Sesi” (JVP) adlı sivil toplum kuruluşu, Filistin halkına yönelik katliamı protesto etmek için Özgürlük Heykeli’nin bulunduğu adayı işgal etti. Oslo’da ise onlarca kişi beyaz kefen giyerek kentte bulunan tren istasyonunda eylem yaptı. Amerikalı tanınmış şair Rupi Kaur, Biden yönetiminin davetini reddederek sosyal medya hesabında, “Kapana kısılmış sivil nüfusun (yüzde 50’si çocuk) toplu olarak cezalandırılmasını destekleyen bir kurumun davetini reddediyorum” ifadesini kullandı. Almanya ve İngiltere’de binlerce insan sık sık Filistin yanlısı gösteriler yapıyorlar. Batılı ülkelerdeki sosyal medyalarda Filistin yanlısı iletiler İsrail yanlısı iletilerden kat kat fazla izleniyor ve destek alıyor. Alman Der Spiegel isimli derginin yaptığı bir araştırmaya göre, Almanya’da Filistin ile dayanışma eylemlerinin sayısı, İsrail yanlısı eylemlerin sayısından 2 kat fazla. Hem de onca baskıya ve yasaklamaya rağmen. İsrail’in saldırıları sonrası gelişen protestolar, ABD ve Batının dünya solu üzerinde özellikle son süreçte geliştirmeye çalıştığı manipülasyonların kırıldığını ve anti-emperyalist potansiyelin geliştiğini gösteriyor. 

Batılı işçiler de İsrail’in saldırılarını çeşitli eylemlerle protesto ediyor. ABD’nin NewYork kentinde bir araya gelen binlerce işçi, işgalci İsrail’i protesto etti. İşçiler, Filistin’le dayanışma içinde olduklarını belirtti. İspanya’nın Barselona kentinde ise Liman İşçileri Örgütü’ne (OEPB) bağlı işçiler, çalıştıkları limanlarda İsrail’e savaş malzemesi taşıyan gemilerin faaliyetlerini engelleyeceklerini bildirdi. 

Filistin ile dayanışma eylemleri Türkiye’de de gerçekleşti. Limter-İş’e bağlı tersane direnişleri çarşamba günü yaptıkları eylemle, işçi sınıfının İsrail’in işgaline karşı direnen Filistin halkının yanında olduğunu belirtti. Ayrıca Beylikdüzü Ambarlı Limanı’nda da işçiler, İsrail’deki Aşdod Limanı’ndan kalkarak İstanbul’a gelen gemilerin, İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkinin göstergesi olduğunu belirten bir eylem gerçekleştirdi ve “İsrail ile tüm ilişkiler kesilsin” çağrısında bulundu. 

Filistin-İsrail savaşında emperyalistlerin baskı ve yasaklarına rağmen halkların ezilen Filistin halkının yanında olması umut veriyor. İsrail’in, Filistin direnişi karşısında yetersiz kaldığı görülüyor. CHP ve HEDEP’in Filistin’de yaşananlara ABD cephesine yakın baktıkları biliniyor. Türkiye’de solun Filistin halkıyla dayanışmadaki pasif tutumu bağımsız sol ihtiyacını açığa vurmaktadır.

Patronların bitmek bilmeyen para hırsına karşı emekçiler hem Türkiye’de hem de dünyada direnişlerini sürdürmeye devam ediyorlar. 

CHP’nin 10 Kasım’da Atatürk anması törenleri ne yazık ki eski Atatürkçülükten pek farklı değil. Erdoğan onlara “Gardrop Atatürkçüsü” derken ne yazık ki haklıdır. Atatürkçülük adına emperyalistlere sığınacak değil onlara karşı çıkacak bilinç ve ülkemizin gericilikten kurtulması için mücadele edecek yürek gerekiyor. CHP sokağa çıkma ve direnme kararının arkasını getirebilirse muhalefetin gelişmesine katkıda bulunabilir. Ancak kendi içinde iktidar mücadelesine girmiş ve iyice sağcılaşmış CHP liderliğinin etkili çıkışlar yapması çok zordur. Kitleler mücadele eder, sol güçler de etki yaratabilirse CHP de o zaman uyum sağlamak çabasına girebilir. Sosyalistlerin inisiyatifinin gelişmesi belirleyici önemdedir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.